Yüreklere dokunan bir başarı öyküsü
Av. Serkan Bayram’ın azmi, inancı, fedakârlığı benim yüreğime dokundu.
Şu sıra Netflix’te yayınlanan Buğday Tanesi filmi muhakkak dikkatinizi çekmiştir.
İşte bu filmde henüz bebekken bir yangın sonucu özellikle elleri olmak üzere yüzü ve cildinin bir kısmı yanan Milletvekilimiz Serkan Bayram’ın hayatı konu edilmekte.
Ben filmden önce kitabını okudum ve filmi izledikten sonra da bizzat kendisiyle tanışma şerefine eriştim. Ne de güzel misafir edildim.
İlle de samimiyet ve azim diyebilirim.
Kendisinin zorluklarla mücadelesi henüz bebek yaşta başlıyor. Şu yaşta bile elimizin ufak bir yerine kaynar su döküldüğünde canımız ne kadar acıyor ki ufacık bir bebeğin ellerinin tamamen alevler içinde kalarak yandığını düşünelim.
Ve sonrasında 41 günlük yoğun bakım süreci…
Sonunda dualarla yaşama tutunuyor bakanın bakmaya doyamadığı Serkan bebek.
Özel durumunu bahane etmeyerek var gücüyle okumaya devam ediyor. Bedensel engeli engel tanımıyor ve karşısına çıkan gerek psikolojik gerek bürokratik tüm zorluklara rağmen önce avukat sonra da milletvekili oluyor.
Üstelik de kazanın yaşandığı yerden.
Memleketi Erzincan’dan.
Sayın vekilimiz şimdi ise İstanbul milletvekili.
Geçenlerde avukatlık bürosunda misafir edildim ve hikâyenin filme konu olmayan bazı perde arkası bölümleri kendisinden dinledim. Bu trajik bölümlerin filme konu edilmeyişi ve bunun üzerinden bir ajitasyon yapılmaması ayrıca takdire şayandı. Fazla spoiler vermemek adına Serkan beyin başından geçenleri anlatmayacağım ama beni çok etkileyen birkaç ayrıntıya da değinmeden geçemeyeceğim,
Bedensel engeli olan bir delikanlıydı Sarp...
Üstelik de sporcuydu ve bir trafik kazasında yatağa bağımlı hale gelmişti. Bu durum elbette gücüne gidiyor yeni hayatına ve şartlarına uyum sağlamakta direniyordu. Bu durum anneciğinin de elini kolunu bağlamıştı. Ne yaptıysa oğlunun yüzünü güldüremiyordu.
Sevgili vekilimiz bir gün televizyon programında şahsi cep telefonu numarasını milyonlarla paylaştı ve engelli vatandaşlar için elinden geleni yapacağının sözünü ekran karşısından verdi. Bu yüce gönüllülüğü ve cesareti herkesin gösteremeyeceği çok açıktı lakin onu da sıradan insanlardan ayıran yangında kaybettiği elleri değil herkese kucak açan yüreğiydi!
Ve Sarp’ın annesiyle görüşmeleri neticesinde vekilimiz bir gün evlerine ziyarete gitti ve detayına girmeyeceğim şekilde Sarp’ı da gerekli yönlendirmeler ve en önemlisi ilgi alaka, ihtimam ve sevgiyle bu ülkenin gencecik bir evladı olarak kazanmış olduk.
Sayın vekilimizle Sarp bir gün konuşurlarken,
Sarp,
- Onca insanın içinde iyi ki beni seçtiniz. dedi.
Serkan bey,
- Belki de sen beni seçmişsindir Sarp diye cevap verdi.
Evet, gerçekten de Sarp annesine isyanıyla, yemek tepsisini fırlatışıyla, akıttığı gözyaşıyla, içine kapanıklığıyla aslında sessiz çığlıklar atarak yardım istiyor ve esasen bir seçim yapıyordu.
Sayın vekilimiz de bu sessiz çığlıkları yüreğiyle duyarak davete icabet ediyordu.
Beni en çok etkileyen ise işte bu bakış açısıydı.
Seçmek değil seçilmek
İhtiyaca kayıtsız kalmama iradesi
Karınca misali ateşi söndürmek için minicik bedeniyle elinden geleni yaparak alevlere su taşıma refleksi
Bu bir farkındalık ve kapasite, kudret meselesi.
Ben vekilimiz Sayın Serkan Bayram’ın bu ülkeye sağladığı engelliler için kanun tasarısından, yüzlerce tekerlekli sandalyelere kadar pek çok katkının yanı sıra özel hayatıyla özel bireylere umut ışığı olduğu için kendisine tekrar minnet ve saygılarımı sunuyorum.
Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından şahsınıza layık görülen ödülleri fazlasıyla hak ediyorsunuz.
İyi ki varsınız.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio