17 Aralık’ta ortaya çıkan rezillikler o kadar büyüktü ki, bu ilginç olayın üzerinde durmaya o vakit fırsat bulamamıştım.
“Bakan Bey saat kaç” olayından sonra hatırladım, sizlerle de paylaşayım.
Bu iş şöyle oluyor:
Önce değişik isimler üzerine kontörlü SİM kartları satın alıyorsunuz. Eski Bakan Çağlayan’ın böyle 25 değişik SİM kartı olduğunu telefon kayıtlarından öğrenmiştik.
Tabii iş SİM kart almakla bitmiyor. Yine değişik isimlere fatura edilmiş bir o kadar da telefon almalısınız.
Sonra kendinize bir fihrist yapıyor ve aldığınız SİM kartlara 1’den mesela 25’e kadar numara veriyorsunuz. Bu “şifre kodlarını” konuşacağınız insanlara da veriyorsunuz ki siz onlara “8 açık” dediğinizde, sizi sekizinci sırada kayıtlı numaradan arayabilsinler.
Telefonları şarj ediyorsunuz, ama hiçbirine kart takmıyorsunuz, pillerini de çıkarıyorsunuz ki IMEI numarasından takip edilemesin.