Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

RTÜK, TRT’nin yayın ilkelerini ihlal ettiğine ilişkin raporun “Gereği yapılmak üzere” Yüksek Seçim Kurulu’na gönderilmesine karar verdi. 

RTÜK’ün “İzleme ve Değerlendirme Raporu”na göre TRT, 22 Şubat-2 Mart arasında toplam yayın süresinin 13 saat 32 dakikasını Ak Parti’ye ayırırken, muhalefete 2 ile 48 dakika arasında zaman verdi. 

TRT’nin seçim yayınlarının yüzde 89.52’si (13 saat 32 dakika) AK Parti’ye, yüzde 5.29’u (48 dakika) MHP’ye, yüzde 4.96’sı (45 dakika) CHP’ye, yüzde 0.22’si (2 dakika) BDP’ye ayrıldı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme gelince, “müstakbel Cumhurbaşkanı” olarak Tayyip Erdoğan bir “saksı terminolojisi” icat etti. Ekmeleddin İhsanoğlu’na “galiz” olmaksızın hakaret etmenin yolunu böylece bulmuş oldu.

Tayyip Erdoğan’ın ne demek istediği belli. Her zaman yaptığı gibi Cumhuriyet’in demokratik kabahatlerle dolu tarihini yardıma çağırıyor. Bu sefer de “tarafsız Cumhurbaşkanı” kavramı tartışma konusu.

Bir İsrail klasiği daha yaşıyoruz. 12 Haziran’da Batı Şeria’daki GushEtzion yerleşim biriminde üç Yahudi gencin kaçırılmasından Filistin yönetimini sorumlu tutan İsrail, Batı Şeria’da operasyonlara başladı, aralarında Filistin Meclis Başkanı Aziz Duveyk, milletvekilleri, eski bakanlar ve Hamas üyelerinin bulunduğu 500 civarında kişiyi gözaltına aldı, tutukluların şartlarını ağırlaştırdı ve arkasından Gazze’ye bildik hava saldırılarından birini daha düzenledi. İddialara göre İsrail yasak silahlar kullanıyor, çoluk çocuk demeden sivilleri bombalıyor.

1890'lardan beri illegal, 1947 yılından beri de legal olarak gerçekleşen; Filistin'i Araplardan temizleyip bir Yahudi vatanı haline getirme projesini; bir işgalin aşama aşama ilerleyişini izliyoruz. İslam dünyası, Filistin topraklarının Arap halktan temizlenerek bir Yahudi vatanı haline getirilmesine ilişkin harekatın kimbilir kaç yüzüncü bombardımanına lanet okuyarak karşı durmaya çalışıyor.

4 Kasım 1993. Başbakan Tansu Çiller şu açıklamayı yaptı: “'Elimizde PKK'ya yardım eden Kürt işadamlarının listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK'yla olduğu gibi, PKK'ya mali destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir.”

İki ay sonra 14 Ocak 1994’te Behçet Cantürk öldürüldü. Ardından Savaş Buldan, Sağlık Bakanlığı Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, Ankara Altındağ İlçesi Nüfus Müdürü Mecit Baskın ile Medet Serhat, Fevzi Arslan, Şahin Arslan ve avukat Yusuf Ekinci öldürüldü.

Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ‘yeni Türkiye ’nin kapılarının ardına kadar aralanacağını söyledi. Bu ‘yeni Türkiye’nin önde gelen hedeflerinden birinin, ülkenin uluslararası planda itibarının artırılması olduğu açık. Bunun da öncelikle bölgede etkili, hatta belirleyici bir güç olmaktan geçtiği muhakkak. Peki 10 Ağustos öncesi Türkiye’nin Ortadoğu’da bölgesel bir güç olmaya ne kadar yakın, ne kadar uzak? Önce hızla temel bölgesel sorunlara ve Ankara’nın aldığı pozisyonlara bakalım:

Filistin: Günlerdir İsrail devleti Filistin’de yeni katliamlara imza atıyor ve uluslararası topluluk buna sesini yükseltmiyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun vizyon toplantısından sonra herkesin en çok konuştuğu “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı.

“Ekmek arası”ndan “monşer fırını”na, yandaş medyada hakaretamiz espriler gırla gidiyor. Keşke aynı üslubu beyefendi hazretleri için de kullanabilseler!

Ekmeleddin Beyin bizzat söylediğine göre AKP ve devlet medyası “Dili sürçerse abartın” gibi emirler almış. Şaşırmadık. Beğenin beğenmeyin, saygıdeğer bir insanın, bir CB adayının bu ve benzeri şekillerde küçümsenmesi Türkiye’nin ayıbı.

SEÇİM bittikten sonra 'Ama yine o kazandı' diye ağlaşmayacaksan.

'Bu millet adam olmaz abi' diyerek halk düşmanlığı yapmayacaksan.

'Başımıza neler geldi böyle' diye yakınıp durmayacaksan.

'Oy yüzdesi nasıl da arttı, aman Tanrım' diye haykırmayacaksan.

Aslında üzerinde durulması gereken mesele 'Yeni Türkiye'den öteye 'Yeni Dünya'yı, kimlerin anladığına ve kimlerin anlamadığına ilişkindir.

Şu akıllı cep telefonlarını ve bunların nasıl kullanıldıklarını bir düşünün... Bir karikatürde yeni dünyanın eskisinden farkı, bir trafik tabelasındaki uyarı ile anlatılıyordu. Tabelada 'Burada telefonlarına SMS mesajları yazarak geçen yayalar var... Dikkat edin' uyarısı vardı...

Cumhurbaşkanı seçim kampanyasını 'Ekmek' kavramına endeksleyen yaklaşımın mimarları, Yeni Türkiye'de insanların ekmeğin tazeliği kadar akıllı cep telefonu modellerinin tazeliğine de baktıklarının farkında değiller mi?

CUMHURBAŞKANI adaylarımız konuşuyor, anlatıyor.

Ben de dün bir kez daha açıp Cumhurbaşkanı'nın seçildikten sonra etmesi gereken yemini okudum.

Yemin şöyle:

'Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.'

Popüler İçerikler

Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler