Erdem’le Silivri’ye getirildiğimiz gece, ilk kayıtta hangi suçtan tutuklandığımızı sordular:
“Terör mü, adi mi?”
Arkama yaslanıp derin bir nefes aldım:
“Casusum ben” dedim, ciddi bir edayla...
Muhataplarımda yarattığı hayretle karışık hayranlığın keyfini sürdüm.
İyi de... Sorsalar hangi ülkenin casusu olduğumu, bilmiyordum. Bilsem, oranın bir casusuyla bir köprü üzerinde takas edilmemi isteyeceğim; ama söylemediler.
İşin kötüsü, elde casus olduğumu gösterebileceğim bir kanıt da yok.
Hâkimin kararına bakılırsa, acemi bir casus olduğum için, ele geçirdiğim belgeyi hemen alıp gazetede manşetten vermiştim. O da yakaladı tabii...
Eldeki tek kanıt bu...
Adalet biraz ağır işlediği için, 6 ay sonra fark etti bu durumu...