MALÛM, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yine Fethullah Gülen Hocaefendi camiasını kastederek bu defa da “ Cadı avıysa, cadı avı yapacağız ”dedi.
Doğrusu, pes! Tuş! Nakavt!
Daha ötesini ve daha vahimini zaten tahayyül edemiyorum.
ÖNCE Cüneyt Özdemir ’in dünkü Radikal ’de yazdığı cümleleri alıntılayayım:
“ Bu sözler sadece Türkiye siyasetine değil dünya literatürüne geçecek kadar önemli.
Bugüne kadar bu iki kelimeyi bu kadar açık ve net kullanan bir siyasi lideri sadece Türkiye’de değil dünyada da görmedik. ”
TABİİ ki görmedik! Görmeyeceğiz de... İşitmeyeceğiz de... Duymayacağız da...
Zira Batı dillerinde cadı yerine büyücü kelimesi kullanılsa bile cadı avı yapmak veya bunun varyantı olan cadı kazanı kaynatmak deyimleri tamamen mecazî anlamla donanmıştır.
Çünkü her iki kavram da o Batı’nın kolektif hafızasında İslam kültürüne kıyasla çok, çok daha önemli bir yer tutar.
Malûm, bunun nedeni de Ortaçağ taassubunun, Engizisyon mahkemelerinin, kara Katolikliğin falan yerleşik düzen ve paradigmayla çelişen ve çoğu defa masum olan “ sivrileri ” (!) büyücü, efsuncu, üfürükçü diye suçlayarak kâh işkenceye yatırmış, kâh zindana atmış, kâh da ateşte kavurmuş olmasından kaynaklanıyor.
Gerçi Maliki fıkıh âlimi El Kayravânî 10. yüzyıldaki Risale ’sinde “ Zındıklar gibi sâhirinin de (sihirbazların) tövbesi caiz değildir ve kâtli vaciptir ” diye yazar ama yine de Müslüman uygarlıklarda Hıristiyan medeniyetlerinkine benzer bir cadı avı mevcut değildir.
İşte ifadenin olumsuzluğu yukarıdaki tarihsellikte yatıyor.
ÖYLE ki, ta William Shakespeare ’nin Macbeth ’inden Arthur Miller ’in Salem Büyücüleri ’ne, Batı edebiyatı sözkonusu olumsuzluğu tema edinmiş eserlerle de doludur.
Zaten bu sonuncusu ellili yıllarda ABD’yi kasıp kavuran ve cadı avını başlatmış senatörün adına atfen Makkartizm diye anılan solcu fişlemesinihicvetmek için yazılmıştır.
Ve bizzat o Miller de derhal ilâhların gazabına uğrayarak kendini Amerikan Aleyhtarı Faaliyetler Komisyonu ’nun “ suçlu ” (!) sandalyesinde bulmuştur ki, paçayı zor kurtarmıştır.
Dolayısıyla, hâl böyleyken herhangi bir politikacının Başbakan Erdoğan gibi uluorta ve açık açık “ Cadı avıysa, cadı avı yapacağız ” diye alenen meydan okumak cesaret ve cüretini göstermesi imkânsızdır. Bu tür bir lâf ettiği an siyasi hayatı biter.