Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Çocuktu.

Henüz 11 yaşında.

Alsancak Stadı’na gidiyor, kahramanını seyrediyordu. Sait Altınordu’ydu kahramanı… İzmir’e heykeli dikilen, futbolu kadar karakteriyle de efsane, Sait Altınordu… “Onun gibi olacağım” diyordu.

16 yaşındayken, amatör takımda forma verdiler bu çocuğa… “8 numarayı giyebilir miyim?” diye sordu. “Niye?” dediler. “Sait ağabey 8 giyiyor” dedi. Giydi 8 numaralı formayı, gol kralı oldu… Alsancak Stadı’nın tribünlerinde hayaller kuran o küçük çocuk, Metin Oktay’dı.

Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük ismi oldu. “Taçsız Kral” oldu. İnsanlar, çocuklarına onun adını koydu.

Hayatı film oldu. Taçsız Kral’ın yapımcısı Ertem Eğilmez, yönetmeni Atıf Yılmaz’dı, Gönül Yazar, Ayten Gökçer, Ajda Pekkan, Erol Taş’la birlikte, başrol oynadı. Şarkı oldu. Kitap oldu. Belgesel oldu.

Koalisyon görüşmelerine yaklaştıkça AKP saflarında bariz bir tedirginlik oluşmaya başladı. Bunun bir nedeni tek başına iktidara alışmış bir partinin şimdi bu yetkiyi paylaşma rahatsızlığı. Ayrıca MHP ile olduğunuzda tipik bir ‘eski Türkiye’ mesajı vermekle kalmazsınız. Muhtemelen parti içi yapılanmanızda ilkesizlik hakim olur ve devlet bürokrasisi de hızla eskiye dönüş yapar. CHP ile yaptığınızda ise kendi içinde tutarsızlıklar taşıyan, yerli ve dış birçok unsurun kolayca nüfuz edeceği bir parti ile yürümek durumunda kalırsınız ve bunun yaratacağı tehlike ve tuzaklara karşı tetikte olmanız gerekir.

Ne var ki CHP ile bir koalisyon kaçınılmaz olarak ‘yeni’ olana aittir ve tarihsel parantezin barış içinde, yumuşak bir geçişle kapanmasını sağlayabilir. Bu partinin ima ettiği belirsizliğin aşılması ise hiç de zor olmaz. Çok net bir koalisyon protokolü yapılır, kamuoyuna sunulur ve herhangi bir taraf anlaşmayı bozduğu an koalisyonun biteceği söylenir. Bunu bozacak taraf AKP olmayacağına göre girilecek seçimde siyasi bedeli CHP ödeyecektir. Diğer taraftan CHP için kısa vadeli bir koalisyon anlamlı olmaz, çünkü AKP’nin iktidarda kalmasına destek işlevi olarak değerlendirilir. Dolayısıyla CHP uzun vadeli bir işbirliği isteyecek ve bunu ihlalden de kaçınacaktır.

Öyle bir işadamı düşünün ki, kadınları, anneleri, bu ülkede yaşayan herkesi parasıyla aşağıladığı küfür, yaptığı her işle yan yana anılan bir imzaya dönüşmüş olsun.

Ve Türk yargısının 8 bin TL tarife biçtiği o imzayı, milyarlarla katlaya katlaya, memleketin cümle sathına atmaya devam etsin...

90’lı yıllarda Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı dönemi ve Karadeniz Otoyolu vesilesiyle adı duyulmaya başlayan Mehmet Cengiz, bugün, “Can alıcı kamu ihaleleri ona verildiği için mi bu kadar güçlü, yoksa çok güçlü olduğu için mi can alıcı ihaleler ona veriliyor?” sorusunun anlamını yitirdiği bir iktidar aktörüdür artık.

Türkiye’nin Erdoğan sorunu vardır.

Bu sorun gözardı edilerek, Türkiye bir adım ileri gidemez.

Erdoğan sorunu gözardı edilerek, bu ülkede demokrasi de olmaz.

Hukuk devleti de olmaz.

İstikrar da olmaz.

Erdoğan sorunu gözardı edilerek yarın başlayacak olan koalisyon turları ancak nafile turlar olabilir.

Çünkü Erdoğan hâlâ bir ‘ kabus ’tur Türkiye siyasetinin üzerinde.

’da büyük bir tokat yemiştir ama siyaset daha hâlâ o ‘kâbus’tan tam olarak uyanabilmiş değildir.

Saray’daki Sultan bugün de oyun içinde oyunlar kurmaya devam ediyor.

Bu oyuna gelmek demek, bu ülkede istikrara, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne açılan yolu uzatmak demektir.

CHP’nin AKP ile yapacağı bir hükümet ortaklığı kendi açısından ciddi bir fedakarlık olacaktır. Çünkü yolsuzluk ve hukuksuzlukla yıpranmış bir partiyle kurulacak bir iktidarda ciddi biçimde yıpranacaklardır.

Ancak, hem AKP’nin, hem Türkiye demokrasisinin çıkarına olacaktır. İki yıl sürmesi halinde ülkenin temel hukuksal sorunlarını çözeceği gibi, ekonomiye de belli bir disiplin getirerek işlerin tamamen çığrından çıkmasına engel olacaktır.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, düşmüş bir iktidarın pervasızca bürokraside atama yapmasından rahatsızlık duymakta çok haklıdır. Hükümetin fiilen düştüğü, kimi bakanların milletvekili sıfatını kaybettiği bir dönemde yapılan bu atamalar açıkça milli iradeye saygısızlıktır.

Ben yapmadım, Geziciler yaptı

-Çin'de Müslümanlara zulüm... Ramazanda zorla içki içirdiler.

-Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde oruç yasağı.

-Neden oruç tutuyorsunuz katliamı: 18 ölü.

-Çin'in Uygur zulmü durmak bilmiyor.

-Sakal uzattı diye 6 yıl hapis cezası verdiler.

-Çin, 3 Uygur'u idam etti.

-Çin öldürüyor, kimse görmüyor.

-Çin polisi 2 Uygur kadını öldürdü.

-Çin DEAŞ bahanesiyle zulmü arttırıyor.

Bu haberlerin tümü, 'Uygurlar üzerinden yeni Gezi tuzağı' diye başlık atan gazetede çıktı.

Dün Srebrenitsa ’da 1995 yılında gerçekleştirilmiş olan soykırımın 20. Yıldönümü anma törenleri gerçekleştirildi. 1990’ların ilk yarısında eski Yugoslavya topraklarını kan gölüne çeviren savaşın en büyük katliamlarından biri, Bosna Hersek ’in bu şehrinde Sırp milisler tarafından Boşnaklara karşı gerçekleştirilmişti. Yaklaşık sekiz bin kişinin öldürüldüğü katliam, Bosna’daki savaşta yaşanan tek insanlık trajedisi değildi kuşkusuz. Ancak Srebrenitsa, özellikle uluslararası camianın başarısızlığını ortaya koyan en somut örneklerden biri oldu.

Avrupa kıtasının göbeğinde cereyan eden eski Yugoslavya savaşlarını Avrupalı güçlerin bir türlü yatıştıramamış olması üzerine çok yazılıp çizildi. Bir açıdan Yugoslavya’da yaşananlar, Soğuk Savaş ertesinde Avrupa’da oluşan coşku havasının ve geleceğe dair pembe umutların hızla sona ermesini sağladı. Zaten en sonunda, eski Yugoslavya’daki savaşları bir NATO müdahalesi ya da adını açıkça koymak gerekirse Bill Clinton yönetimi altındaki ABD sona erdirdi.

ABD ve Avrupa'da moderniteyi ve onun acı meyvesi olan zalim dünya düzenini kıyasıya tenkit eden önemli bilim ve düşünce adamları vardır. Bizde ise kendi din ve kültürümüze eleştirel yaklaşan, ama moderniteyi bütün değerleri ve kurumları ile adeta kutsayan “modernite müminlerinden” söz edebiliriz.

Bunların iki önemli özelliği vardır:1. At gözlüğü kullanırlar, 2.Farklı düşünce ve inançlara karşı tahammülleri yoktur.

Ben İslam'ın diğer alanlar yanında bir siyasi sistemi de ana hatlarıyla ihtiva ettiği inancını ve kanaatini taşıyorum. Bu siyasi sisteme hilafet adı verilmiş. Bazı zalim eller tarafından hilafet saltanata çevrilince kapıkulu “alimler” bunun da islâmî olduğunu savunmuşlarsa da hemen her zaman ve zeminde saltanat ve istibdada karşı çıkan gerçek alimler bulunmuştur.

Ankara’ya ilişkin “ yüksek siyaset ”i bugün değiştirelim. Önemli gördüğüm bir konu içine sokuyorum sizi: Almanya resmen, İkinci Dünya Savaşı öncesi, 1904- 1908 arası, bir “ geç gelen ” saldırgan sömürgeci olarak işgal ettiği Afrika Namibya’da (o zamanki adı Alman-Güneybatı Afrikası) “ halk katliamı -soykırım ” yaptığını resmen kabul etti. Bu konuda Namibya hükümeti ile ortak bir açıklama yapacaklar.

O tarihte, Namibya’nın Herero ve Nama kabileleri, Alman işgaline isyan ederler. Vahşi sömürgeci olarak Alman ordusu, başlarında General Lothan von Trotha , en az 85 bin insanı öldürür ve çöle sürer. Çölde aç bırakarak öldürmek de bir Alman yöntemi olur (*).

Almanlar kabilelere karşı yaptıkları kırımı bir “ ırk savaşı ” olarak da nitelendirdi.

CHP lideri KılıçdaroğluAKP ile hükümet kurarsanız Saray'a gider misiniz?' sorusuna şaşırtıcı şekilde ‘Başbakan Yardımcısı olacağımı kim söyledi?' diye cevap verdi. Bu olası bir koalisyonda kabinede yer almayacağının mesajı.

Benzer hava MHP'de de var. Devlet Bahçeli'nin ‘bakan' olarak hükümete girmeye pek sıcak bakmadığı söylentisi yaygın. Neden? Biraz umutsuzluk biraz da sağlam ve uzun ömürlü koalisyonun kurulamayacağı inancı. Yoksa niye iddialı bir kabinede genel başkanlar olmasın. Genellikle genel başkanların tercihi Dışişleri Bakanlığı ile taçlandırılmış Başbakan Yardımcılığı gibi yüksek profilli koltuk.

Peki koalisyon ihtimali nedir? Siyasetin barometresi neyi gösteriyor? Erken seçim seçenekler arasında en yüksek olasılık. CHP, MHP ve HDP müzakereye ‘hayır' demiyor. Üç lider de Davutoğlu'na ‘randevu' verdi. ‘Masaya oturup konuşalım' dedi. Kapılar görüşmeye, buluşmaya açık. Yoksa koalisyona değil.

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Bakanlık, Valiliklere Talimat Gönderdi: "Belediye Kreşlerini Kapatın"
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı