Sevgili okuyucularım, şu anda Türkiye’de yaklaşık iki milyon Suriyeli yaşıyor. İçlerinde teröristler, ajanlar, katiller, dilenciler, zavallılar, ne ararsanız var. Devlet bir bölümünü kamplarda besliyor ama paralar suyunu çekti. Hükümet yurt dışından para dileniyor.
Büyük kentlerimiz Suriyelilerle doldu. Çadırlarda sefil bir hayat yaşıyorlar, dileniyorlar.
Ülkenin dört bir yanında her gün olaylar çıkıyor. Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Mersin, Hatay, Ankara, İstanbul ve göçmenlerin yoğun olduğu bütün illerde olaylar çıkıyor, protesto gösterileri düzenleniyor. Gaziantep’te bir Suriyeli cinayet işledi, kentte protesto olayları durulmadı.
Bu olanların, başımıza açılan bu belanın tek sorumlusu Tayyip ve onun hükümetidir.
Esad’ı devirme hülyasıyla Suriye’yi durup dururken kaşıdılar, başaramadılar. Üstelik başımıza “Suriyeli belasını” açtılar.
Ne yapacaklarını şimdi kendileri de bilmiyor.
Oysa Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la, Tayyip isimli şahıs arasında geçmişte su sızmıyordu. Birbirlerine öylesine yakın dururlardı. Tayyip, 2008 yılının Ağustos ayında Esad’la eşini Türkiye’ye davet etti. Bodrum’da Rixos otelde -aile boyu- güzel bir tatil yaptılar. Tayyip onları Bodrum Havaalanı’nda yine aile boyu karşıladı…
Sarmaş dolaş oldular, hasret giderdiler…
Tayyip konuşuyordu: “Türkiye ile Suriye arasında dostluk temellerini attık…”