Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini...

AKP ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki çatışma, bu sözü de düşündürüyor bana.

Soruşturması Haziran 2007 yılında başlayan Ergenekon davaları sürecinde en yakın düzeyde tanık olduğumuz bir akrabalıktan sonra, şimdi cemaati yaylım ateşine tutan bir AKP taarruzuna tanık oluyoruz. Öyle bir taarruz ki, bir devlet, ilk kez kendi ülkesindeki bir bankayı da batırmaya çalışıyor.

Ne diyelim, tarihin tiksindiren tekerrürü.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı 'nın birkaç hafta önceki yazısı ile yine Zaman'ın önceki günkü manşeti, işte o akrabalık esnasında neler yapıldığını da hafızalarda yürürlüğe sokuyor.

İş kazalarını önleme ve ILO standartlarını yakalayabilme noktasında çok gerilerdeyiz. Sanki 19. yüzyıl Avrupası’nın yaşadıklarını bizler 21. yüzyılda yeni yeni yaşayıp kavramaya başlıyoruz.

Yaşanan iş kazalarından sonra popülist ve anı kurtarmaya yönelik çıkartılan, sadece o kazaya yönelik kanunlarla iş sağlığı ve güvenliği politikası yürütmeye çalışıyoruz.

Soma’daki maden kazasından sonra Soma’da hayatını kaybeden işçilerin yakınları için bazı düzenlemeler yapıldı. Nelerdi onlar?

  • Soma’da hayatını kaybeden işçinin varsa SGK’ya olan tüm borçları silindi.

  • Gerekli şartlar sağlanmasa dahi eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlandı.

  • Devlet, ölen işçinin eş, çocuk veya kardeşlerinden birisine kamuda personel olma imkânı verdi.

Şimdi Karaman’da meydana gelen kaza ile ilgili hükümet yetkililerine birkaç sorum olacak…

Patron beyefendiler, Soma kazasından sonra çıkan yasaların maliyet artırdığını beyan edip durdular malum. Maliyet artarsa, kâr azalır malum. Az kârlı işi kim niye yapsın değil mi efendim?

Peki sahiden öyle mi? Buyrun, Cumhuriyet gazetesinden Pelin Ünker’in bugünkü (30 Ekim Perşembe) haberinden: Sanayi Bakanlığı verilerine göre madencilik ve taş ocağı sektöründe 2006-2013 yılları arasında kâr oranı yüzde 15.5’i bulmuş. Patron beyefendiler az bulmuştur elbette, ama aynı dönemde imalat sektöründe kâr yüzde 5.9’da, inşaatta 5.6’da.

13 Mayıs'ta Soma'da maden ocağının kapısındaydık. Günlerce içeriden hayırlı bir haberin gelmesini bekledik. Olmadı. Gelmedi hayırlı haber, 301 madenci kardeşimizi gözyaşlarımızla toprağa verdik.

Dün bu kez Ermenek'te yine maden ocağının başındaydık. Acılı ailelerin içindeydik. Soma'da yangının söndürülmesini ve işçilerimize ulaşılmasını beklemiştik günlerce. Ermenek'te de ocağa dolan suyun boşaltılmasını işçilerimize ulaşılmasını bekliyoruz.

Madende ihmal dizboyu… Hayır hayır bu bir ihmal değil cinayet. Soma'da vardiya değişimi madenin içinde yapıldığı için facianın boyutları çok büyük olmuştu. Ermenek'te de işçilerin öğle yemeği için dışarıya çıkmalarına izin verilmediği için yemek saatinde dışarda olmaları gerektiği bir sırada evlerinden getirdikleri kumanyalarını madenin içinde yerken yaşandı bu facia.

Bekleme! Hem de ne bekleme acıyla gözyaşıyla umutla. Acının tarifi yok buralarda. Evlat acısı, kardeş acısı eş acısı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bin odalı olduğu bildirilen sarayı kendisi için yaptırdı.

İnşaat, o başbakan iken başladı. Projenin eski adı “Başbakanlık Hizmet Binası” idi.

Erdoğan cumhurbaşkanı seçimini kazanamasaydı başbakan olarak yine o binada oturacaktı.

Seçimi kazanınca binanın statüsü de onunkiyle birlikte yükseldi, “Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi” oldu. Çünkü ister başbakan olsun ister cumhurbaşkanı, orada oturacaktı.

Yakınındakiler, bin odalı binaya Ak Parti’den mülhem “Aksaray” adını taktılar.

Aksaray...

Gene bir maden kazası.

Türkiye’de Soma gibi bir trajedi yaşandıktan sonra, daha adalet yerini bulmadan, Karaman Ermenek ’ten felaket haberi geldi.

Gene aynı yüzler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , karşımıza çıkarak üzüntülerini belirtiyorlar.

Çelik ve Yıldız’ın istifalarını beklemek beyhude; işçilerin topluca öldükleri kazalar ertesi, hükümetin sorumluluğunu özenle gizlemekte büyük tecrübe edindiler. Üstelik de, AKP’de bir yetkili, adı konarak sorumlu tutulursa veya sorumluluğu üstlenirse, sanki parti, kâğıt helva dağılacak gibi bir psikoloji sözkonusu.

“ Yedirtmeyiz ” yaklaşımı, AKP’de çok ciddi bir sorun. Sorumlunun sorumlu tutulmaması, “ dokunulmazlık zırhına ” bürünmesi, dahası sorumluluğun başkasına yıkılması, özetle “ yedirtmemek ” başlı başına bir siyasi doktrin hâline geliyor.

Beyler,

Size, sizin dilinizle seslenmek istiyorum. Tamam, bu dili iyi beceremeyebilirim. Olsun, size sizin dilinizle seslenmekte yarar var.

Cumhuriyetin 91. yıldönümünde, devletin dizginlerini ele geçirmiş olmanın şehveti ve kibri ile “Ak Saray” larınızda kutlayıp kostaklanacağınız bir günde Konya Ermenek’te 18 işçi boğularak aramızdan ayrıldı.

Biliyorum sizin zihniyetin inanmış ya da inanır gibi yapmış siyasetçileri, kalemşorleri yine kömür madenciliğinin “ fıtratı ”ndan söz edecek, işçi ( iş değil işçi ) cinayetine doğal afet yakıştırmaları yapacak ve sözü “ takdiri ilahi ”ye getirecekler.

Takdiri ilahi . Yani Tanrı böyle takdir etti, kulların elinden bir şey gelmez!..

Yemezler…

AKP’nin ekonomik rejiminin bir özelliği ve sonucu olarak bu alanlarda yoğunlaşan istihdam, 2015 yılında hız kesen yatırımlarla birlikte daralacaktır. İşsizliğin artması demek, aynı zamanda güvencesiz çalışmaya razı hale gelebilecek birçok işçi demektir

Has Şekerler Madencilik Şirketi’nde işçiler yerin 350 metre altında çalışırlarken sular altında kaldılar. Bu ocakta da yaşam odası bulunmuyordu, denetim yoktu, önlem yoktu. Bir diğer yandan 300’ün üzerinde işçinin can verdiği Soma maden işleri kendilerine ödenmeyen ücretleri için önce Ankara’ya doğru çıktıkları yolda yaşanan bir başka maden faciasının üzerine dayanışma için rotalarını Ermenek’e kırdılar.

“Sorumsuz Cumhurbaşkanı”nın gündem belirleme yetkisi ve ilk defa riyaseti üstlenmesi yüzünden bugünkü MGK toplantısının patronu Erdoğan olacak.

Sabah kalktığında Erdoğan’ın içinden Amerikan filmlerinde çok tekrarlanan bir replik geçecek: “Patronun kim olduğunu göster onlara”. Siyaset bir güç rekabeti ve bu rekabetin en parlak oyuncularından olan Erdoğan’ın önüne gelen fırsatı tepmesi düşünülemez. İki aydır her şeye burnunu sokan, Hükümet ve Parlamento adına uluslararası alanda taahhütlerde bulunan ve hepsinde çuvallayan biri, elbette kendi yasal yetkilerini sonuna kadar kullanmak isteyecektir.

CUMHURİYET Bayramı’nı bu yıl da milletçe -ama biraz buruk ve içimiz kan ağlayarakkutladık. İçimizin kan ağlamasının tek sebebi, Karaman’ın Pamuklu Köyü’nde meydana gelen maden kazası değildi; bu bayram, maalesef, birlik ve dirliğimize dönük beklentilerimiz ve gelecekle ilgili umutlarımızın hız kaybettiği bir döneme denk geldi.

Hep unutuluyor: Cumhuriyet milletin neredeyse bütününün ortak değeridir. Kaybedilen bir imparatorluğun yerine oluşturulan “cumhuri idare” , uzunca sayılabilecek yolculuğu boyunca bazı badireler atlatsa da, bugün bile halkımızın ilerleme, kalkınma, muasır medeniyetle buluşup onu geçme ideallerinin yansıma noktasıdır.

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!