2020 yılında şu ana kadar tüm dünyada 6.5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem gerçekleşirken, bu depremlerde en çok can kaybı Türkiye'de yaşandı.
2020 yılında şu ana kadar tüm dünyada 6.5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem gerçekleşirken, bu depremlerde en çok can kaybı Türkiye'de yaşandı.
Habertürk'ten Barış Kaygusuz'un haberine göre, 2020 yılında tüm dünyada gerçekleşen depremler içinde en çok can kaybının yaşandığı iki deprem Türkiye'de gerçekleşti.
24 Ocak'ta Elazığ'da gerçekleşen depremde 41 kişi hayatını kaybederken, İzmir'de gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki depremde şimdiye kadar 49 kişi hayatını kaybetti.
Dünyadaki diğer depremlerde ise çok farklı bir manzara var.
2020 yılında Türkiye'deki Elazığ ve İzmir depremleri sayılmazsa, dünyanın farklı ülkelerinde 6.5 üzerinde tam 20 deprem gerçekleşti.
Bu depremlerin tamamında sadece 13 kişi hayatını kaybederken, bu 13 kişiden 10'u 23 Haziran'da Meksika'da meydana gelen 7.4 büyüklüğünde depremde, 1'i ise 17 Temmuz'da Papua Yeni Gine'de gerçekleşen 7.0 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitirdi.
Tıpkı İzmir ve Elazığ'daki depremler gibi 6.5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlere bakıldığı zaman, Türkiye dışında yedi farklı ülkede 12 depremin yaşandığı görülüyor.
Bu depremlerde can kaybı yaşanan tek deprem ise 2 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki 18 Ağustos Filipinler depremi oldu.
Japonya, Şili, Endonezya, Yunanistan, Solomon Adaları ve ABD'de gerçekleşen 6.5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlerde hayatını kaybeden kimse olmadı.
Adam köydeki mahsülünü satıp şehre gelip müteahhitlik yaparsa, bilgisi becerisi olmayan insanlar yönetici pozisyonunda olursa, işi alabilmek için en ucuz teklifi verip daha sonra kar edebilmek için malzmeden işçilikten çalmaya kalkarsan; denetleme, iş takibi,iş kontrolü ehil olmayan kişiler tarafından yapılırsa değil 6.5 şiddetli deprem, sert rüzgardan yıkılacak inşaatlar ortaya çıkar. ha bide düşünün ki ülke ekonomisinin % bilmem kaçını inşaat sektörü oluşturuyor.
Burada binalar, insanlar otursun diye değil müteahhit ve türevleri para kazansın diye yapılıyor.
Sonra diyoruz ki, tüm dünya bizi kıskanıyor... Göya ülkemizin başarılarını dış mihraklar sabote ediyormuş... Bizim düşündüğümüz doğru, diğerleri hep haksız... Ama ilk ve tek örnek değil ki, anlamadık, yine de anlamayacağız.