Gözlerden ırak kuytu bir köşede “ eski ” bir dostla buluşuyoruz. Buluşmaya biraz tedirgin geliyor. Ben ise her zamanki gibi “ sakıncalı piyade ” olmanın rahatlığıyla çevremi süzüyorum. “ Eski ” dostun alışmaya çalıştığı bu yeni durum, benim rutinim. Meslek hayatımın neredeyse tamamı, birileri tarafından gözetlendi. Yani bu gibi “ gizli ” buluşmalara alışığım.
“ Eski ” dostla uzun yıllara dayanan bir arkadaşlığımız var. Kendisiyle siyasi anlamda yol ayrımına gireli bir hayli zaman oldu. O, “ gücü ” ve “ menfaat birlikteliğini ” seçti. Ben ise güçsüzü ve “ hakkı ”savunmayı tercih ettim.
Yol ayrımı “ dostluğumuza ” kısmen gölge düşürse de “ eski günlerin ” hatırına biraraya geliriz. “ Yandaş, paralel ” atışmaları arasında, memleket üzerine konuşuruz. Kimi zaman o, anlattıklarımı dikkatli gözlerle dinleyip notlar alır, kimi zaman da ben.
“ Eski ” dost, “ Beyefendi ” olarak hitap ettiği Başbakan’a yakın bir isim. 17 Aralık sonrası internete sızan ses kayıtlarında da ismi gündeme geldi. Kayıtlarla ilgili sorduğum sorulara hep “ montaj, dublaj ” karşılığını verdi. Efgan Ala ve kendi otantik sesini taklit edecek kişinin henüz dünyaya gelmediğini unutarak.
17 Aralık sonrası ortaya çıkan ses kayıtlarından anladığım, dostumun da “ sıfırlama ” işine bizzat katılmış ya da yardım etmiş olduğu.
Bu kadar detayı neden verdiğime gelince; yazacaklarımı “ eski ” dostun “ yeni ” konumunu dikkate alarak değerlendirmeniz.