Türk medyasının yayın yönetmenlerinden biri, bir söyleşisinde '30-40 bin lira maaş alıyorum' demiş. 30-40 varken ben o aradaki 10'a fena taktım. Çünkü 'başarı nedir' diye sorarsanız, işte o 30 ile 40 arasındaki 10'un herhangi bir öneminin bulunmadığını sindirmektir! Çünkü o 10, bu memleket nüfusunun bir bölümünün, ayda değil tam bir yılda kazanabildiği para olduğu halde birilerinin gözüne görünmez.
Türk medyasının en genel yayın yönetmeni, en yazar, en bişey şeysi karakterlerinden biri, “30-40 bin lira maaş alıyorum, yarısı hayatımızın içine sıçılmasının karşılığı” demiş (şurada: http://t24.com.tr/haber/fatih-altayli-30-40-bin-lira-civari-maas-aliyorum-yarisi-hayatimizin-icine-sicilmasinin-karsiligi,297184). İnanır mısınız, önce yanlış okumuş, yanlış anlamışım. Kendisine bu paranın, bizim hayatlarımızın içine sıçılması karşılığı verildiğini sanmışım. Değilmiş.
Söyleşide kendisine sorulan sorulara verdiği cengâverâne cevaplardan anlayabildiğimiz kadarıyla, şahıs, doğrunun, haklının, iyinin ve güzelin hizmetinde, bir Kaiser Sosa titizliği ve uyanıklığıyla, Malkoçoğlu cesareti ile Kara Murat çevikliğine Robert Fisk derinliği ekleyerek, efsanevî görevler yapmış.