Bu Üç Basit Hatayı Yapacak Olursanız Huzur Dolu İlişkinizin Sona Ereceğini Garanti Ediyoruz!

Huzurlu bir ilişkinin kapılarını aralayacak üç anahtar getirdik size. Bu anahtarları önemsemeyen ilişkiler sona sürükleniyor, önünde sonunda mutsuz sonla karşılaşıyor.

İlişkilere dair bu araştırmayı gerçekleştirirken şu çalışmadan ve bu makaleden faydalandık.

Onlarca yıl süren ve halen tutkuyla birbirine bağlı iki insanı gördüğümüzde bir gün onların yerinde olup olmayacağımızı merak ederiz.

Çünkü içten içe sadece sevginin bir işe yaramadığını, bir ömür birlikte olan insanların sevgiden daha fazlasına sahip olduğunu biliriz. Her insan ayrı bir iç dünyaya sahip olsa da sormadan edemiyoruz: Peki nedir bunun formülü?

İnsan psikolojisini hedef alan çalışmalara bakacak olursak bu durumun bir formülü yok fakat...

Altın niteliğinde üç anahtar var ki ilişkinizi ömür boyu huzurla sürdürmenizi sağlayabilir.

Lafı hiç uzatmadan ilişkinizdeki pürüzleri temizlemeye başlayalım.

İlişkileri olası üç rotada değerlendirmekle başlayalım. İlki yukarı doğru seyreden, ikincisi stabil, üçüncüsü ise inişe geçmiş ilişki.

Yukarı doğru seyreden yani olumlu anların sürekli arttığı ilişkilerin kaderi ikinci aşamaya geçiş olacaktır, bunu deneyimlemiş herkes zaten bilir. Hiçbir ilişki sürekli heyecanlı anlara sahne olmaz, durgunluk evresi ilişkinin huzura erdiği evredir. Yani o fotoğraftaki iki yaşlı insan stabil hale geçiş yapabilmiş ve daha da önemlisi orada kalabilmiş olmalarıyla bize örnek olur.

Üçüncü rota, bazı ilişkiler için kaçınılmaz. Düşüşe geçecekler ve çakılacaklar.

Bu rotada biz de olabiliriz, ne kadar anlayışlı yahut sevgi dolu olsak da bazı detaylar akıbeti belirliyor. Bunlardan ilki tartışma zemininden kaçış. Çoğunlukla iyi niyet barındırıyor olsa da tartışmalardan kaçmak beraberinde yalan söylemeyi, karşınızdaki insanı yok saymayı ve ilişkinizde tartışılması gerekenleri sonsuza dek ertelemeyi de beraberinde getiriyor.

Ayrıca tartışmanın ardında yatan diyalog ihtiyacının da törpülendiğini düşünün.

Karşınızdaki insanla sadece problemleri değil, bir noktadan sonra hiçbir şeyi paylaşmaz hale gelirsiniz. Kısa vadede gelen çözüm uzun vadede ilişkinin kökünü eşeliyor olabilir. 

Bu tip durumlarda tartışma adabını öğrenmek ve kendimizi daha iyi ifade edebilmenin yollarını keşfetmek gerekiyor. Sessizlik sorunları çözmüyor, erteliyor.

Peki aksi istikamette biraz ilerlesek? Bu da ikinci anahtara götürüyor bizi.

Yani tartışmak fakat sürekli yanlış yollara sapmak. Tartışırken ortadaki problemi çözüme ulaştırmaktan ziyade haklılığını ispat etmeye çalışmak her şeyi daha da beter hale getiriyor.

Çoğu insan kontrolün kendisinde olduğunu göstermek için bunu yapsa da ilişkiler bu tip güç gösterileri için uygun yerler değil.

Ayrıca haklılık bir tür yanılsama da yaratıyor. Şöyle anlatalım, bir taraf pes edip diğer taraf kendini haklı hissettiğinde sorunu da çözdüğüne inanıyor.

Haklı tarafın zihninde problemin kaynağının karşısındaki kişi olduğu fikri güçleniyor, haklılığı katmerleniyor... Peki ya problemin kendisi? Büyümeye devam ediyor. 

Yani, tartışmadan kaçmak ile tartışma adabını bilmeden tartışmak ilişkileri aynı sona sürüklüyor.

Üçüncü anahtar, herkesin farklı olduğunu kabullenebilmek. Yani ilişki yaşadığınız kişiyle ahlak yargılarınız, olaylara bakışınız zıt olabilir.

Bu durumu bir 'hakikat' olarak ele alıp ona nazikçe yaklaşmak yerine sağını solunu yontmaya çalışırsak hakikat değişmeyecek, biz yorulduğumuzla kalacağız. 

Çoğu konuda, hele ki insan ilişkilerinden bahsediyorsak tek bir doğru yok. Hele ki sizin doğrunuzun o 'tek doğru' olması çok düşük ihtimal. 

İşte, durum böyle. Bu üç basit anahtar bize huzurlu bir ilişkinin kapılarını açacak fakat bu anahtarları kullanmak sandığımız kadar kolay değil. Biz size güveniyoruz.

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
21.08.2019

Ben size söyliyim nasıl sona erer: özgürlükten taviz vermeyin, yapmak istediğinizi yapıp, yapmak istemediğinizi yapmayın, sürekli alttan alıp geri adım atmayın, kimseye yağ çekmeyin, sürdürmek istemediğiniz diyalogları bıçak gibi kesin, içinizden geçenleri allayıp pullayarak, kabul edilebilir kıvama getirerek değil olduğu gibi dan dan söyleyin, olmak istemediğiniz yerde durmayın, canınızın istediği gibi takılın, hedeflerinizden vazgeçmeyin ve başkaları ne kadar imkansız ve saçma bulursa bulsun hayallerinizin peşinden gidin, içinizdeki çocuğu susturmak şöyle dursun, bağıra çağıra yaşamasına izin verin, kısaca kendiniz gibi olun. Bunları yaptıktan sonra o ilişki bitmezse gelin bana sorun.

23.08.2019

Hoşgörü ve karşındakini olduğu gibi kabullenme arasında ki dengeyi sağlayabilirse bireyler, top atsan yıkılmaz o ilişki.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ