Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Listeler nihayet belirlendi. Perde arkasında kulağımıza kadar gelen büyük tartışmalar, araya giren hatırı sayılır kişiler, kıyasıya bir mücadele sonrasında partilerin adayları belli oldu.

Bu satırlar yazılırken henüz resmî olarak isimler açıklanmamış olsa da büyük bir sürpriz olmazsa bahsedeceğim isimleri önümüzdeki dönemde Meclis’te göreceğiz.

Baştan belirteyim CHP ve HDP’nin aday profillerinden çok memnunum. Evrensel ölçütlerde özgürlüklerin ve adaletin bu adaylarla temsil edileceğine hiç şüphem yok.

CHP: Ana muhalefet partisi uzun zamandır ”heyecan yaratma” özelliğini kaybetmişti. Önce ön seçim, ardından da dün büyük şehirlerdeki kadın adaylarla yeni bir rüzgâr estirme imkânı yakaladı.

Sağa açılım durdu: Ön seçim süreci, CHP teşkilatlarının sağa açılmak istemediğini net bir biçimde ortaya koymuştu. Genel merkez bu mesajı aldı. Geçen seçimde baş tacı edilen ”sağ” adaylar bu kez liste dışı ya da alt sıralarda yer buldu.

HDP’ye oy kaptırmama listesi: CHP listesi, kilit bölgelerde sosyal demokrat ve genç oyların HDP’ye kaymasını önlemeyi amaçlıyor. Bu anlamda CHP büyük bir sıçramaya değil, ”oyunu muhafaza etmeye” odaklanmış. Ancak Rıza Türmen, Melda Onur, Gülseren Onanç, Aykan Erdemir gibi sosyal demokrat ve medyatik isimlerin liste dışı kalmış olması hayal kırıklığı.

Ermeni aday seçimi cesur: Kadın adayları öne çıkardığı ve İstanbul 2. Bölge 1. Sıraya bir Ermeni aday koyduğu için Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlamak gerekiyor. Her ne kadar CHP’nin bu kararı HDP’nin Garo Paylan (İstanbul adayı) seçiminden sonra gelmiş olsa da yine de anlamlı. Ermeni adaylar hiçbir parti için büyük bir oy patlaması anlamına gelmez; ancak 1915 felaketinin 100’üncü yılında, hepimize ”tarihin doğru cephesine” doğru bir adım atma imkânı verir.

7 Haziran seçimlerinin en önemli eşiklerinden biri aşıldı. Milletvekili aday listeleri YSK'ya teslim edildi. En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. HDP ve CHP, Kürt ve Alevi kesime hitap eden aday profilleriyle, AK Parti'nin bir adım önde yarışa başlamasına neden oldular.

Bu seçimlerde iki önemli nokta var.

1-AK Parti, Başkanlık sistemini getirecek Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek bir sayıya ulaşacak mı?

2-HDP barajı aşacak mı?

O nedenle bu seçimlerde gözler AK Parti ve HDP'nin üzerinde olacak.

Seçim sandığı açıldığında bu soruların yanıtını almış olacağız. Ama bu arada milletvekili listeleri, seçim beyannamesi ile liderlerin performansı belirleyici olacak.

Partiler aday listelerini dün 7 Nisan Salı günü saat 17.00 itibarıyla Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti.

Dünkü listelere bakarsak seçimlerin bütün partiler için ama özellikle de hedeflerinin yüksekliği bakımından AK Parti için zor geçeceği söylenebilir.

Dünkü tabloya bakarak şöyle bir tahlil yapmak mümkün:

1- Seçimin en önemli özelliklerinden birisi, HDP’nin eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ın sözüne sadık kalarak 7 Haziran seçimlerine parti olarak girmesi oldu. Sözü uzatmaya gerek yok, HDP adaletsiz yüzde 10 barajını aşarsa, CHP ve MHP oylarını hiç artıramasalar bile AK Parti’nin tek başına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı süper-başkan yapacak bir anayasa değişikliğini gerçekleştirmesi imkânsıza yakın zor.

Bu seçimlerin en önemli faktörü de işte bu. HDP’nin geniş taban siyasetiyle göz diktiği sosyalist ve liberal şehirli Türkler zaten öteden beri CHP’ye oy vermezler. Ama HDP’nin umutlu olduğu merkez-sağ ve muhafazakâr Kürtler AK Parti’ye oy veriyorlar, yani HDP’nin yüzde 10’u aşmasında CHP’nin sandalye kaybı pek olmaz, ama AK Parti’nin olur.

ADAY listelerine baktığımızda, hiçbir parti için 'Vay be ne isimler çıkardılar' denecek bir durum söz konusu değil, isimler öngörüler doğrultusunda çıktı.

Büyük sürprizler yaşanmadığı için fark aramak durumundayız.

Farkı ise önseçimle CHP, yarı yarıya kadın aday çıkararak HDP yarattı.

Kılıçdaroğlu'nun kontenjan tercihleri ise bakılan yere göre eleştiri de, alkış da alabilir; ama 'İktidara kadromu koruyarak gideceğim' mesajı verdiği, kriz yaratmamayı hedeflediği anlaşılıyor.

CHP gibi bir partide, birkaç ilden gelen, geçici ve geçiştirilebilecek kırgınlıklar dışında, geçmiş seçimlerdeki isyanların görülmemesi de bunun işareti.

“Gerilla Kartaldır”. Eğer 7 Haziran’da vekil olarak seçilirse TBMM sayfasında yer alacak biyografisinde yer alması muhtemel kitap adlarından biri bu. Mahmut Memduh Uyan HDP’nin Ankara 2. Bölge birinci sıra adayı. Mesleği bölümünün yanında Gerilla Komutanı da yazabilirdi. Çünkü Devrimci Yol Hareketi’nin kurucularından Uyan, 12 Eylül darbesinden sonra Karadeniz’de dağlara çıkan Dev-Yolcuların Ana Gerilla Birliği’nin komutanıydı. Darbeye direnen Dev-Yolculardan Ordu, Giresun, Artvin dağlarında 60’ın üzerinde insan çatışmalarda hayatını kaybetmişti. 1985’de tutuklanan Uyan’ın biyografisine girecek ikinci kitabının adı ise “Ben bir insanım”. Bir işkence günlüğü bu. “Ben bir insanım ben bir insanım ey işkenceciler ben bir insanım” diye biten eski Türkiye’yi anlatan bir kitap…

Farkında mısınız? Ekonomi bürokrasisinin temel kurumları uzun zamandır başsız.

Dört kritik kurumun tepe noktası, Saray’ın, hükümete inisiyatif tanımayan aşırı müdahaleci tutumu sonucu aylardır ya boş, ya sancılı:

Sekiz aydır müsteşarı asaleten atanamayan bir Hazine.

Beş aydır yeni başkanı asaleten atanamayan bir BDDK.

Müsteşarı milletvekili adaylığı için istifa etmiş bir Maliye.

Bunlara ek olarak, sistematik faiz baskısıyla istifanın eşiğine getirilmiş bir Merkez Bankası.

Başka iktidarlar döneminde, her biri uzun uzadıya tartışma konusu yapılabilecek bu tablo, kişi hak ve özgürlüklerinin hukuki ve fiziki olarak alabildiğine baskı altına alındığı ağır siyasi havanın etkisiyle, bırakın gündeme taşınmayı, fark edilmiyor bile.

İstanbul’daki son terör eyleminde, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesiyle birlikte terörün yeniden konuşulmaya başlandığı bir dönemden geçiliyor.

Çeşitli örgüt isimlerini etiket olarak kullanarak, yabancı servislerin devşirdiği bazı katillere operasyon yaptırıldığını söyleyenlerin yanında, bu tür terör yapılarının, zaten doğrudan Batılı veya bölgesel istihbarat örgütleri tarafından kullanışlı bir biçimde örgütlendirildiğini, aynı örgütün kendi içinde fraksiyonlara ayrılarak da çeşitli istihbarat kuruluşlarına hizmet veren taşeronlara dönüştüğünü söyleyenlerde mevcut. Medyadaki bu tartışmanın içinde “bu tür terör yapılanmalarının sosyalizm, sol, vb ideolojilerle izah edilemeyeceğini, dolayısıyla bu tür terör örgütlerinin sol sayılamayacağını” savunanlar da var.

Türkiye’de kendilerini sol diye tanımlayan hareketlerin, ”organik bir sosyalizm ideolojisine dayanmadığı” biliniyor. Endüstri devrimini yaşamamış bir toplumda, işçi sınıfının ideolojisi olarak tarih sahnesine çıkmış, en azından bu iddiayı taşıdığından şüphe duyulmaması gereken sosyalizmin, Türkiye’deki sol hareketlerle irtibatını kurmak, ciddi bir sorundur.

Siyasi partilerin 7 Haziran seçimlerine yönelik aday belirleme yöntemleri, listelere yerleştirdikleri isimler, adayların sıralamadaki yerleri, partileri seçimin ardından çeşitli bağlamlarda etkileyecektir. Adaylar, seçildikleri andan itibaren, parti içindeki konumları, yasama faaliyetindeki rolleriyle bir sonraki seçime kadar partilerin kamuda görünen yüzleri olur. Seçmenin partisine ilişkin zihninde inşa ettiği algıda aday belirleme sürecinde yaşanan tüm gelişmeler hayati öneme sahip olduğu için, aday seçimi siyaset bilimci Moshe Czudnowzki tarafından “anahtar” aşama olarak nitelendirilmektedir. Partilerin her biri neredeyse farklı yöntemlerle adaylarını belirleyerek, listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ettiler. Böylece anahtar aşama geçilmiş oldu.

Siyasetin en uzun günüydü dün. Gözler Ankara’daydı. Milletvekili aday listelerinde yani. Saadet Partisi, BBP ile yaptığı seçim işbirliğini genişletti.

AKP’nin, Saadet’e son dakika hamlesiyle seçime birlikte girme teklifi şaşırttı. Ancak teklif düzeyinde kaldı. Saadet soğuk baktı. Diğer partilere yöneldi. Ve bir blok oluşturmayı başardı.

Siyasetin tecrübeli ismi Meclis Başkanı Cemil Çiçek, liste günlerini mahşere benzetir. Kimsenin kimseye faydasının dokunmadığı, herkesin kendini kurtarmaya çalıştığı güne yani. Sadece düz milletvekilleri değil parti yöneticileri de kendi derdine düşer. Listede ismini görmek için. Nitekim bütün partilerde dışarıda kalanlar oldu. CHP’den Güldal Mumcu ve Umut Oran, MHP’den Mehmet Şandır gibi.

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!