Özgür Mumcu dünkü yazısında, Star Gazetesi’nde köşe yazarı olan babasının katil zanlısına “ Medya dünyasına hoş geldin ” dedi.
Kanlı bir bayrağın nasıl yağlı bir pişkinlikle, göstere göstere el değiştirdiğini, tetikçilerle destekçileri arasındaki vefa duygusunun nasıl devreye girdiğini, çiviyle çaktı gözümüze...
Ne ilk el değiştirme bu; ne son bayrak devretme...
Dipçiğin yerine copun, Hoca’nın yerine Hacı’nın, aklın yerine jölenin sürüldüğü bir dönemden geçiyoruz.
Medyada, yargıda, eğitimde, sermayede hızlı, hırslı, iştahlı bir nöbet değişimi yaşanıyor.
Hırsızlığa, yolsuzluğa, sultanlığa direnen kalemler, hâkimler, akademisyenler, işadamları bertaraf edilirken, yerleri, rant paylaşımından nemalanan ve Saray’a yaltaklanan isimlerle dolduruluyor hızla...
Katillerin gardiyan, hırsızların kasiyer, suçluların kadı olduğu bir rejim doğuyor.
Özgür, Star’ın yeni köşe yazarının biyografisinde Uğur Mumcu cinayetinden sonra yurtdışına kaçtığının ve tutuksuz yargılandığının yazmamasına dikkat çekmiş.
Ben de başka bir biyografideki eksikliğe takıldım dün...