Gazeteci olarak bir haber yaparsınız, yazı yazarsınız birilerini rahatsız eder, kızdırırsınız. Güç odakları sizi hedef gösterir. Onların tetikçisi olan gazeteciler devreye girer. Hedef olan gazeteci hakkında algı oluşturulması için kampanya yapılır. Kampanya zamana göre değişir, gün gelir “komünist” derler, gün gelir “bölücü” diye yazarlar. Gün gelir “terörist” diye suçlar, gün gelir “vatan haini” ilan ederler.
Toplumun en azından bir kısmını size düşman ederler. Hatta sizi tanıyanlar bile “terörist” ya da “hain” olduğunuza inanır. Etrafınızdaki insanlar azalır, yalnızlaştırılırsınız. Artık toplumun psikolojisi hazırdır. Sıra sokakların hareketlendirilmesine gelir. Tehdit telefonları ederler, yazılı tehditler gelir, gazetenizin kapısına, önüne gelip tehdit ederler. Bunlar olurken devletin sizi koruması gereken yüzü de olan biteni seyreder.
Ve bir gün köşe başından tetikçiler çıkagelir, kendilerine verilen görevi icra ederler. Gazeteci cinayetleri ve yapılan saldırılarda aşağı yukarı süreç böyle işler. Tetikçinin yakalanması ise o saldırının aydınlanacağını değil, aksine soruşturmanın saptırılacağını gösterir.