2016 dünyasının kriz olasılıklarını tartışıyoruz ve birkaç belirleme yapıyoruz.
Emperyalist sistemin merkezinde 2008 krizinin tekrar patlak vermesi değil; uzun sürecek bir durgunluğun yerleşmesi söz konusudur. Buna karşılık sistemin çevresi ile sınırlı ve 1998-2002’de sadece “Güney” ekonomilerini sarsmış olan bunalımın bir benzeri beklenmektedir. O bunalım, çevreye dönük sermaye hareketlerinde sert bir daralma ile Doğu Asya’da başlamış; iki kere Türkiye’ye de uğradıktan sonra Latin Amerika’da son bulmuştu.
Bugünkü durum 1998’i niçin hatırlatıyor? Son iki yılda da metropol kökenli sermaye hareketleri hızla yavaşladığı için... “Bu seferki Güney krizi nerede başlayacak?” sorusu gündeme gelince kırılganlıklar mercek altına alınıyor ve “zayıf halkayı” oluşturan 4-5 ülkeden biri olarak Türkiye de gösteriliyor.
Ancak, bağımlılık olgusu kırılganlıklardan önce incelenmelidir. Kriz etkenlerinin başında gelen yabancı sermaye hareketlerini bu açıdan ve Türkiye bağlamında gözden geçirelim.