Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı

İlk bakışta sosyal demokrat ve laik CHP’nin İslam dünyasından önemli bir ismi MHP’ye teklif etmiş olması yadırgatıcı geliyor; nitekim partinin ulusalcı isimleri ve bazı sol kanat mensupları itirazlarını yükseltiyorlar. Ancak biraz dikkatli bakınca İhsanoğlu isminin hiç de kötü bir tercih olmadığı, ince hesaplara dayandığı ve AK Parti’de rahatsızlığa yol açtığı görülebiliyor.

Nasıl mı? Şöyle:

1-Muhalefet partilerinin ortak bir aday üretmesi fikri ilk defa Bahçeli tarafından (Hürriyet’teki Şükrü Küçükşahin mülakatıyla) ortaya atıldı. Bahçeli’nin beş ölçütü vardı: Aday milliyetçi, muhafazakâr, maneviyatçı, laik ve demokrat olmalıydı.

2-O sıra CHP kendi adayı üzerinde duruyordu. Ancak CHP’den bir adayın CHP oy tabanını fazla genişletemeyeceği değerlendirmesi öne çıktı. Oysa eski MHP’li Mansur Yavaş’ın Ankara’yı kıl payı kaybetse de CHP oy tabanından fazla oy aldığı test edilmişti.

3-Bahçeli’nin ölçütlerine ek olarak Kılıçdaroğlu’nun iki ölçütü daha vardı. Seçimlerde Kürt oyların kilit önemde olduğunun ve BDP’nin Kürt barış sürecindeki taleplerle Erdoğan’ı sıkıştırmaya çalıştığının farkında olarak BDP’ye CHP’ye destek çağrısı yaptı.

4-Bu teklif taktik açıdan BDP/HDP’nin de işine geldi; ellerini güçlendirme fırsatıydı. Selahattin Demirtaş’ın bu teklife “Aday bize ters gelmezse, ikinci turda neden olmasın” mealinde cevabı ve Kılıçdaroğlu’nun 'Uluslararası saygınlık' ölçütüyle aslında profili ortaya çıkmaya başladı.

CHP-MHP’nin Tayyip Erdoğan’a karşı “çatı adayı” olarak gündeme gelen Ekmeleddin İhsanoğlu, iç ve dış kamuoyunda saygınlığı olan, ancak az tanınan bir isim. İşte bir Çankaya adayı olarak artı ve eksileri:

ARTILARI

MUHAFAZAKÂR OYLARI ÇEKEBİLİR 

Mısır doğumlu ve Arapça yanında 4 dil bilen İhsanoğlu, sağ-muhafazakâr kimliğiyle tanınan bir isim. 10 yıldır İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini yaptığı için, Ak Parti’nin kemik tabanı dışında, eski DYP ve ANAP seçmeni gibi şehirli muhafazakâr oyları cezbedebilir. Kahire doğumlu olmasına karşın köken olarak Yozgatlı ulema bir aileden geliyor.

AKİL ADAM PROFİLİ 

Yakın tanıyanlar, İhsanoğlu’nun dengeli, sakin, bağırmayan üslubunun Türk siyasetinde son yıllarda hakim olan sert ve hakaretamiz tarzdan çok uzak olduğunun farkındalar. Ancak bunun seçmen nezdinde bir artı olabileceği görüşündeler. İhsanoğlu, üslup itibariyle seçim meydanlarında otobüsün üstüne çıkıp rakipleriyle ağız dalaşı yapacak biri değil. Haliyle seçim kampanyasında ”akil adam” profili çizerek seçmene gerilimden uzak bir ulusal uzlaşı vaat ediyor olacak. Sokak hatibi değil ancak röportajlarda belagati kuvvetli.

Kemal Bey, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının bir kadın olabileceğini söylediği anda kendisine inanmıştım.

Hatta İstanbul'da bir grup sanatçı ile biraraya geldikten sonra yabancı dil bilen nezih biri diye bir profil ortaya koymuştu.

Deniz Ülkü Arıboğan'ı bekliyordum, çıka çıka Ekmeleddin İhsanoğlu çıktı.

Hayatımda bir kez Kemal Bey'e inandım, onda da ters köşe oldum.

CHP'lilerin Allah yardımcısı olsun.

Çatı aday için 1 aydır yollarda olan Kılıçdaroğlu, çalıştı, uğraştı, didindi sonunda CHP'nin çatısı olarak, merkezi Suudi Arabistan'da olan İslam İşbirliği Teşkilatı'nı buldu.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adı bile CHP'nin jakoben laikliğinin param parça olması demek.

Ekmeleddin ne demek? Dinin ekmele ermiş, mükemmel hali, demek.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olması demek CHP'nin 90 yıllık iddiasının iflası demektir.

Ama bildiğim bir şey var: Muhalefet onun isminde birleşerek çok akıllıca bir hamle yaptı. Hatta şunu da söyleyebilirim:

Yapabileceğinin en iyisini yaptı. Neden mi? Anlatayım:

İhsanoğlu ismi AK Parti tabanı tarafından yadırgatıcı bulunmaz. AK

Partililer, “Ay  bu ne tehlikeli bir aday, hadi hemen buna karşı

konsolide olalım” demezler, diyemezler. Çünkü İhsanoğlu, AK Parti

tabanının karşısında birleşip kenetlenme ihtiyacı duyacağı türden bir

isim değil.

Milliyetçiler, muhafazakârlar, mukaddesatçılar, eskinin merkez sağcıları, Osmanlıcılar… Onlar da “Bu çok solcu, bu çok yabancı, bu çok

Anadolu’dan uzak, bu çok gayrimilli” falan diyerek AK Parti’nin adayına

yönelmezler. Çünkü İhsanoğlu merkez sağ kesime yakın, yerli, Anadolulu,

milli bir isim.

Koca ülkeden herkesin gönül rahatlığıyla, “İşte bu! Ona güvenebiliriz” diyebileceği bir ortak aday çıkmaz mı? Ne yazık ki, Köşk koltuğunu dolduracak, tüm toplumu kucaklayacak, hepimizin adayı olacak bir isim gelmiyor akla… Bulunan hiçbir ad, topyekûn “biz”i temsil etmiyor. Belli ki eski kalıplara dökülmekle ortak bir “biz”de buluşamıyoruz.

Yeniçağda çatık kaşlı bir ideoloji değil, tek bayrak, devlet, millet, mezhep dayatması değil, ancak farklılıklara saygı duyan, “öteki”nin suskunluğuna, dışlanmasına, fedakârlığına dayanmayan, baskısız, öfkesiz, kucaklayıcı yeni değerler yakınlaştıracak “biz”i birbirimize… Evrensel hukuk, insan hakları, adalet inancı, barış umudu, özgürlük tutkusu, demokrasi idealinde buluşacağız.

Kürt’le Türk’ü, Sünni’yle Alevi’yi, inananla inanmayanı sulh içinde bir arada tutacak bir toplumsal sözleşmeye, “Biz aşağıda imzası olanlar” diye imza atacağız.

İsmi bende saklı bir yakınım dün İzmir’den aradı. “CHP, neydi adı, İslamoğlu’nu aday göstermiş. Ben tatili bırakıp oy kullanmak için dönmem. Ciddi mi bu” diye sordu ve arkasından beni dinlemeden anlattı durdu...

“Hayır ismi Vahdettin değil, soyadı da İhsanoğlu” diye düzelttim. Bir çırpıda neden saygıdeğer biri olduğunu anlattım. Adını duymamıştı. İslamcı demişler...

Mansur Yavaş, Deniz Baykal ya da Yılmaz Büyükerşen gibi isimlerle tartışılan adaylaştırma süreci, Erdoğan’ın tercih ettiği, siyasi pozisyona dayalı icraat seçimine dönüştürecek bir atmosfere hizmet edecekti.

İhsanoğlu’nun adaylığı cumhurbaşkanlığı seçimini bir rejim referandumuna dönüştürdü. CHP ve MHP adayının iki kesimin tabanına da uzak birisi olması milliyetçi seçmenin olası sosyal demokrat adaya, cumhuriyetçi ve sosyal demokrat tabanın da olası bir milliyetçi bir adaya olan tepkisini 'sıfırlamayı' amaçlıyor.

Çatı aday belli oldu: İslâm İşbirliği Teşkilâtı eski Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu… CHP ve MHP’yi kutlamak gerekiyor. “İki parti çatı adayı gösteremez” diye burun kıvıranlar da, herhalde tarihi bir ders almış olmalı. Ben her zaman umudumu korudum. Faruk Gürler’e karşı, son anda Fahri Korutürk üzerinde anlaşan Ecevit ve Demirel örneğinin tekrarlanabileceğini düşündüm. Yanılmamışım…

Ekmeleddin İhsanoğlu, hiçbir siyasi partiye yakın değil. Ama Türk toplumunu kucaklayacak özelliklere sahip. Uluslararası camiada da etkili bir isim. Zaten, tarafsız, günlük siyasete müdahale etmeyen, ayırımcılık yapmayan, gerektiğinde başvurulan güvenilir bir ismin Çankaya’ya çıkması anayasamıza uygun.

AK Parti’ye oy vermiş olsa dahi Tayyip Erdoğan’ın bir cumhurbaşkanından beklenen özelliklere sahip olmadığını düşünenler mevcut. Bu yüzden, Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti tabanına da hitap edebilir. Seçim meydanlarına çıkmasına gerek yok. Mühim olan, güvenilir, adil ve dürüst bir insan izlenimi yaratması. Sırtında yolsuzluk bagajı yok. Öfkeli ve ayırımcı bir söyleme sahip değil. İyi bir Müslüman ama siyasal İslâm’a mesafeli.

CHP ve MHP genel başkanları Kılıçdaroğlu ’yla Bahçeli , ortak cumhurbaşkanı adayı olarak eski İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ’nu gösterdiklerini televizyon haberlerinde öğrenince yıllar öncesini anımsadım.

Cumhurbaşkanlığı seçimi kapıda.

Bir akşam vakti NTV ’de programdayım.

Son dakika haberi patlıyor:

Beş parti lideri, Çankaya Köşkü için Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer ’in adı üstünde anlaşmışlar.

Beklenmedik bir sürprizdi.

Çok partili siyasal tarihimizde bir ilk gerçekleşiyor ve iktidarla muhalefet liderleri bir cumhurbaşkanı adayı üstünde anlaşıyorlardı.

2000’de ilk kez iktidarla muhalefet liderleri Köşk için bir isimde anlaştı. Ama aday hakkında tek bildiğimiz bir konuşmasıydı

Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP-MHP ortak adaylığı konusunun dünkü görüşmeden önce pişirildiği anlaşılıyor.

Öneriyi yapan Kılıçdaroğlu, “üzerinde çalışacağız” diyen Bahçeli‘dir, ama ifadenin kendisi, üzerinde zaten çalışmış olduğunu gösteriyor.

İhsanoğlu’nun CHP ile MHP’nin ortak adayı olmasına ve Gülen Cemaati’nin de desteklemesine artık kesin gözle bakabiliriz.

İhsanoğlu kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim değil, siyasi bir isim de değil, bilim insanı olarak çalışmış, diplomat niteliklerini de İslam Konferansı Örgütü genel sekreterliği görevinde göstermiş bir isim.

Tek siyasi vakası...

Siyasi olmadığını söylerken, iç siyasi gelişmelerde adının hiç geçmediğini kastediyoruz. Ama İslam Konferansı Örgütü genel sekreterliğine getirilmesini AKP Hükümeti‘nin sağlamış olmasından yorum çıkaranlar olabilir.

CHP ve MHP genel başkanlarının ortak aday olarak Ekmeleddin İhsanoğlu ’nu göstermeleri Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini değiştirmez ama Türkiye’nin siyasal karakterinin değiştiğini kesinlikle gösterir. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli , son 10 yılda yaşanan muazzam değişime boyun eğerek bu ülkenin yönetiminde artık muhafazakar karaktere sahip olmayan bir profilin mümkün olamayacağını ilan ettiler. Siyasetin ve idarenin kuralıyla toplumun genel eğiliminin birleşmesi gerekiyordu; dün bu konudaki son büyük direnç de kırıldı.

Kim, bu ülkenin bir, iki, üç numaralı koltuklarına aday olacaksa, kim Türkiye’yi idare etmeye niyetleniyorsa referansını ya muhafazakar gele nekten almalı ya da o geleneğin onayladığı biri olmalı.

Değişim budur...

Erdoğan , bu haberi duyduğunda herhalde koltuğuna yaslanıp tebessümle başını sallamıştır. Nereden nereye...

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı