Cumhuriyet tarihinin en acı doğal afetlerinden biri olan Erzincan Depremi'nde yaşanan bir olay, insanların taktirini toplamıştı. O olay bize de umut verebilir.
Hep beraber okuyalım...
Cumhuriyet tarihinin en acı doğal afetlerinden biri olan Erzincan Depremi'nde yaşanan bir olay, insanların taktirini toplamıştı. O olay bize de umut verebilir.
Hep beraber okuyalım...
Depremde 30 binden fazla insan hayatını kaybeder, 100 binden fazla insan yaralanır ve şehir neredeyse tamamen yıkılır.
Dünya tarihinin en ağır bedel ödenen depremlerinden biri olarak kayıtlara geçer.
Evlerin çoğu kerpiçten yapıldığı ve fazla destekli yapılmadığı için yıkılır.
Mahkumlar açıkta kalır.
Toplumun önemli bir kesimi o insanlara güvenilmemesi gerektiğini düşünebilir fakat bu düşünce her zaman doğru olmayabilir. İnsanların hata yapmaya meyilli olduğu, tecrübelerle öğrendikleri ve yaptıkları hatalardan ders çıkararak geliştikleri bilinmektedir.
“Sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım. Aranızda civar köylerden olanlar varsa iki günlüğüne köylerine gidip, ailelerini görebilirler. Ancak bir koşulum var; hiçbiriniz kaçmayacaksınız. Canla başla çalışacaksınız. İşimiz bitince cezaevine döneceksiniz”
Savcı tarafından her akşam cezaevinde sayım yapılır.
Erzincan yakınlarındaki köyde bir mahkum trene binmek ister. Muhafızlar mahkumu trene bindirmezler, bu sırada çıkan kargaşa sebebiyle İnönü olay yerine gelir. Mahkum İnönü’ye yaklaşarak: “Efendim, ben Savcı Bey’e kaçmama sözü verdim. Erzincan’a dönüp, kurtarma çalışmalarına katılmak istiyorum. Beni de trene alın” demiştir. İnönü olaydan etkilenir ve mahkumu trene alır.
Görüşmeler sırasında Erzincan Milletvekili Abdülhak Fırat şöyle der: “Biliyorsunuz ki, bu insanlar hakikaten hayatlarında bazı günahlar işlemiş, hatta can acıtmışlardır, fakat buna mukabil yüzlerce can kurtarmak suretiyle yararlıklar ve fedakârlıklar, ahlâkî birçok vasıflar da göstermişlerdir”
Bu af kanununa göre aralarında adam öldürme, hırsızlık, gasp, kız kaçırmaya teşebbüs, tütün kaçakçılığı gibi suçları bulunan 241 mahkumun, mahkumiyet sürelerinin beşte dördü affedilir.
Her zaman bir umut vardır!
o zaman esaslı ve faal bir kültür; erdem, güven, samimiyet üzerine idi, o şekilde insan yetiştiriyordu...
Böyle şeyler neden beyaz perdeye aktarılmaz? Sanırım güzel bir örnek teşkil ettiği için!!! Ölen insanlarımıza Allah'dan rahmet diliyorum..
mahkumunda bile asalet varmış güzel ülkemin