Bugün Kulağa İnanılmaz Gelse de Geçmişte Hastalıkları Tedavide Kullanılmış 17 Tuhaf Yöntem

12.12.2016 - 16:12

Bilim ve teknoloji ilerleyip, tıp bugün bildiğimiz halini alana kadar pek çok hastalıkla mücadele etmek için oldukça tuhaf yöntemler kullanılıyordu. Modern tıp hayat bulmadan evvel tedavi biçimleri bugünden bakınca insana inanılmaz gelen pek çok tehlikeli, anlamsız ya da ilgisiz prosedürü içinde barındırıyordu. Şimdi gülünç gelebilecek, bazıları ciddi olumsuz sonuçlar doğurmuş bazılarıysa tedavi etmek şöyle dursun hastalıkları kötüleştirmiş ya da yenilerini eklemiş o acayip uygulamalara bir bakalım da halimize şükredelim.

1. Tenya diyeti.

Tenya yutmak yakın zamanlara kadar zayıflamak için uygulanan bir diyet yöntemiydi. Yutulan tenya içeride beslenmek için sizin yediğiniz besinleri tüketecek ve siz de bu sayede kilo verecektiniz. Pek çok tenya türünün insan sağlığı ve vücudu üzerinde gayet dehşet verici etkileri olabileceği için bu diyet biçiminin sonu genelde pek çok ciddi sağlık sorunu ile sonuçlanıyordu.

2. Kan akıtma.

Antik Yunan ve Roma tıpçıları ve filozoflarınca insan bedenini oluşturan ve tüm hastalıkların ilişkilendirildiği dört bedensel unsur vardı. Bunlar kan, balgam, sarı safra ve kara safra idi. Özellikle Orta Çağ'da oldukça revaçta olan bu teori 19. yüzyıla kadar rağbet görmeye devam etti. Bu 4 sıvının kirlenmesi hastalıkların sebebiydi ve bunları temizlemek için kanı akıtmak çare olarak görülüyordu. Bunun için ağrıyan neden olan alan kesilir ve oradan kan akıtılırdı. Modern tıp araştırmaları ile bunun hiçbir faydası olmadığı ve hatta kan kaybının ciddi sonuçları olabileceği kanıtlandı.

3. Sıvı civa.

Anrik çağlarda sıvı haldeki gümüş merhem olarak kullanılıyordu. Daha sonraları ise Çin'de sıvı civanın ömrü artırdığı iddia edildi ve bu amaçla kullanılmaya başladı.Cıva, kükürt ve arsenik içerek sonsuz yaşama ulaşılabileceğini düşünüyorlardı. Tabii ki böyle olmadı. Acılı bir ölüm onları bekliyordu. Daha yakın zamanlarda ise civanın cinsel yolla bulaşan bazı hastalıkları tedavi edebileceği fikri ortaya atıldı ve bu amaçla kullanılmaya başladı. Haliyle sonuç yine ciddi kalıcı hasarlar ve ölümden başkası değildi.

4. Kafatasına delik açma.

Epilepsiyi, migreni ve zihinsel bozuklukları tedavi ettiği düşünülen bu uygulama kafa içindeki basıncı azaltmak için kafatasına küçük bir delik açmaktan ibaretti. Dura mater denilen beyin dış zarını ortaya çıkaran bu prosedür çoğu zaman beyin dokusunun maruz kaldığı hijyenik olmayan ortam sebebiyle ölümcüldü. Bu uygulama Orta Çağ'da depresyonun tedavisi için de sıklıkla kullanılıyordu.

5. Ölü fareler.

Ölü fareler diş ağrısı ağrısını azaltmak için Eski Mısır'da diğer bileşiklerle harmanlanarak tıbbi amaçla kullanılıyordu. Elizabeth döneminde ise İngilizler, bir fareyi ikiye ayırıp lekelere uygulayarak siğilleri tedavi ediyorlardı. Ayrıca ölü farelerin çeşitli parçaları, boğmaca, kızamık, çiçek hastalığı gibi şeylerin tedavisi içinde çeşitli şekillerde kullanılıyordu. Bu yöntem tabii ki tedavi edici olmakla uzaktan yakında ilgisi olmadığı gibi farelerden bulaşan pek çok tehlikeli hastalığa da davetiye çıkarıyordu.

6. Bakire bir kadın ile seks yapmak.

Kökeni 16. yüzyıla kadar uzanan bir inanışa ve dönemin bazı hekimlerinin tavsiyelerine göre; zührevi hastalığa yakalanmış birisi seks yoluyla bu hastalığını bir bakireye aktararak iyileşebilirdi. Bu korkunç inanış maalesef dünyanın bazı bölümlerinde, özellikle de Afrika'da hala devam ederek pek çok çocuk tecavüzü olayına yol açmaktadır.

7. Radyum kürü.

Radyumun keşfi, radyumla doldurulmuş parlayan ürünlerin yanı sıra çok sayıda sahte ilacın ortaya çıkmasına da yol açtı. Son derece tehlikeli radyoaktif bir element olan radyumun hastalıklar için yararlı olduğu söylendi ve hatta evde radyum kullanarak hazırlanacak radyoaktif içme sularının reklamları bile yapıldı. Sonrada anlaşıldı ki radyum son derece korkun, acılı ve hızlı bir ölümden başkasını vermiyordu insanlara.

8. İdrar tedavisi.

İnsan idrarı tarih boyunca iyileştirici ve antiseptik gibi çeşitli amaçlarla kullanıldı. Romalılar dişlerini beyazlatmak için kullandılar, Kral VIII. Henry'nin cerrahı tüm savaş yaralarının idrarla yıkanmasını önerdi ve daha sonra siyah veba yaralarını tedavi etmek için kullanıldı. Aslında bu faydadan çok zararı olan bir uygulamadır ancak bazı istisnai anlarda idrar vücuttan ayrılırken steril olduğundan o sırada mevcut olan sudan daha sağlıklı bir alternatif olmuş olabilir.

9. Patentll ilaçlar.

18. ve 19. yüzyıllarda grip, gut, mide rahatsızlıkları gibi pek şey için tedavi amaçlı olarak lanse edilen ilaçlar vardı. Bunlar aslında ilaç olmaktan çok bazı karışımlardı ve içlerinde şekerli su, faydasız bazı otlar ve çeşitli sert uyuşturucular vardı. Alkol ile birlikte eroin, kokain, morfin gibi maddeler bu ilaçlara katılır ve her hastalığa iyi geldiği düşünülürdü. Aslında olan ise içindeki uyuşturucu maddeler sayesinde kendinizi bir süreliğine iyi hissediyordunuz ama aslında hastalığınız haliyle yerli yerinde duruyordu. Hatta bu maddeler yüzünden bağımlılık geliştirip başka rahatsızlıklara da yakalanıyordunuz. 1906 yılında bu patentli kocakarı ilaçları yasaklandı.

10. Sigara.

Sigaranın tehlikeleri bilinmeden ya da en azından kamuoyuna açıklanmadan önce, sigaranın sağlığa olan faydalarını ortaya koyan pek çok hekim vardı ve buna dair reklamlar her yerdeydi. Örneğin, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başlarında, yani günümüze oldukça yakın zamanlarda, yanan tütünden çıkan dumanın içe çekilmesi astım tedavisi olarak öneriliyordu. Bir astım hastasının en uzak durması gereken şey tedavi olarak sunuluyor ve sigara bir ilaç gibi pazarlanıyordu.

11. Kokainli şarap.

İtalyan kimyager Angelo Mariani 1863'te, koka yapraklarıyla işlenmiş kırmızı şaraplı şifalı bir tonik üretti. Tabii gerçekte bu ürün şifalı falan değildi. Bu ürüne Vin Mariani'yi adını verdi ve tonik hızlı bir şekilde popüler oldu. Kokainle dolu bir ürünün bir fenomen haline gelmesi çok da şaşırtıcı değildi. Zamanın reklamları, içkinin 8.000 doktor tarafından onaylandığını ve çok çalışan erkekler, hassas kadınlar ve hasta çocuklar için ideal olduğunu iddia etti. Gerçekte olan ise alkol ve uyuşturucunun karışı bir kafa yapıcıdan fazlası değildi.

12. Yılan yağı.

Geleneksel Çin tıbbında su yılanlarından elde edilen yağ, eklem ağrısını gidermek için kullanılıyordu. Bu tedavi yöntemi demiryolu inşaatlarında çalışmak için gelen Çinli işçiler tarafından Amerika'ya getirildi. Bu yağ ile ağrıyan yerler ovuşturuluyor ve bu şekilde eklem ağrılarının tedavi edildiğine inanılıyordu.

13. Gübre yemek.

Hayvan dışkısı yemek 19. yüzyılın sonlarına kadar çeşitli yaralanmaları iyileştirmek için uzun süredir kullanılmaktaydı. Boğaz ağrısını hafifletmek için yapılan karışımlara kurutulmuş köpek pisliği dahil ediliyordu. Eski Mısırlılar çok çeşitli tıbbi amaçlarla eşek, inek, köpek, ceylan ya da sinek gübresi kullandılar. Bu uygulamalar bazen tetanoza ve çeşitli hastalıklara neden olurlardı. Nadiren ise gübredeki bazı yararlı bakteriler işe yarayabiliyordu.

14. Köpekbalığı kıkırdağı.

Köpekbalığı kıkırdağının tedavi amaçlı kullanılması Harvard araştırmacısı Dr. John Prudden'ın araştırmasından kaynaklanarak 1950'lerde ortaya çıkmıştır. Kanser tedavisi için köpekbalığı kıkırdağından yapılmış hapların hiçbir faydasının olmadığı kanıtlanmışır. Buna rağmen yakın zamana kadar tedavi amaçlı olarak tüketilmiştir.

15. Lobotomi.

Lobotomi; 1930'larda, yani aslında günümüzde çok yakın dönemlerde popüler hale gelmiş ve sıklıkla uyglanmış bir tedavi biçimidir. Psikiyatrik rahatsızlıkları özellike de depresyon belirtileri azaltmak için beynin bazı kısımlarının çıkarılmasıdır. O dönemde bile tehlikeli bir prosedür olduğu kabul ediliyordu. Daha eskilerdeki lobotominin ilk uygulamaları ise oldukça vahşiceydi. Beyne ulaşmak için gözden giriş gibi uygulamalar yapılıyordu. 1960'lara kadar kullanılan bu yöntem şizofreni, epilepsi, bipolar gibi hastalıklarda da uygulandı. Pek çok vakada insanların anıları ve kişilikleri yok edildi,pek çok hasta travma yaşadı, pek çok olumsuz ve tehlikeli sonuç oluşturdu. Çoğunluğu rıza göstermeksizin, 40.000'in üzerinde insan lobotomi olduğu tahmin edilmektedir.

16. Heliotherapy

Günümüzde farklı hastalıklarda daha değişik bir biçimde yardımcı tedavi amacıyla yararlanılan helyoterapi zamanında tüberküloz tedavisinde kullanılıyordu. Helyoterapi güçlü bir lamba veya ışık kaynağının çevresinde durmaktan ibaretti. Teorik olarak lambanın güneşi taklit ettiği ve D vitamini üretimini arttırdığı, bunun da enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olacağına inanılıyordu.

17. Parafin enjeksiyonları.

Botox'un ilkel bir versiyonu olarak 19. yüzyılda doktorlar kırışıklıkları düzeltmek ve meme büyütme operasyonlarında parafin mumu enjeksiyonlarını kullanıyorlardı. Ancak balmumu zamanla sertleşiyor ve parafinom olarak bilinen kalın, ağrılı topaklar haline geliyordu. Bu yaygın olarak bilinir hale geldiğinde parafin enjeksiyonları tamamen durduruldu.