Alev Alat'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak; 'George Orwell yaşasaydı sizi ayakta alkışlardı' cümlesini kurmasıyla aklımızda şimşekler çaktı. Dedik acaba müteveffa yazarlardan hangileri bugün hayatta olsa cumhurbaşkanımızı elleri kanarcasına alkışlardı? Ve 11 yazarın Alev Alat'ın George Orwell'ine denk geldiğini gördük. İşte o yazarlar!
'Tayyip Erdoğan o sabah yatağında uyandığında kendini devcileyin bir cumhurbaşkanı olarak buldu...' Tayyip Erdoğan'ın değişimini, gelişerek değişmesini ayakta alkışlayacak biri varsa o da dönüşüm ustası Franz Kafka'dır. İslami kimlik ile yola çıkıp liberal, kapitalist, ılımlı İslamcı, muhafazakar demokrat, solcu, vb. türlü değişimler geçirilen bir siyasi hayatı eminiz ki bir romana dönüştürürdü Kafka. Bu dönüşüm bir alkışı hak ediyor.
'İnsan ağaca benzer.ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse,o kadar kök salar yere, aşağılara,karanlığa, derinlere kötülüğe.' sözünün sahibi bir kişinin cumhurbaşkanımızı alkışlamaması diye bir şey olamaz. Kökleri en derinlerde, başı en yükseklerde olan Tayyip Erdoğan'ı Nietzche bundan yıllar önce tanımlamış sanki. Ve eklemiş;
Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az... Kim o hedefe ulaşan az sayıdaki kişiden biri? Evet, doğru cevap.
'Hayat aslında anlamsız bir bulanıklıktır ama ona anlam katabilmek gerekir. Mutlaka bir tercihiniz olmalı ona dayanmalı onun için mücadele etmelisiniz. Tercihsizlik de bir tercih.' diyebilen insan gelip de beni mi alkışlayacak? Tabii ki cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Bey'i alkışlayacak. Mücadeleci ruhunu elbette kutsayacak ve onun tercihleri karşısında ayağa kalkacak.
'İnsan parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır'... Para diyor, satın alır diyor...
Dünya lideri olan, Etiyopya'dan Singapur'a kadar tüm insanlığı düşünen birisini 'insanın kendisinden yüz çevirmeye, dünyada olup bitenleri görmemezlikten gelmeye hakkı yoktur.' sözünü söylemiş bir yazar ayakta alkışlamayacak da ne yapacak bana söyler misiniz? Yer altından yazdığı notlar 28 Şubat mağduriyetinin notları değil midir?
Hayal gücü bu kadar geniş olan bir yazar, en az kendisi kadar yüksek hayal gücüne sahip bir cumhurbaşkanını elbette ayakta alkışlayacaktır. Tolkien'in orta dünyası varsa Tayyip Erdoğan'ın da Orta Doğu'su var.
Yurttaş Kane ne diyor 'bu kadar zengin olmasaydım, büyük bir adam olabilirdim!', peki Yurttaş Kane gibi bir film yapmış Orson Welles ne kadar haklı olduğunu gördükçe kimi ayakta alkışlardı dersiniz?
'sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe...' diye başlıyor söze Charles Baudelaire, peki böylesine ezik, dışlanmış, ötekileştirilmiş Edgar bugün yaşasa kendisini hangi insan ile özdeşleştirirdi dersiniz? Doğru bildiniz.
Başkaları gibi değildim çocukluktan beri,
Görmedim başkalarının gördüğü gibi
Ortak bir pınardan almadım tutkularımı,
Aynı kaynaktan almadım kederimi.
Uyandıramadım yüreğimi sevince aynı seste
Ve sevdiğim her şeyi yalnız sevdim.
Ne kadar da benziyor değil mi?
'Yine dene, yine yenil, daha iyi yenil' demiş Nobel ödüllü bir yazarın, bu sözü kendisine şiar edinmiş, yenile yenile yenmeyi öğrenmiş birini alkışlaması düşünülebilir mi? düşünülemez. 'Yeryüzünün gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde, bir başkasının gözyaşı diner...' Tayyip Erdoğan da gözyaşlarını dindirmeye, bu döngüyü sürdürmeye çalışmıyor mu? 'Erzurum'da kar yağsa Rize'de üşiyurum' aynı şey.
'Ancak tanrı'ya inandığım zaman yaşadığımı anladım' diyen bir insan, bugün yaşasaydı eminim ki bu sözü 'ancak Allah'a inandığım zaman yaşadığımı anladım' şeklinde düzeltir ve akil adam olurdu.
'İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür.' Tayyip Erdoğan'da pay hep daha büyük değil mi?
'Bir kadın olarak, ülkem yok. Bir kadın olarak, bir ülkem olsun istemiyorum. Bir kadın olarak, bütün dünya benim ülkem.' diyen birisi, kadın ve erkeğin fıtratındansa eşitlik olmadığını savunan birisini, bu pozitif ayrımcılığından ötürü çılgınlar gibi alkışlayacaktır.
'Kadınlar yüzyıllardır erkekleri olduklarının iki katı gösteren ayna görevi gördüler. Bu yüzden erkekleri, bir kadının eleştirisi bir erkeğin eleştirisinden daha çok yaralar' diyerek Emine Erdoğan'a da selam vermeyi ihmal etmemiştir ayrıca.
Ha arzın merkezine seyahat etmişsin, ha Amerika'ya ilk Müslümanları gönderip, Küba tepelerine cami kurdurtmuşsun farkı var mı? Birbirine çok benzer kurgu dünyalarına sahip iki insandan biri elbette ki diğerini alkışlayacaktır.
'Yaşam, bize bütün kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir. Çünkü yaşam, bize karşı direnir. İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça kendini tanıyabilir.' diyerek bizzat Recep Tayyip Erdoğan'ı tanımlamıştır. Yaşasa ayakta alkışlayacağı kesindir. Ayrıca Küçük Prens kitabı biraz da küçük Bilal'i anlatmıyor mu, tersten?