Bülent Arınç sahiden ilginç bir figür. Bir söylediğine hak veriyor, diğerinde saçınızı başınızı yoluyorsunuz. Bir gün ”vicdanlı”, ertesi gün katıksız bir Milli Görüş neferi oluveriyor.
Başbakan Yardımcısı bu bayramda da diğer siyasilerin ekranlardan uzak kalışını fırsat bilerek üst üste bombaladı.
İlk mesajı, gözaltına alınan polislerle ilgili Gülen cemaatinin ”Nedamet getirip özür dilemesi” çağrısıydı. Şaşırdım. Çünkü o polislerin geçmiş uygulamalarında hukuksuzluk ve belli komplolar varsa, dün Mehmet Tezkan’ın da hatırlattığı gibi, bu işlerin miladı 2009 yılındaki o meşhur ”Arınç’a suikast” safsatasıdır.
Olayın tamamen düzmece olduğu, amacın bir punduna getirip Genelkurmay’daki ”kozmik oda”ya girmek olduğu o gün de belliydi, bugün de belli. Hatırlarsınız; ”Derin Devlet Fantezileri” el kitabından çıkan senaryo sonunda balon çıktı. Soruşturma havada kaldı. Çünkü elinde manav listesi ve kasadaki domateslerle alışverişe çıktığında gözaltına alınan er de, Arınç’ın evinin numarasını yazan kâğıdı yuttuğu iddia edilen albay da aslında suikast peşinde falan değildi.