Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Tarihten bir anımsatma, bugün yaşananları kavramamızda faydalı olabilir. “Yeni Türkiye” denilen faşizm döneminin kurucu güçlerinden Cemaat’in, kendi yarattığı sistemin tokadını yemesinin örneği 80 yıl öncesinde de yaşanmıştı. 1934 yılının 30 Haziran’ını 1 Temmuz’a bağlayan gece gerçekleştirilen operasyonu tarih, “Uzun Bıçaklar Gecesi” diye kaydetti. Dünyanın adı en çok bilinen faşisti olan Hitler’in, iktidar yolculuğunda büyük görevler üstlenen, “kahverengi gömlekliler” olarak da bilinen “Sturmabteilung” ya da kısaca SA denilen vurucu milislerinis ortadan kaldırttığı gece bu isimle anıldı. İleride kendisine tehdit olacağını düşündüğü Nazi unsurlarının önde gelenlerini ortadan kaldırttıktan sonra Hitler, ordu üzerinde kurduğu sarsılmaz otoriteyle kıyımlarını gerçekleştireceği kanlı yolculuğuna çıktı.

Güne operasyon haberleriyle başladık.

Zaman Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve STV yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca gözaltına alındı.

Üzüldüm mü? Evet üzüldüm.

Aynen 4 yıl evvel Mustafa Kaplan’ın bir gece yarısı alınıp götürüldüğünü haber aldığımda üzüldüğüm gibi.

Ayrıca operasyonun şeklini de doğru bulmuyorum.

Lafı eğip bükmeyi sevmem.

Aynen Ergenekon operasyonu kapsamında Ahmet Şık’ın, Müyesser Yıldız’ın, Türkan Saylan’ın gözaltına alınmasını doğru bulmadığım gibi.

Türkiye dün kara bir pazar gününe uyandı. İktidarın son çılgınlığının adresi bu kez gazete ve TV binalarıydı. Gazeteciler, dizi oyuncuları, yapımcılar, senaristler gözaltına alındı.

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun haftasına girdiğimiz şu günlerde, hakkındaki iddiaları unutturmak isteyen iktidar, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu başta olmak üzere birçok adrese baskın düzenlenip gazetecileri gözaltına aldırdı.

İşin bir basın özgürlüğü boyutu var, bir AK Parti'deki yankılanması. Gülencilerin başına gelenin diğerlerine ders olması isteniyor. 2015'te davaya değil lidere, Erdoğan'a bağlılık esas olacak.

O kadar çok kişinin canı yanmış ki, dün gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki vermekte bile bölündü memleketin aydınları.

Kimi Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın geçmişte gazeteciler, mesela Ergenekon, ya da KCK soruşturmaları sırasında gözaltına alınıp tutuklanırken “Gazetecilikten değil, darbecilik, terörizmden” diye yazdıklarını hatırlatmaya başladı.

Gülen cemaatine bağlı basın mensuplarından bir kısmı, dün gözaltına alındı.

Şüpheliler ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik”le suçlanıyor.

Cemaat mensubu gazetecilerin, daha evvel başka gerekçelerle suçlanıp hapse atılan gazetecileri sahiplenmediği, hatta yargılanmadan suçlu gösterdiği bir gerçek.

Ancak bu gerçek “oh olsun” demeyi haklı çıkarmıyor.

-VAHİMDİR: Gazete ve televizyonlar basılarak... Gazeteciler ve televizyoncular gözaltına alınarak, derdest edilerek... Demokrasiye ve ifade özgürlüğüne büyük darbe vurulmuş olur. Ekrem Dumanlı ve arkadaşlarının gözaltına alınması bu açıdan vahimdir.

-TEHLİKELİDİR: 'Hükümet/Cemaat çatışması', söz söyleme ve ifade etme özgürlüğüne kurban edilemez. Bu çatışmaya yaslanarak gazetelere ve gazetecilere vurulan darbe, aslında tüm toplumun özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Ekrem Dumanlı ve arkadaşlarının gözaltına alınması bu açıdan tehlikelidir.

-HUKUKSUZDUR: 'Devletin egemenliğini ele geçirmek' şeklinde somut hiçbir suçlamayı ihtiva etmeyen, soyutun soyutu bir suçlamayla gazeteler basılamaz, gazeteciler suçlanamaz. Ekrem Dumanlı ve arkadaşlarının gözaltına alınması bu açıdan hukuksuzdur.

-YANLIŞTIR: Yargı, karşıtlara karşı kullanılacak bir silah olarak kullanılamaz. Yargı, hükümet karşıtlarını köşeye sıkıştırma aracı haline getirilemez. Yargı, muhaliflere operasyon çekme aracı yapılamaz. Ekrem Dumanlı ve arkadaşlarının gözaltına alınması bu açıdan yanlıştır.

Sabahtan beri bekliyorum, verilemeyecek hesabım yok. Yaklaşık 20 yıldır gazetecilik yapıyorum. 10 küsur senedir genel yayın yönetmeniyim.

Devletin ve halkın her kesimi ile görüşme imkânı elde etmiş bir insan bir günde nasıl makul şüpheli haline gelir? 30 yıldır yayın faaliyeti yapan gazetenin bugüne kadar hukuk dışı hiçbir şeyi yoktu da şimdi mi ortaya çıktı? Zulme boyun eğmem! Eğeni de hoş görmem. Baskı altında olmayan, özgürce düşündüğünü söyleyen basın var mı Türkiye’de? Durum vahim. Bunu Zaman’a yapılan bir saldırı olarak görmüyorum. Türk demokrasisine, insan haklarına ve Türk medyasına yapılmış bir darbe olarak görüyorum.

Birkaç gündür spekülasyonu yapılan Gülen Cemaati'ne yönelik operasyon nihayet başladı. Aralarında cemaate yakın gazete ve TV yöneticilerinin de olduğu 31 kişi gözaltına alındı.

Gözaltı girişimine yönelik tepkilerdeki çifte standart bir yana, umarım artık yargı da geçmişte Ergenekon ve Balyoz darbe süreçlerinde düşülen hatalara düşmez.

Evrensel adil yargılama standardı neyse herkese o uygulanır. Tabii bu gerçek, Türkiye'nin son yıllarda maruz kaldığı paralel yapı saldırılarının hukuk içinde hesap vermeyeceği anlamına gelmez. Son yıllarda darbelerle yüzleşme sürecinin içini boşaltan, Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil herkesi dinleyerek ülkeyi bir korku cumhuriyetine dönüştüren ' paralel yapı 'yla hesaplaşılmadan gerçek hukuk devleti olunmaz.

“Eden bulur” deyişinin kendi içinde bir hikmet taşıdığı söylenebilir. Bu deyiş de benzerleri de adaletsizlik yapan birinin yaptığının ceremesini, başına gelen başka bir hadiseyle ödemesini ifade eder. Bu sebeple de ilkel bir adalet anlayışını yansıtır. Hukuk devletinde bu ilkel adalet arayışının yeri yoktur.

Dün cemaatin başına gelenlerin çok kişide “eden bulur” hissi doğurması anlaşılır bir durum. Neticede iktidarın gücünü pekiştirmek için kullandığı birçok siyasi/hukuki operasyonun başrol oyuncusu cemaatti.

Bugün yöneticileri gözaltına alınan cemaate yakın medya organlarının, zamanında bu operasyonlara nasıl destek verdiği akıllarda. Destekten de öte bir yönlendirme, sevk ve idare söz konusuydu. Daha dün sayılır, herhalde hepimiz hafızamızı toptan yitirmedik.

Bir ülkenin seçilmiş Başbakanı sokak-yargı-medya darbeleri ile düşürülmeye çalışılıyorsa”

“Millet İradesi yok sayılarak; ÜLKE, YERLEŞİK DÜZEN ve UZANTILARI tarafından gasp edilmeye çalışılıyorsa”

“Bir Genelkurmay Başkanı terör örgütü lideri olarak yargılanırsa hepimizin vicdanı bundan yara alır”...

Bu cümleler başta SEÇİLMİŞLER olmak üzere son dönemde birçok siyasetçi, akademisyen ve kamuoyunda öne çıkan birçok isim tarafından farklı detaylarıyla telafuz edildi...

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!