İlk gerçek, son üç yıldan beri, demokrasi adına bir tek adım bile atılmamış olmasıdır! Meselenin özü budur!
Sayın Erdoğan, madalya töreninde terör – demokrasi – siyasal partiler ilişkisini ele aldı ve iki görüşünü açıkladı:
1- “Terör örgütleri ülkemiz için tehdit olmaktan çıkarılana kadar, silahların susması değil, silahlar bırakılıp gömülünceye kadar, üzerine beton dökülene kadar, sınırlarımız içinde tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”
2- “Terörle mücadele, demokrasi ve hukukun en başta gelen şartıdır. Çünkü terörün olduğu yerde bu kavramların esamesi okunmaz.”
Bu cümlelerdeki “Terör” kelimesinin, sözlülüklerdeki anlamıyla, Terörle Mücadele Kanunu (TMK)‘ndaki anlamı arasında çok büyük farklar vardır. Ülkemizdeki sıkıntının kaynağı bu farklı anlamla ilgilidir.
Savcılar ve yargıçlar doğal olarak TMK’ndaki “terör”, “terör örgütü”, “terör örgütü üyeliği”, “terör suçu”, “teröre yardım” tanımlarına göre işlem yapmaktadır.