Geçen Pazartesi günü, aynı başlıklı yazımda, Sayın Ali Babacan’ın, AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu’nun adaylık teklifini kabul ettiği haberini yorumlamıştım. O yazıda, Babacan’ın son üç yılda siyasal ve ekonomik gelişmeler ile demokrasi ve insan hakları hakkındaki görüşleriyle, adaylık kabulünü birleştiremediğimi yazmıştım. Milletvekili adaylığını kabulü için, Sayın Babacan’a uygun düşen bir açıklama bulamadığım için, yazımın sonuna, “okuyucuların düşüncelerini öğrenmek istiyorum, yazarsanız sevinirim” diye bir not koymuştum.
Okuyuculardan gelen çok sayıda cevabı özetlemeye çalıştım.
Öncelikle olayı değerlendirenleri birleştirdim, genel değerlendirmede şu görüşler öne çıkıyordu:
“Babacan'ın teklifi neden kabul etmiş olduğunu düşünmeden önce, liderin arkasında koşan milletvekillerini ve % 40 oy veren seçmeni anlamaya çalışalım. .
“Babacan AKP içinde farklı bir ses de olsa bu ses bir anlayışa, felsefeye, paradigmaya dönüşemediği sürece çok bir anlam ifade etmiyor.
“Seçimleri kurtarıp tek başına iktidar olmak için her şeyi yapacaklar, sonucu detaylar belirleyecek, Partiyi su üstünde tutacak dallardan biri olabilir düşüncesiyle, Babacan da o detaylardan biri olarak davet edilmiştir.