Acaba toplumsal tansiyonu biraz olsun düşürürler mi? Medyanın üstüne gitmekten, cam çerçeve indirmekten, gazeteci dövmekten artık vazgeçerler mi? Yargıya müdahaleyi bir süreliğine de olsa keserler mi? Kürt meselesindeki gerginliği azaltmak için adım atarlar mı?
Ünlü filozof Hannah Arendt güç ve şiddet/baskı arasındaki ilişkiyi şu şekilde kurmuş: gücün olduğu yerde şiddet ve baskı yoktur. Baskı ve şiddet güçsüzlüğün alametidir. Güç istemi karşılandığında, şiddet ve baskıyı uygulayanlar artık bunlara gerek duymazlar.
İşleyen kurumların, yargı bağımsızlığının, siyasi otoritenin gücünü dengeleyip denetleyecek kurumların olmadığı, aksine siyasetin bütünüyle şahsileştiği, tüm kurumların içlerinin boşaltıldığı bir ortamda öyle görünüyor ki Türk demokrasisi AKP hükümetinin insafına kaldı.
Bir çoğumuzun aklında aynı sorular var.
Acaba toplumsal tansiyonu biraz olsun düşürürler mi?