Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Çok değil, bundan kısa bir süre önce Diyarbakır’da, “Serok” ifadesi, tek başına gözaltı, tutuklama, dava anlamına geliyordu.

Kelimenin Abdullah Öcalan’la özdeşleşmesi, kelimeyi kullananın da potansiyel bir suçlu olarak görülmesine yol açabiliyordu.

Türkiye, bütün bölgeleri ve kentleriyle ilginç bir ülke.

Bazen kolay gözüken değişimlere şiddetle direnen, bazen en zor gözüken değişimleri kolayca alıp hazmeden, dinamik yerinde duramayan bir ülke.

Bunu, birçok yönüyle Başbakan Davutoğlu’nun dünkü Diyarbakır ziyaretinde görmek mümkündü.

Epey alamet belirdi.

Yüce Divan oylamasında birkaç fire bizi şaşırtmazdı ama 50’ye yakın AKP milletvekili o bakanları Yüce Divan’a yollamak için oy verdi.

Ardından parti içinde o yönde oy kullananlar “hain mi, özgür iradeleriyle oy kullanan siyasetçiler mi” diye özetlenebilecek bir tartışma başladı. “Tartışma” sözcüğünü el ve dil alışkanlığı ile kullandım. Aslında “kapışma” denmeliydi. Partinin üst düzey yöneticileri ile partinin üst düzey tetikçileri kapıştılar.

O kapışmaya AKP’nin ağır toplarından, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de girdi

Mogadişu - Somali’de yaşananlar aslında Afrika kıtasının özeti gibi. Somali’nin uzun ve dramatik bir hikayesi var. Henüz çıkarılmıyor ama büyük miktarda petrol, doğalgaz ve uranyum olduğu ileri sürülüyor. Geniş düzlüklerde kabilelerin yaşadığı Somali büyük jeostratejik öneme sahip. Burası Afrika boynuzunu, Aden Körfeizini, okyanusu ve dolayısıyla Hindiçini kontrol eden bir garnizon. Somali, Batılılardan aldığı sözlere güvenerek 1977’de Etiyopya’ya savaş açmış. SSCB ve Küba’nın devreye girmesiyle Somali askerleri püskürtülmüş.

Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti iktidarını eleştirmek için sözlerine 'Atatürk bugün olsaydı ne derdi' diye başlayanları herhalde sizler de hayretle izliyorsunuz... Bunların kafalarındaki Atatürk ile 'Gerçek Atatürk' arasındaki farkları düşününce herhalde 'Elbet bir gün bunlar da akıllanacaklardır' diyerek ümit ediyorsunuzdur.

Atatürk kurtarıcımız ve kurucumuz olmanın ötesinde, Osmanlı'nın çöküş yıllarında zihinlere yerleşmiş olan 'Biz adam olmayız' yanılgısını silmeyi siyasi yaşamının temel hedefi olarak benimsemiş bir liderdi.

Komşudaki Syriza zaferi bize ne söylüyor?

Yunanistan’da bir siyasi devir sona erdi. Alexis Tsipras’ın (40) liderliğini yaptığı Radikal Sol İttifak Syriza seçimleri 1’inci parti olarak tamamladı.

Yıllardır ekonomiyi sorumsuzca yöneten, ülkede üretimi değil tüketimi destekleyen, sürdürülemez bir ekosistem yaratan ve son kertede mevcut ekonomik çöküntünün mimarı sayılan Yeni Demokrasi (Nea Demokratia)  ve PASOK partileri 1974’ten itibaren sırayla yönettikleri ülkede iktidarı ellerinden kaybetti.

Çözüm sürecinin kritik bir aşamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Diyarbakır ve Batman’dayız.

Çözüm süreci hangi aşamada diye sorarsanız kestirmeden yanıt vereyim?

“Serok Ahmet.”

AK Parti kongresinde Başbakan’a,”Serok Ahmet” (Başkan Ahmet) diye tezahürat yapıldı. Davutoğlu da “Serok Ahmet diyorlar, sağ olun” diye karşılık verdi.

90 yıllarda Güneydoğu’da Nevruz eylemlerini izlemiş, bir gazeteci olarak söyleyeyim ki bunlar birkaç yıl öncesine göre hayal bile edilemezdi. Düşünülmesi ise suçtu.

Başbakan Davutoğlu’nun Diyarbakır’da Kürtçe öğrenme arzusunu açıkladığı sıralarda, Mogadişu’da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali’ye 10 bin konut yapma sözü verdi.

Erdoğan’ın, Başbakanlık’a bağlı bir kurum olan TOKİ adına taahhütte bulunmasının anlam ve içeriğini, Başbakan Davutoğlu, kuşkusuz bizden daha iyi değerlendirir.

Bugün sıcağı sıcağına sorgulamamız gereken temel konu, böylesine iddialı bir projenin finansmanı...

Üstlendiği pek çok projeyi zamanında teslim etmeyerek dar gelirli vatandaşları mağdur eden TOKİ aleyhine açılan davalar ve ödediği tazminatın, dönemin bakanı tarafından yanıtlanmış soru önergeleri ve Sayıştay raporlarına geçmiş olması, konunun önemini artırıyor.

Mısır’ın “darbeci-seçilmiş” başkanı Sisi Paris’te Fransa’nın “sosyalist-seçilmiş” Cumhurbaşkanı ile görüşmüş, silah(lanma) anlaşması da yapılmıştı.

Sonra…

Paris’te Charlie Hebdo baskını ardından Sisi ona başsağlığı da diledi.

Dedi ki: “İslamiyet, masum sivillere karşı böyle eylemlere karşıdır.”

Sonra…

Sisi’nin silahları “25 Ocak ayaklanmasının dördüncü yıldönümü”nde, Mısırlı sosyalist, “masum sivil” Şeyma’yı yakın mesafeden vurup öldürdü!

Syriza akıllı bir strateji ile 'imkansız üçlüyü' delebilir. Sırrı, tam da Syriza'nın talep ettiği gibi pazarlığın nasıl yapılacağında saklı, omurgasında saklı. Sonuçta Troika'nın kurtarma programı kutsal bir metin değil, güncellenebilir, esnetilebilir.

Radikal sol Syriza Yunanistan’da iktidarın başına geçiyor. Bu durumda nasıl bir program uygulayacak? Bunu çoktan ilan etti bile; borçların bir bölümünün silinmesi, kalan kısmının ise vadesinin uzatılması, ödenme kaynağı olarak da kemer sıkma ile değil büyüme performansına bağlı olarak ödenmesi, kamu yatırımlarının hızla artırılması ve buna Avrupa’dan kaynak sağlanması, merkez bankalarınca devlet tahvillerinin satın alınması.

“Oylamanın firesi” konusunu “yarın konuşalım” demiştim, dünkü yazıda. Henüz çok az şey biliyoruz bu konuda, ama önemli bir gelişme, her halükârda.

Dün bir gazetede bununla ilgili bir başka haber başlığı dikkatimi çekmişti. Deniyordu ki, verilen oylar –kâğıtlar– üzerinde bir parmak izi incelemesi kimlerin bakanları aklamaktan yana olmadığını ortaya çıkarabilirmiş; bazı AKP milletvekilleri bundan çekinerek yargılamaya karşı oy kullanmış.

Popüler İçerikler

Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler