Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Televizyonu zaplarken gördüm. Tane tane konuşan bir adam AK Saray’ın yapılmasından dolayı neden mutlu olmamız gerektiğini o kadar güzel anlatıyordu ki. O konuşurken ekranın altındaki yazı da sarayı tarif ediyordu. İlk önce ‘milletin sarayı’ ibaresi belirdi ekranın altında, sonra alt yazı, ‘devletin-milletin sarayı’ oldu.

Bu sevimli gazeteci sarayın millete ait olduğunu öyle hararetli bir şekilde anlatıyordu ki, insanın içinden gidip sarayda çay içmek ve “yazık, biz bu saraylarda sefa sürerken bu ülkenin Cumhurbaşkanı kim bilir hangi viranede cefa çekiyor diye” sormak geliyordu.

Yalnız işte, hep ‘uyumsuz’, huzursuz, meselelere milli gözlükle bakmayan birileri çıkabiliyor. Yine öyle birileri çıkıntılık yapmış. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kalkmış TOKİ’ye bu sarayın maliyeti ne diye sormuş. Sana ne kardeşim, o milletin sarayı, senin milletle ne alıp veremediğin var?

7 Aralık, bütün önceki darbeler gibi öncesi ve sonrası iyice düşünülmüş, stratejik bir aklın ve enstrümanların seferber edildiği bir darbe teşebbüsüydü. Öncekilerden bir önemli farkı, diğer bütün darbe teşebbüslerinin tecrübelerini, taktiklerini, aklını son derece başarılı bir biçimde içselleştirmiş, muhtemelen hepsinden daha geniş bir manevra alanını kullanıyor olmasıydı.

Bütün darbe teşebbüslerinde bir ihanet vardır. Neticede meşru yönetimin, yani halkın temsilcilerinin kendisine emanet ettiği bir silahlı gücün veya yetkinin o meşru yönetime çevrilmesi her halükarda bir emanete ihanettir. O yüzden bütün darbeler başka herşeyden önce bir emanete hıyanet boyutuna sahiptir.

Hülya Avşar’ın Saray’ın kapısında kameralara, Yavuz Bingöl’ün Ahmet Hakan’a söylediklerine bakarak soruyorum.

-İnsanların bir siyasetçiye hayran olma hakkı var mıdır… Hiç kuşkusuz vardır.

-Hayranlıklarını abartarak dile getirmeleri hakkı var mıdır… Hiç kuşkusuz vardır.

-Abartarak dile getirirken, o liderlerin hatalarını görmezden gelme hakkı var mıdır… Hiç kuşkusuz vardır.

-Hatalarını görmezden geldikleri liderlere yalakalık yapma hakkı var mıdır… Hiç kuşkusuz vardır. Demokrasilerde bütün bunlar insanın hakkıdır…

Ama iş kurumlara gelince iş değişir.

AB, “Güney Akım Projesi”ne başından beri projenin belkemiğini oluşturan Gazprom’un hem petrol boru hattını inşa eden ve hem de Rus gazını Ukrayna’yı by-pass ederek, Karadeniz’in altından Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan’a geçirecek olmasını, “AB’nin rekabet kurallarının ihlali” olarak gördüğü için karşı çıkıyordu. Ne var ki, “Güney Akım Projesi”, Rusya’nın en ihtiraslı projelerinin başında geliyor ve proje […]

Sandalye sayısının artmasından çok, HDP’nin seçimlere parti olarak girmesinin siyasi anlamı önemli. Ve bu sadece HDP’nin değil, genel olarak Kürt siyasi hareketinin geleceğini yakından ilgilendiren bir konu. Nitekim şu ana kadar gerek İmralı (Abdullah Öcalan), gerek Kandil (PKK/KCK), gerekse HDP’den yapılan açıklamaların tümünde seçimlere parti olarak girilmesi eğilimi ağır basıyor. … İlginçtir, çözüm sürecinde, […]

Diyebiliriz ki geçmişte Doğu’da da Batı’da da sanat iktidarın hükmündeydi, ikisinde de biat şarttı. Lakin Osmanlı en azından –kendi çıkarlarına hizmet etmesi zorunlu da olsa- sanatçının yeteneğini aklıyla ölçer ve sanatçıyı yüceltirken, Batı bu anlamda bir tık gerideydi. (Biraz Tayyip Erdoğan gibi oldum, geçmişte ne harikaydık edebiyatı yapıyorum, biliyorum ama bunlar gerçek.) Gelelim bugüne… Ecdat lafı dillerden düşmüyor. Marmaray […]

İktidar çevreleri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a yükleniyor da yükleniyor. Neden yükleniyorlar? Ne yapıyor ki Haşim Kılıç? -Resmi ideoloji adına sivil iktidara ayar mı veriyor? -Özgürlük düşmanlığı mı yapıyor? -İnsan haklarına aykırı düşen kararlar mı alıyor? -Adaletsiz ve haksız bir yaklaşımla iktidarı sıkboğaz mı ediyor? Hayır. Yüklenmelerinin nedeni bunların hiçbiri değil. İktidar çevreleri Haşim Kılıç’a yükleniyor. […]

Memleketin sağı Anayasa Mahkemesi’ni de yargı denetimini de sevmez. Celal Bayar’dan bu yana hem de. Bakkal hesabına dayalı bir çoğunluk toplamını demokrasi zanneden iki yüzyıl öncesinden kalan bir anlayıştır bu ve bizde pek revaçtadır. Hem kahraman milli irade, yargı vesayetine karşı müsameresini oynar hem de milli iradenin kafasına yüzde on balyozuyla vurulmasını yine milli […]

ok Yavuz Abi, sadece mantığını değil vicdanını da kaybetmeye başlamışsın. Bir cinayette failin hafifletici sebeplerine âşık olmak, o sebepleri parlak ambalajlar ile sarmalamak yakışık almaz. Devlet ile öldürülmüş bir çocuk arasında uzlaşma sağlanamaz ki. O devletten hesap sorulur, adalet aranır, başka çocukların hayatını riske eden suç kültürüne karşı koyulur. Devletin, kolluğun, siyasetin, söylemin öldürülenden […]

Günlerdir haber yapılıyor, görmüşsünüzdür mutlaka… “VIP terör örgütü”ne üye olduğum gerekçesiyle telefonlarımın dinlendiği ortaya çıktı.

Örgütte şu isimler var:

Ali Koç

Caroline Koç

Vuslat Doğan Sabancı

Mehmet Emin Karamehmet

Ferit Şahenk

Bi de ben.

Yani, kendi örgütüm diye söylemiyorum ama, Allah herkese böyle örgüt nasip etsin kardeşim. Aralarında bi tek benim uçağım ve yatım olmadığına göre, sanırım anlamışsınızdır, örgütün kara kuvvetleri benim. Yakalanmasaydık eğer… Cumhurbaşkanlığını lağvedip, yerine CEO atayacaktık. Bin odalı ak saray’ı, adı üstünde, odalar birliğine devredecektik. Çankaya müze olacaktı, Oya Eczacıbaşı’na bağlanacaktı. Basıyorsun düğmesine, konuşuyor, aynı işi görür, Arçelik’in robotu Çelik, başbakan yapılacaktı. Yasama, yürütme, yargı, fazla masraflı oluyor, sadece yasama ve yargı kalacaktı. “Yürütme” kaldırılacaktı.

Popüler İçerikler

Deha Dizisinden Dilan Polat ve Sıla Doğu'nun Olaylı Dansına Gönderme
Yabancılar Hayran Kaldı: Mourinho'nun Trabzonspor Maçındaki Heyecanı Dünyanın Dilinde
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''