Bir zamanlar AKP ve mütedeyyin gruplara yönelik önyargılı, taraflı ve düşmanca ifadeler telaffuz edildiğinde ayıplanır, medyada günlerce teşhir edilir, kullanılan ‘nefret söylemi’nin toplumu kutuplaştırdığı söylenirdi...
Bu ifadeler AKP iktidarında azalsa da tamamen ortadan kalkmadı.
Ancak ‘nefret söylemi’ artık AKP siyasetçileri ve destekçilerinin dilinde bir ‘karşı silah’a dönüştü.
Oysa nefret söylemi ne tek bir gruba yöneliktir, ne de ifadeyi söyleyen kişiye göre değişir.
Öncelikle tanımı doğru yapalım:
“Nefret söyleminin temelinde önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu/düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve homofobi yatar.
Kültürel kimlikler ve grup özellikleri gibi unsurlar, nefret söyleminin kullanılmasını etkiler. Ancak özellikle de, yükselen milliyetçilik ve farklı olana tahammülsüzlük gibi koşullarda, nefret dili yükselir ve etkisini arttırır.” (Nefretsoylemi.org)
MUHALİFE KÜFÜR NORMALLEŞTİ
Bu tanımın ışığında, neredeyse her gün, başta iktidar partisi mensupları ve ‘tarafsız’ Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasetçilerin yaptığı konuşmaları aklınızdan şöyle bir geçirin...