Bazıları var ki gerçekleştiğini göremezsek gözümüz açık gidebiliriz.
Bazıları var ki gerçekleştiğini göremezsek gözümüz açık gidebiliriz.
Onlar bizi keşfetse de olur. Gitmeden önce bi' çayımızı içerler, lokum ikram ederiz falan.
Yine bütün ülkenin gözü ekranlardayken finalde Almanya ya da Brezilya'yı yenip o kupayı almanın sevincini çok görmeyin be bize.
Penaltılara kalmışız. Rakip Barcelona. Atarsak kazanıyoruz. Ve gooollll... 'Şampiyonlar Ligi Kupası Türkiye'de!' yazısı ekranda yanıp sönüyor. Sokakta korna sesleri... Hadi artık olsun be!
Çocukken 2015'te bineriz diyorduk ama daha ses seda yok.
Kuzey ışıklarını görmeyi kim istemez ki?
Bu olacak bak, inanıyoruz. Oculus Rift bunun bir alt versiyonu.
Zengin olmak değil, sadece 'Şunu yapmayı çok isterdim ama para harcamamam gerekiyor.' demeden gönül rahatlığıyla istediğimiz o şeyi yapabilelim yeter.
Herkesin satın alabileceği cüzi miktarda ücreti olsun. Biz işimizin başındayken ev işlerini, alışverişi yapsınlar.
Başka ne istersin ki?
İşten çıkıp eve giderken trafik de varsa bir saatin boşa gideceğine bir saniyede evdesin. Şehir dışındaki ailenin yanına istediğin zaman gidebilirsin. Ne güzel.
Dopingsiz, çalışarak, gerçek başarılarla...
Lexus'un icat ettiği sayılmaz, gerçek bir hoverboard olmalı.
Özel günleri unutmaya son. Tam da erkekler için.
Bilinçaltımızdaki o kötü anlar şimdi zarar veriyorsa onları silip kurtulmak lazım.
Huzur...
İlk defa gördüğün doğa olayları, iki güneşli, birkaç tane uydusu olan bir gezegene ayak basmak ne kadar harika olurdu.
Sıradan biri olarak gitmek, geride bir şey bırakmamak çok da iyi olmayacaktır.
Sonra da patlamış mısırımızı alıp seyredebilmek.
Özellikle de gencecik yaşta olanların.
Merakımızı giderelim.
Dünyanın en örnek alınan ülkelerinden biri olsak mesela.