Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Başbakan Başdanışmanı, ‘İslami kesimin en az yarısı yolsuzlukların olduğunu düşünüyor. Bundan rahatsız’ dedi..

CHP lideri, mütedeyyin camiaya seslenerek ‘Neden susuyorsunuz’ diye sordu.. İktidara desteğin neden azalmadığını sorguladı.. Çıkan sonuç şu; İslami kesimin en az yarısı rahatsız ama bu rahatsızlığını dilendirmiyor..

Dün bu konuya girmiştim.. Muhafazakâr camia üzerine saha çalışması yapılmalı, psikolojileri doğru analiz edilmeli demiştim..

Gördüm ki ilgi çekmiş.. İnsanlar, bu olağanüstü duruma kafa yormuşlar.. Olağanüstü durum çünkü demokratik ülkelerde bu derece tepkisizlik görülmüş şey değildir..

Örneği yoktur....

ÖNCEKİ günkü gazetelerde, Ermenek’teki kazada can veren sekiz madencinin cenaze töreninde çekilmiş bir fotoğraf vardı: Fotoğrafta cenazesi kaldırılan madenci Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe’nin lâstik ayakkabıları görülüyordu ve 75 yaşındaki adamcağızın resminin altına ayakkabılarının “yırtık ve delik olduğu” yazılmıştı.

Haberin devamını dün gazetelerin internet sitelerinde okuduk: Ermenek Kaymakamlığı, Recep Gökçe’ye birini rençberlik ederken, diğerini de günlük hayatında kullanması için iki lâstik ayakkabı vermiş, ayakkabıları caminin imamı götürüp teslim etmişti.

Muhalefet partileri, özellikle CHP, üç beş ay sonraki genel seçime ne kadar hazırlıklıdır kestirmek zor ama AKP, olanca hızıyla, bir yandan da devlet olanaklarını kullanarak 2015’te elbette yine çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Ama bu kez Meclis’te çoğunluk konusunda öncekilere oranla daha başka bir amacı, hedefi var.

Lider kadrosu devlet yönetimini kökünden değiştirecek vekil sayısına erişmek, badem bıyıklının saraylara layık ihtirasını tatmin edecek yeni bir anayasa hazırlığında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte Cezayir’deyiz demeyi çok isterdim ama Cezayir ziyaretini tamamlayıp Ekvator Ginesi’ne geçtik bile.

Afrika’ya Türkiye’deki tartışmaları arkamızda bırakarak geldik.

Çünkü bir dönemlerin yoksul kıtası artık dünyanın yeni ilgi odaklarının başında geliyor.

Yüzyılın başında bölgeyi sömürgeleştiren Batılıların petrolü, doğalgazı, altını ve elmas tarlaları ile meşhur olan bu kıtayı neden erken keşfettiklerini anlatmaya yetiyor.

Atatürk Orman Çiftliği’ne yapılan AKSaray, yargı kararına rağmen sürdürüldü ve neticede kısmen tamamlandı. Hem hukuka aykırı bir inşaat olduğu için tartışıldı hem de hiç ihtiyaç yokken, yüz milyonlarca liranın bir ihtişama gömülmesi eleştiri konusu yapıldı. Üstelik 1 milyar 370 milyon lira henüz inşaatın yarısını teşkil ediyor; daha çok iş var!!! Ayrıca AKSaray sözde Başbakanlığa tahsis edilecekti. Zira mevcut Başbakanlık binası yetersiz kalıyor; üstelik birçok binaya dağınık olarak çalışıyordu. Ama Erdoğan cumhurbaşkanı seçilince, AKSaray onun oldu. Şimdi hemen itiraz edecekler: “Bu milletin malı.” Peki siz millete, “Bir binaya bu kadar para sarf edeceğiz, doğru mu yapıyoruz” diye sordunuz mu? Halkımızın bunca israfı onaylayacağını düşünüyor musunuz?

Ahmet Davutoğlu’na akademik dünyada yakınlığıyla bilinen Gökhan Çetinsaya, 12 Aralık 2011’de YÖK başkanlığına atandığında, bunun Abdullah Gül’ün ve dönemin Dışişleri Bakanı'nın ortak inisiyatifi olduğu kanaati yaygındı. Yeni YÖK Başkanı eski YÖK yönetimlerinden çok farklı bir şey yapmadı. YÖK gibi, kuruluş işlevi “disiplin altında tutmak” olan bir kurumun başkanı olmak, büyük ölçüde o kurumun askeri rejimden genlerine zerkedilmiş reflekslerine tabi olmak demekti. Kurum, başına atananları bu işleve dahil edecek, güçlü bir torna makinasına hep sahip oldu. Üniversite yönetimleri de, sorunlu konuları hep YÖK’e havale ederek, YÖK’ün müdahale kapasitesini sürekli pekiştirdiler. Otoriter rejimler gibi otoriter kurumlar sadece tepeden otoriter olmazlar, aşağıdan gelen otoriterlik talebi çoğu zaman çok daha güçlü ve etkilidir.

Beyaz Türklerin Selocan’ı çözüm sürecinden umudunu kesmiş...

Kendi düşüncelerini “taban” üzerinden seslendiriyor. Taban umudunu kesmiş...

Selocan’ın “taban” dan kastı, kışkırtıp sokağa saldığı provokatörlerse, doğrudur, bu “taban”ın çözüm süreciyle herhangi bir alakası bulunmuyor. Umutlarını kessinler... Çözüm sürecinin bunlara yapabileceği bir güzellik yok. İşledikleri cinayetlerin hesabını verecekler...

Selocan da hesap vermeli...

Ortada 40 ölü var.

1991 yılından beri Batı’nın himayesinde ve Türkiye’nin rızasıyla bağımsız Kürt devletinin altyapısı şekilleniyordu.

Asırlık hayal gerçekleşmek üzere. 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın Sevr banliyösünde bulunan Seramik Müzesi’nde İtilaf Devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan antlaşmada öngörülen bağımsız Kürt devleti Irak Kürdistan’ında kurulma aşamasına geldi.

Ne var ki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim (IKBY) Başkanı Mesut Barzani , her Kürt’ün gönlünde “ bağımsızlık ” yattığını ve bağımsızlığın Kürtlerin “ hakkı ” olduğunu vurgulasa da “ Gerçekçiyiz, buna henüz hazır değiliz, ” demeyi de ihmal etmiyordu.

Devlet, Dersim İçin Özür Dileyebilir

“ Deniz Mektupları ” dizisi yayımlandıktan sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet ’e bir mesaj yollamıştı:

“Aşk olsun sana çocuk ” diyerek, Deniz Gezmiş ’i, Can Yücel ’in dizeleriyle selamlamıştı.

Dün teşekkür için ziyaret ettim.

Sohbet ederken 70’li yıllara gitti.

Deniz yakalandığında Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanıymış. Elinden düşürmediği, “Vergi Hukuku” kitabının iç kapağında, Deniz ’in Gemerek’te yakalandığı günün ertesi Günaydın gazetesinde yayımlanan fotoğrafı yapışıkmış.

Aslında Esed, IŞİD ya da PKK konusunda Türkiye ile ABD arasında ortaya çıkan görüş farklılığı, stratejik anlamda daha geniş bir konudaki farklılığın yansımalarından başka bir şey değil. Bu temel konu ABD ile İran arasındaki “büyük pazarlığın” neticesinin ne olacağı.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye ziyareti ikili ilişkilerin geleceği açısından oldukça kritik bir zamanda gerçekleşiyor. Zira Ankara ile Washington arasında “model ortaklık” dönemi yerini soğuk rüzgârlara bıraktı. Amerikan medyasında Türkiye’yi hedef alan söyleme göre Türkiye, Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) terörist geçişine engel olmadı, bu teröristlerin Türkiye’deki hastanelerde tedavi görmelerini sağladı ve IŞİD’in gerçekleştirdiği petrol satışına izin vererek terör örgütünün büyük bir maddi gelir (günlük 2 milyon dolar) elde etmesine imkân verdi. Sonradan yanlış anlaşıldığını ifade etse de bu iddiaları ifade eden isimlerden biri de Biden’dı. Ancak ABD ile Türkiye arasında tam bir görüş ve hedef birlikteliğinin bulunmadığı, aksine iki müttefikin temel konularda çok farklı düşündükleri son derece aşikâr.

Popüler İçerikler

Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti