Makam odasına girdiğimde Meclis Başkanı Cemil Çiçek “İşte gazeteci de geldi” diye karşıladı; “Görsün nelerle uğraştığımızı.”
Ankara’nın Ağustos sıcağında ceketi atmış, TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ali Özer ile birlikte dosyaların, yazışmaların arasında durmadan telefonlar bağlatıyordu.
“Bu dönem zaten hep önceden örneği olmayan işlere baktık” dedi. Şimdi önünde halkın seçtiği cumhurbaşkanının görevi devralacağı 28 Ağustos’taki yemin töreni vardı. Ve Meclis Başkanı o davetiyedeki hitabın ne olması gerektiğini çalışıyordu.
Acaba “Türkiye Cumhurbaşkanı” mı, yoksa “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” mı denmeliydi?