Budist Keşişlerin Nirvana'ya Ulaşmak İçin Yavaş Yavaş Kendilerini Mumyaladıkları Uygulama: Sokushinbutsu

Tüm bunlar iç huzura ulaşmak için...

Budizm'i diğer dinlerden ayıran çeşitli uygulamaları hepimiz duymuşuzdur.

Dünyanın en büyük dördüncü dini Budizm'in asıl amaçlarından biri acısız, huzurlu bir varlık hali oluşturarak ölüm ve doğum döngüsünü aşmak. Yani Nirvana'ya ulaşmak. Bunun için de çeşitli uygulamalar deniyorlar.

*Bu içerikteki görseller rahatsız edici olabilir.

Sokushinbutsu da bu uygulamalardan biri.

Sokushinbutsu, Budist keşişlerin kendilerini binlerce güne yayılmış bir meditasyon ritüeli ile mumyalaştırmasına verilen ad.

Sofuluk yöntemleriyle elde edilen bu mumyalama işleminde, Nirvana'ya ulaşmak isteyen keşiş, kendini dünyevi zevklerden çekerek yavaş yavaş aç bırakıyor, sonrasında ise tamamen yemek ve su tüketimini kesiyor.

Kendini mumyalamayı başarmış en eski beden ise 550 yıllık ve Himalaya bölgesinde bulunuyor.

14. yüzyıldan kalma bu mumyanın Sangha Tenzin isimli bir keşişe ait olduğu düşünülüyor. mumyasının 5 asır sonra hala iyi halde olmasının nedeni ise bulunduğu bölgenin soğuk hava koşulları olmuş.

Sokushinbutsu'nun ortaya çıkmasına ilham veren kişininse Japon Budist Kukai olduğu düşünülüyor.

Budizm dünyanın çeşitli yerlerinde yaygın olduğu halde bu uygulama için Japonca bir isim kullanılmasının nedeni de bu.

Günümüzde bu şekilde kendini mumyalamayı başarmış 24 keşiş bedenine ulaşıldı.

Japonya'da yüzyıllar önce bu uygulamanın 3000 gün ile on yıl arası bir süre aldığına kayıtlarda ulaşılabiliyor.

Günümüzde de bu yolla Nirvana'ya ulaşmayı deneyen keşişler mevcut.

Mumyalanmak içinse tüketilen şeyler çam iğneleri, reçine ve dağlarda bulunan tohumlardan başka şeyler değil.

Bunları tüketmek vücuttaki yağın tamamını yok ederek kişiyi mumyalaştırmaya başlıyor.

Daha sonra tüm tüketimlerin durdurulmasıyla ilahiler söyleyerek hayatlarını kaybediyor keşişler.

Bu da saflığın, huzurun en tepesine, Nirvana'ya ulaşmanın bir yolu olarak kabul ediliyor.

Din, dünya görüşü, etik, gelenek... Ne derseniz deyin buna.

Aslında bu uygulamanın kökenleri kişinin içinde doğup bitiyor. Kişi huzura erdiğine inanıyor ve belki de önemli olan bu oluyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Eski Zamanlarda Kaybedilen Yakınları Hatırlamak İçin Kalbi Buruk Son Bir Çaba: Ölü Fotoğrafçılığı
Ayakları Yere Değmeyen Çocuk Tanrıçalar: Nepal'in Kumarileri
Geleneklerine Bağlı Bir Yaşam Sürdürürken Modern Dünya İle İletişimi Kesen Topluluklardan Görüntüler

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
28.06.2020

Bi kadın olarak olayın çok başka yerindeyim. Çam iğneleri reçine ve dağda bulunan tohumları yiyince vücudumuzda yağ kalmıyomuş mu. Hemen yarın başlıyorum😅😅😅

28.06.2020

benimde aklima gelen

28.06.2020

Mistik şeylerin insana verdiği hiçbir şey yok fakat insanlıktan alıp götürdüğü çok şey var. Dünyaya geliş amacını dünyadan soyutlanmak olarak dikte eden ve bunu masalvari bir yerin varlığı ile meşrulaştırmaya çalışan her türlü din, dünya görüşü, gelenek zulümdür.

28.06.2020

Cennet ve cehennem de tam olarak dediğin masalvari yerler aslında ve en kalabalık dinlerin aşırı inançlı insanları da kendini dünyadan soyutlayıp mistik amaçlar güdüyorlar

Pasif Kullanıcı
28.06.2020

Allah, insanı, bütün mahlukatın en üstünü, İslam literatüründeki ifadesiyle, "ekmeli mahluk ve eşrefi mahluk" olarak yaratmıştır. Üstün bir fitrat ve akıl gibi nimetlerle donatmıştır ki, iyiliğin kıymetini bilsin, bu geçici hayat içerisinde iyiliği, aydınlığı kendi nefsinde yaşasın, bütün insan ve canlıların yararlanacağı iyilik ve güzellikler haline getirsin...Aynı insan fıtratından uzaklaştığında varoluşsal krizlere duçar oluyor ve ne yaparsa yapsın asla temeddün edemiyor.

29.06.2020

Bouwkundig Ingenier ; ALLAH ın Hz. Peygambere dediği gibi; Sana düşen tebliğ etmek, hesap görücü olarak biz yeteriz. Gözünde bu kadar perde olan odunlara ne anlatırsan anlat göremezler. Yine Kuran'ın ifadesiyle ; Onlar sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. Artık göremezler..

TÜM YORUMLARI OKU (39)