Dün tarihî bir gündü. Aslında içinde yaşadığımız günlere yayabiliriz bu payeyi.
Hayır, Mars'ta su bulunduğu sırada Suudi Arabistan'ın insan hayatını umursamayan, küstah ve beceriksiz yöneticileri onca hacının ölümüne yolaçtığı ve birkaç yüz kişi mi, birkaç bin kişi mi öldü, biz hâlâ bilemediğimiz için değil.
Dün Rusya Suriye'de IŞİD-DAİŞ'i bombalamaya başladı. ABD, Fransa ve başka Batılı devletler de IŞİD'i bombalıyor. Bundan böyle hep beraber bombalayacaklar. Uçakları birbirine engel olmasın, birbirleri için tehlike yaratmasın, yanlışlıkla birbirlerini vurmasınlar diye mecburen haberleşecekler. Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en geniş fiilî koalisyon kuruluyor olabilir. Her an birbirini kollayan, mümkünse birbirine sırtını dönmemeye çalışacak ortaklardan oluşan bir koalisyon.
Şu anda herkesin gözü, sahaya yeni çıkan oyuncuda: Rusya'nın atağı, İsrail ile Rus askerlerinin dahi temas edebileceği bir ortamda, Suriye ve haliyle Irak ve haliyle Ortadoğu denklemlerini nasıl değiştirecek?
Şu an için mecburen işin daha çok askerî yönü üzerinde duruluyor. Putin Rusya'sının Batılılardan çok daha gözü kara ve daha atik davranması, IŞİD ve -kendi tanımlarıyla- “El Kaide ile bağlantılı bütün öbür örgütler”e daha kısa sürede daha okkalı darbeler indirerek bir nevi esas oğlan rolü kapmaya çalışması, bir ihtimal.