Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

Arap Baharı müthiş bir çuvallama oldu.

Arap halklarına demokrasi filan getirmedi.

Tam tersine yeni bir döneme kapı açtı: Mısır ’daki gibi darbeler, Libya ’daki gibi kaos ve bölünme ve Suriye ’den sonra Irak’ta gördüğümüz üzere iç savaş ve mevcut sınırların fiilen ortadan kalkmaya başlaması, Arap Baharının erken yükseliş ve çöküşünün sonuçlarıdır.

Sadece bu da değil; Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi terör kavramını üst boyutlara sıçratan yeni nesil bir cihat örgütünün doğmasına ve bu örgütün mevcut Irak ve Suriye topraklarından bir kısmı üzerinde egemenlik ilan etmesi de bu dönemin sonucudur.

Bu örgüt, 29 Haziran günü hem İslam devleti adıyla bir devlet kurduğunu ilan etti, hem de lideri Ebu Bekir el Bağdadi ’yi “Bütün Müslümanların Halifesi” olarak duyurdu. Aynı gün Türkiye’nin Akçakale sınır karakolunun Irak tarafına da kendi bayrağını çekti.

9 yıl önceydi.

Türkiye yine “ Köşk’e kim çıkacak ” sorusuna yanıt arıyordu.

O günlerde ABD yolunda Erdoğan ’a bunu sordular:

“Merak etmeyin” dedi:

“İnsanları rahatsız etmeyecek bir cumhurbaşkanı adayı buluruz.”

9 yıl sonra bugün, yine temmuzda, insanları(n) en azından yarısını, hem de çok rahatsız edecek bir isim olarak cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklıyor Erdoğan …

Çünkü ilk kez “Bizim referansımız İslamdır” diyen (23 Eylül 1996, Yeni Yüzyıl), demokrasiyi amaç değil, araç olarak gören, (14 Temmuz 1996, Milliyet), dinin emrettiği yasanın, “ iki ayyaşın” yaptığı yasadan daha muteber olması gerektiğini ileri süren (28.5.2013) bir zihniyet, sözünü ettiği “iki ayyaşın” koltuğuna, Çankaya’ya çıkmaya hazırlanıyor.

CHP'de Atatürkçü

MHP'de milliyetçi

CHP'de eşinin başı açık

MHP'de başörtüsü savunucusu

BBP'de Muhsin Yazıcıoğlu'nun dostu.

Hafta başında Anıtkabir'de.

Kampanyasını Yozgat'tan ziyaretini Hacı Bektaş'tan başlatıyor.

Girdiği her kalıbın şeklini alan birisi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Anıtkabir özel defterine, 'Aziz Atatürk ruhun şad olsun' diye yazarken, merak ettim. Atatürk dönemi uygulamalarından dolayı Mısır'a kaçmak zorunda kalan babası Yozgatlı İhsan Efendi gözlerinin önüne geldi mi?

'Ruhun şad olsun Aziz Atatürk' derken, 'ruhun şad olsun babacığım' diyebildi mi acaba?

Kendi kişisel tarihine saygı duymayan, CHP'nin adayı olunca ilk işi, adındaki 'Din' hanesini kaldırmak olan bir insan, benim hangi değerime sahip çıkacak ki?

10 Ağustos’da ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için adaylar kesinleşiyor.

CHP ve MHP, çatı adayları olarak, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu belirlediler.

BDP-HDP’nin adayı, Selahattin Demirtaş .

AK Parti’ninse, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan .

Hangi ismin Türkiye’nin, yeni ve halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olacağı önemli. Gelecek beş yıl, hatta belki de on yıl, bu isim, cumhurun Başkanı ; devlet yönetiminin ve devlet-siyaset-toplum-birey ilişkilerinin kilit bir Aktörü ve Türkiye’nin küreselleşen dünya içindeki çok önemli bir Yüzü olacak.

Dahası, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, her ve tüm bu partilerin kendi siyasi güç ve etki alanlarını genişletme ve diğer partilere karşı siyasi rekabet güçlerini arttırma hesaplarını içeriyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu ’nun çatı adaylığı...

CHP ’nin içini beklendiği gibi karıştırmış durumda.

Daha da karıştırabilir.

CHP’de örgüt tabanının seçim kampanyasına ne kadar asılacağı konusunda kuşkular var.

Hatta bazı yerlerde İhsanoğlu’nun kampanya sırasında yalnız bırakılacağına dair işaretler suyun yüzüne vuruyor.

Öte yandan, CHP Meclis Grubu fokur fokur.

Radikal Kemalistler , ulusalcılar çoktan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na karşı isyan bayrağını çekmiş durumdalar.

Alevi tarafına gelince...

Bir yandan, MHP ile ortak aday çıkarılmış olmasına tepkiler var.

Öbür yandan, İhsanoğlu’nun ‘Sünni kimliği’ ne yapılan itirazlar kulaklara çalınmakta.

Lyon dönüşü Tayyip Erdoğan işareti vermişti. Gazetecilerin “İnlerine gireceğiz diyorsunuz, başladınız mı” sorusunu cevaplandırırken şöyle diyordu: “Bazı yasal düzenlemeler cumhurbaşkanının önünde, onaylayınca hızlı adımlar atılacak. Onlar nasıl bize yüzlerce dava açtı, biz de onlara yüzlerce, binlerce dava açacağız. O zaman olay farklı gelişecek.”

Ve Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’ın beklediği gibi o paketi onayladı. Zaten son zamanlarda Anayasa’ya aykırı olup olmadığına bakmadan, her düzenlemeye geçit veriyor. Bence bunun bir sebebi var. Onu da irdelemek gerekir.

Yeni yasa ile Sulh Ceza Mahkemeleri kaldırılıyor; yerine Sulh Ceza Hâkimlikleri kuruluyor. Tutuklama, yakalama, arama ve gözaltı kararlarında tek yetkili bu hâkimler olacak. Daha önce yakalama, tutuklama, gözaltı ve arama kararlarına yapılan itirazlar Asliye ve Ağır Ceza mahkemelerindeki heyet tarafından değerlendiriliyordu. Nitekim Adana’da bazı kişileri yasa dışı dinledikleri ileri sürülen 6 polis, nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmış; akabinde Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi tutuklamayı gerektiren bir hal olmadığı gerekçesiyle onları tahliye etmişti. Böcek meselesinde de benzer bir gelişme gördük. Böcekle irtibatlandırılan polisleri Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi serbest bırakmıştı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kırk gün kaldı. Artık adaylar belli. Türk siyasal hayatında ilkleri barındıran bir seçim olacak. Birincisi Erdoğan’ın başbakanlık dönemi sona erecek ve politik kariyerinde yeni bir sayfa açılacak. İkincisi cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle siyaset yeniden yapılanacak. Üçüncüsü ise klasik parlamentarizmden tarihsel bir kopuş yaşanacak. Seçimin aritmetik sonuçları merak edilse de asıl dönüşüm politik alanda olacak. Her halükarda 10 Ağustos’tan sonra yeni bir siyasal denklem kurulacak. Doğrusu ben simgesel olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun 30 Mart’ta yapıldığını düşünüyorum.

Başbakan yeni dönemin kodlarını açıklayacak

Başbakan Erdoğan’ın bugünkü yapacağı konuşmanın ana fikrini ‘bu ayrılış bir son değil, yeni başlangıştır’ cümlesi oluştuyor. Başbakanlık kaynakları, Tayyip Beyin konuşmasında halkın oyuyla seçilecek cumhurbaşkanının nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini tanımlayacağını ve yeni dönemin kodlarını anlatacağını belirtiyorlar.

Başbakan Erdoğan, duygusal yönü ağır basan konuşmasında yeni dönemin hasssasiyetlerini anlatıp, yeni cumhurbaşkanının misyonunu izah edecek. Erdoğan’ın vefa ve veda yüklü konuşmasında ‘köşke çıkmasının bir son değil, yeni bir başlangıç’ olduğunun altını çizecek.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , Taraf Gazetesi ’nin bir süredir yayımladığı ve kamuoyunda büyük ilgi gören, yandaş patronların sıfırlanan vergi cezalarına yönelik haberlere, ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında, haberlerde yer alan iddialara cevap vermek yerine, Taraf ’a ve haberlerine adeta “ çamur atan ” Şimşek, “ yandaş patronların silinen vergileri ”ni yazan Taraf ’ı algı operasyonu yapmakla suçladı. Şimşek, yine Taraf ’ın bu tür iddiaları, alınan vergi inceleme kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini de iddia etti. Taraf hakkında alınan vergi inceleme kararının hikâyesi şöyle:

14 AY TEK SATIR YAZMADIK

Şimşek’in sözünü ettiği Taraf Gazetesi ’ne yönelik vergi incelemesinin ayrıntıları geçtiğimiz hafta yayımlan haberlerde ayrıntı olarak anlatıldı. Ancak özet yapmakta fayda var. Öncelikle, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Taraf Gazetesi hesaplarıyla ilgili olarak 2012 yılının aralık ayından itibaren inceleme başlattı. İnceleme yaklaşık 14 ay sürdü. Bu süreçte, Taraf ’ın tüm bilgi ve belgeleri kamyonlarla incelemeye yapan denetim elamanı Abdullah Kiraz ’a taşındı. Denetim elamanlarının, “ dolaylı ” ve “ doğrudan ” tacizlerine rağmen, 14 ay süresince incelemeye ilişkin tek bir satır yazı kaleme alınmadı.

HER şey Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bir tür “tek adam–tek parti” yönetimine geçilecek şekilde yeniden dizayn ediliyor.

En son olarak 105 maddelik bir yargı paketi Meclis’ten geçirildi ve CumhurbaşkanıAbdullah Gül, bunu ikiletmeden imzalayarak yürürlüğe koydu.

Buna göre Yargıtay ve idari yargı yeniden dizayn edilecek. Soruşturmalarda yetkili olacak 900 yeni hâkim tayin edilecek, bu atamaları HSYK’nın Adalet Bakanı tarafından “tayin edilen” dairesi yapacak.

Bu hâkimler, istedikleri soruşurmayı kapatabilecek, istediklerini yürütebilecek ve bu kararları tek başlarına verecekler.

Hâkim atamalarının nasıl yapılacağı da HSYK’nın son tayinleri ile aşağı yukarı belli olmuş durumda.

Hükümete sadakatle bağlı bir yargı yaratılmak isteniyor.

Cumhurbaşkanı’nın imzaladığı son kanun paketi ile birlikte, hükümetin bağımsız yargıya karşı yaptığı darbe önemli ölçüde tamamlanmış oluyor.

Artık yargının bağımsızlığından söz etmek, yargının idarenin eylem ve işlemlerini denetleyebilmesini beklemek de mümkün değil.

Güçler ayrılığının bir ayağı daha kırılmış bulunuyor. Yürütme ayağını da Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilince kıracak, her fırsatta bunu söylüyor.

Türkiye doludizgin bir tek adam yönetimine doğru sürükleniyor!

AK Parti’nin kendi içinden bir cumhurbaşkanı seçtirmesi tarihi önemdeydi. Şimdi ise AK Parti’nin kendi içinden birini halkın oyuyla bu makama getirmeye çalışması daha önemli bir olay. Diğer partiler adaylarını açıkladılar, ama bütün gözler asıl favorinin üzerinde...

AK Parti ailesi, tüm bakanları, vekilleri, kurucuları, belediye başkanları, teşkilat başkanlarıyla bir bütün olarak adayın açıklanması için Ankara’dalar. Hepsi yeni bir başlangıç için ‘durmak yok yola devam’ diyecekler, yeni Türkiye’nin inşasında Erdoğan’ın arkasında durduklarını gösterecekler.

Bu süreçte uzun boylu tartışılacak çok konu var, ama bazı meseleleri soru-cevap formunda kısaca ele almakta fayda var.

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa ilk turda seçimi kazanabilir mi? Evet, kazanabilir.

MHP-CHP’nin kendi kimliğine ve tabanına yabancılaşarak kurduğu ittifakın doğurduğu hayal kırıklığı sandığa gitmeyen kitlenin oranını yükseltecektir. Kendi kitlesini mobilize eden Erdoğan bu tablo karşısında çok zorlanmayacaktır.

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı