Yaz tatili için yurt dışını düşünüyorsanız rotanızı hiç tereddüt etmeden Sorrento ve Amalfi kıyılarına çevirebilirsiniz. Türkiye'den Napoli'ye uçtuktan sonra, otobüsle veya trenle sadece birkaç saat içinde bu güzel istikametlere ulaşmanız mümkün. Üstelik, buraları görmek için dünyaca ünlü Positano'dan tadına doyamayacağınız pizzalara kadar tam tamına 16 nedeniniz var:
Akdeniz'in falezlerine kurulmuş sevimli Sorrento'da dolaşmak bir zevk. Kasabanın bol bol restoranı ve birkaç tane plajı var. Keyifli vakit geçirmeniz için her şey düşünülmüş. Ayrıca, Sorrento otel açısından yöredeki en fazla çeşitliliği sunan en ekonomik yer. Pompeii Antik Kenti'ne de yakın.
Ibsen ve Dickens gibi birçok ünlü ismin yanı sıra Nietzsche de Sorrento'dan bir tatlı huzur almaya gelmiş. Hatta o sıralar zaten pasaportsuz olan Nietzsche, akademik kariyerini yakıp hayatına gezgin bir filozof olarak devam etmiş. Sağdaki turunculu Vittoria Oteli'nde kalmış; o zamanlar orası villaymış tabii.
Sorrento bir tarafta Akdeniz'in, diğer tarafta kıyıya paralel uzanan dağların limon ağaçlarıyla karışan tertemiz havasıyla ciğerlerinize bayram yaşatabilir. Kalabalık sokaklarda eski motosikletlerle kamyonetlerin egzoz kokusu maalesef bu havayı bozabildiği için tenha sokakları tercih etmenizde fayda var.
Bu rota boyunca denizde yer yer öyle renkler göreceksiniz ki gözlerinize inanamayacaksınız. Fotoğrafta Positano girişindeki renkleri görebilirsiniz ama inanın gerçeği daha da etkileyici. (Akdeniz'in genel olarak böyle bir meziyeti var. Nice sahilleri ve Kaputaş Plajı'nın fotoğraflarına da bir göz atın.)
Birçok filmde mekan olarak kullanılan ve gezginlerle turistlerin uğramadan edemediği Positano burası işte. Rengarenk evlerin falezlerde gözleri şenlik ettirdiği kasaba küçücük ama en azından yarım gününüzü burada geçirebilir ve ortamın tadını çıkarabilirsiniz.
Positano'nun merkezinde tatmin edici uzunlukta kumsal bir plaj var. Rengarenk evlerin manzarası eşliğinde güneşlenme ve yüzme fırsatını kaçırmamak için deniz eşyalarınızla gelin. Kalabalığı sevmiyorsanız merkezin biraz ilerisindeki yürüme yolundan daha sakin bir plaja da ulaşabilirsiniz.
Amalfi kasabası aslında, Sorrento'dan Amalfi kıyılarına yola çıkanlar için ara durak konumunda. Ama burası da o kadar sevimli ki sahilin panoramik fotoğraflarını çekmeden ve renkli katedrali görmeden önce otobüsten otobüse koşturmaya insanın gönlü razı olmuyor.
Amalfi kıyıları boyunca yolda gördüğünüz manzaralar, durup gezdiğiniz yerler kadar etkili. Mavi ve yeşilin farklı tonları, falezler ve amansız virajlar, kayalıklara yapılmış kaleler ve ara ara serpiştirilmiş sevimli köyler sayesinde hiç sıkılmadan yol alabiliyorsunuz.
Amalfi kıyılarında ziyaret edilebilecek başka köy ve kasabalar da var. Örneğin, denize kıyısı olmayan, büyüleyici manzaralı Ravello bunlardan biri. Ama yolun sonuna kadar devam etmek isterseniz sakin ve küçük bir şehir olan Salerno'yu da ziyaret edebilirsiniz. Burada da plajlar var.
Sorrento'ya gelmişken feribotla 20-30 dakikada ulaşabileceğiniz Capri Adası'nı es geçmek olmaz. Liman semti küçük olmakla birlikte oldukça hareketli. Feribotunuzda dışarıya oturmayı başarırsanız (ki aşırı kalabalık olduğu için rekabet büyük) panoramik fotoğraf çekebilirsiniz.
Capri'nin yerlilerinin oturduğu semt olan Anacapri, liman ve Capri merkezden daha sevimli ve daha az turistik. Dar sokaklarda size önemli yapıları gösteren haritalar mevcut. Bunlardan en güzeli Casa Rossa, yani kırmızı ev. Asimetrik tarzıyla Gaudi'nin Barselona'daki eserlerini andırıyor.
Sadece Anacapri'nin değil Capri Adası'nın en ünlü yerlerinden biri Grotto Azzurra, yani Mavi Mağara. Denizin dalgalı olmadığı zamanlarda kayıklarla içeride tur atabiliyor ve mavi yansımalara hayran kalabiliyorsunuz. Şansınıza dalga varsa yukarıdan bakmakla yetiniyorsunuz.
Capri merkezindeki Augustus Gardens'a 1 Euro karşılığında girerek muhteşem Akdeniz manzarasının yanı sıra adayla özdeşleşmiş kayalıkları da seyredebilirsiniz. Manzarayı daha yakından görmek isterseniz tekne turlarıyla adanın etrafını bir buçuk saatte gezebilirsiniz.
Sorrento, Positano ve Napoli limon ve limon ürünleriyle ünlü. Özellikle, limon bahçeleriyle bezeli Sorrento'da her yer mis gibi limon kokuyor. Yöre, hediyelik cenneti. Magnetlerle sınırlı kalmak istemezseniz limoncello, limonlu sabun, limonlu deodorant, limonlu şekerleme gibi seçenekleri göz önünde bulundurun.
Margherita pizzanın en iyisini yiyebileceğiniz yer İtalya, özellikle Napoli. Napoli'den Sorrento'ya ve Amalfi kıyılarına kadar pizza ve makarna çeşitlerini denemekten ne siz sıkılacaksınız ne de bütçeniz. Yemeklerinizin yanına İtalyan şarapları veya limonlu içecekler söyleyebilirsiniz.
Napoli'nin güvenlik açısından adı kötüye çıkmış ama Türkiye'de yaşamaya alışkın biri için çok da korkutucu değil. Uçağınıza binip dönmeden, en azından tarihi şehir merkezini ve sahili bir kez turlamakla bir şey kaybetmezsiniz. Tarihe ilgiliyseniz Napoli Arkeoloji Müzesi'ndeki Pompeii kalıntılarını kaçırmayın.
geçen yaz gittim. Sadece Positano görmeye değer bana göre, Capri de fena değildi. Bu arada limonlar inanılllllllllmaz güzel kokuyor ve sabunları çok güzel (özellikle Sorrento'dakiler). pizza için de kesinlikle önceden araştırdığınız yerlerde yemelisiniz onun dışında gerçek bir ekmek israfı (Napoli gerçekten felaket itici bir şehir, ama ilk pizzanın yapıldığı yerde yemiştim o duygu gerçekten güzeldi. pizzasını sorarsanız, tabi ki İtalya seyahatim boyunca daha iyilerini yedim). Napoli'deki Pompeii kalıntılarına gitmedim öyle bir müzeyi bilmiyorum ama Pompeii'ye gittim iki üç taşlaşmış kişi göreyim diye. onu da abuk sabuk müzelere paslamışlar güneşin altında kavrulduk, güneş altında kavrulmayı sevenlere Efes'i daha çok tavsiye ederim :D ohh yine tam bir Türk turist gibi boklar attığıma göre içim rahatladı, gidiyorum...
burası mı kotor mu bence kotor. hem de vizesiz.
limonlu deodorant mı varmış