ÜNİVERSİTE yıllarında Nakşibendi olan bir çocukluk arkadaşım, yatırım yaptığı bir Kara Afrika ülkesinde Fethullah Gülen Cemaati’nin okullarını ziyaret etmiş ve çok etkilenmiş. Okul yöneticisiyle sohbet ederken büyük bir heyecanla, “Yılda yaklaşık kaç öğrenci İslamiyet’i seçiyor?” diye sorunca, “Abi sen ne diyorsun, eğer böyle bir şey olursa bizi burada kolay kolay barındırmazlar” cevabını almış. Şaşkınlığını üzerinden bir türlü atamamıştı, bana “Peki onca külfete ve fedakârlığa niye katlanıyorlar?” diye sordu.
Galiba Gülen Cemaati’ni, özellikle de onun küresel vizyonunu kavramada bu soru anahtar bir öneme sahip. Bu soruya birbirine taban tabana zıt bir dizi cevap veriliyor. Olumlu bakanlar bu okulların kısa olmasa da orta ve uzun vadede İslam’a, Türklüğe ve Türkiye’ye hayrı olduğunun altını çizerken, olumsuz bakanlar, en az 140 ülkede yaklaşık 1200 eğitim kurumunun küresel güçlerin icazet, teşvik ve desteği olmadan varlık göstermesinin mümkün olmadığı iddiasından hareketle, okulların ardında “karanlık” niyet ve hesaplar arıyorlar.