Geçen yıl IŞİD barbarlığı karşısında Ezidilerin anlattıkları çok ağır gelmişti, bazılarını yazamadım bile. Ezidi ülkesi Şengal’i (Sincar) IŞİD’den kurtarmak için ‘Özgür Şengal Operasyonu’nun başladığını öğrenince 23 Eylül 2014’te Derik kampında kulak verdiğim insanları hatırladım yeniden.
Çadırların önünde oturmuş beyaz tülbentli kadınlar…
Derinlere, çok derinlere dalmış bakışlar…
Çaresiz erkekler…
Taştan, topraktan oyun çıkaran çocuklar…
65 yaşındaki Murat Nasır öfkeliydi, kırgındı, umutsuzdu:
“Gece ikide Girzerik köyündeki çocuklarımla konuştum. Köyde çatışıyorlar, haber gönderip yardım istiyorlar ama yardım gitmiyor. Köyden kaçıp Şengal’in merkezine geldiler. Biz Şengal’deydik. Peşmerge, asayiş, parti sorumluları hepsi yanımdan geçip gitti. ‘Ayıptır’ dedim, ‘Düne kadar aslandınız şimdi tilki oldunuz’ dedim. ‘Baba kendini kurtar, dağa çık’ deyip gittiler. Dereye ulaştığımızda DAİŞ’i (IŞİD) destekleyen Sünniler bize ateş açtı.