Bugün günlerden ODTÜ'nün kuruluşu! Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi bugün 64 yaşında! Biz de sizler için ODTÜ'lü olmanın nasıl bir şey olduğunu 18 madde ile açıkladık!
Bugün günlerden ODTÜ'nün kuruluşu! Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi bugün 64 yaşında! Biz de sizler için ODTÜ'lü olmanın nasıl bir şey olduğunu 18 madde ile açıkladık!
ODTÜ'yü kazanan her birey, Bilim Ağacı'nın önünde hatıra fotoğrafı çektirmek zorundadır. Genelde de fotoğraf çektirmekten başka kimse ilgilenmez Bilim Ağacı ile...
Bir yıl boyunca yeni gelen öğrencilerin sabah 8.40 belasının yaşadığı yer. İlk gelinen yıl arkadaş kazandırmak dışında bünyeye pek katkısının olmadığı gözlenmiştir.
Kapısında ODTÜ Alışveriş Merkezi yazar ama öğrenciler Çarşı der. Nereye gidileceğinin karar verildiği aynasıyla, Makarasıyla, Hocamıyla, Terasıyla ve 2 kat aşağı inilip 1 kat yukarı çıkılan mimarlık harikası merdiveni olan tuvaletiyle öğrencilerin vazgeçilmez mekanı...
Biz susalım Sayın Eski Rektör Prof. Dr. Kemal Kurdaş konuşsun...
ODTÜ Ormanının Doğuşu
Hazırlıkta dersten çıkılınca 15 kişi toplanıp gidilen, bölüme geçince ara sıra uğranan cafe. Yemekler self-servis şeklinde satılıyor ve tabak ağırlığına göre ücretlendiriliyor.
ODTÜ öğrencilerinin eve çıktığı en yakın mahalle. Kampüse mesafesi 5-30 dk olduğu için çok tercih edilir.
ODTÜ yurtlarının efsanesi öğrenciler arasında abaza yurdu olarak geçer. Yurt basmalarıyla, tezahüratlarıyla ünlü ODTÜ'nün ilk ve tek abaza yurdu
Yeraltı tünelleri, silinmeyen Devrim yazısı, tabanca şeklinde kampüs, yüzen beton kayık, MM balıkçısı vb. bir süre efsanesi var ODTÜ'nün.
Dersten sonra çay içmelik, batak-king atmalık cafe.
Dillere destan şenlikler... 4 gün 4 gece. Sınırsız müzik. sınırsız eğlence!
ODTÜ demek, 'hocam' demek... ODTÜ dolmuşçularından, kantin görevlilerine hatta Ankara'nın herhangi bir mekanındaki garsonlara hocam diye seslenmek demek.
Rivayete göre hocaların ayrı bir statüde görülmesini engellemek için dillere oturmuştur. Herkes birbirine hocam der, herkes eşittir
ODTÜ'de herkes rahattır. Kimse kimseye karışmaz. Farklı görüşte de olsa, yaptığını tasvip etmese de ses etmez.
ODTÜ kütüphanesi... Final ve midterm öncesi kalabalığı ile yer bulmanın imkansız olduğu, ders çalışırken kesişmelerin yaşandığı, kokusuyla, sesli bölümün gürültüsü, sessiz bölümün sessizliğiyle bir ODTÜ efsanesi..
Bu kütüphane özeldir. Buraya sınavda belli seviyede başarı göstermiş kişiler gelebilmiştir. Bu anlamda gelebilen herkes biraz özeldir. Sen de özelsindir.
Danstan spora, bililmden hobilere kadar yüzlerce konuyu kapsayan onlarca öğrenci topluluğu... Hepsi birbirinden aktif, hepsi insanı zenginleştiren müthiş gruplar
Devrim stadyumundaki kapanış... Tribünleri dolduran binlerce gururlu aile, önlerinden geçen, birbirinden yaratıcı pankartlar taşıyan ODTÜ öğrencileri. Adeta bir karnaval!
ODTÜ sistemi (öğrenci kayıt, ders seçme, geçme-kalma durumu takibi vs) seni birey olmaya zorlar. burada derslerinin gidişatından sen sorumlusundur. Bu da insanı erişkin hissetmeye davet eder ve farketmeden büyürsün. Bu yüzden iş hayatında ODTÜlüler ODTÜlülerle aynı dili konuşur ve anlaşır.
Heykelleri vardir ODTÜ’nün, sanata yer vardır binaların arasında.
Kendisini çevreleyen ve insanı yutan tüm karmaşa ve çirkinligin ortasında, öğrencilere kendilerinin seçebileceği zenginlikleri sunan bir vaha gibidir ve bu kültürü bulaşıcıdır insanlar arasinda, herseyin temelinde saygi ve tahammül vardır da ondan.
odtü mezunu bir hocam vardı ve herkese hocam diye hitap ederdi sanırım şimdi anladım nedenini.
ODTÜ'de herkes birbirine "HOCAM" diye hitap eder. Zira, ODTÜ'lü herkesin birbirinden bir şey öğrenebileceğini, herkesin bir diğerine bir şeyler öğretebileceğini dolayısı ile de herkesin bir diğerinin hocası olduğunu kabul eder. "HOCAM" kelimesinin altında bu ön kabul yatar.