Geleceğin tarihçileri muhtemelen en az on yıl daha sürecek olan AKP dönemini bugün birçoklarını şaşırtacak bir netlikle olumlu olarak değerlendirecekler. Vesayetin bitmesinin, ekonominin sıçramasının, özgürlüklerin artmasının, kurumsal yapının yeniden inşasının altını çizecekler. Çünkü zaman makro nitelikleri öne çıkarır. AKP gibi tarihsel bir misyonun yüklenicisi olan ve bunun bilincinde bir liderliğe sahip hükümetler de genel gidişatın doğru yönde belirlenmesine konsantre olurlar. Gerçekten de esas alanda doğruları takip ettiğiniz sürece, yapılacak yanlışların da hükmü azalır ve önemsizleşir.
Ne var ki değişim sürecinin içindeyken daha dar kapsamlı konularda yapılan yanlışlar öne çıkarak siyaseti belirleyebilir. Bunun nedenlerinden biri söz konusu yanlışların, iktidarın ikincil sayması nedeniyle bir süre sonra birikimli bir hal almasıdır. Böylece bu belirgin başarısızlıklar adım adım iktidarın karakteri haline getirilir ve bazen de gelir. Muhalefet ise genellikle bu yanlışlar üzerinden siyaset üretmeyi tercih eder. Hele geleceğe yönelik bir ufuk yaratmak açısından sıkıntı yaşayan bir muhalefetin varlığında, güncele hitap eden başarısızlıkların bir tür kaldıraç gibi kullanılması şaşırtıcı olmaz.