Bu Şehrin Aşıklarını Kütüphanenin Başına Geçirecek İstanbul'u Konu Edinen 19 Kitap

Ah İstanbul, kaosundan uzaklaşıp seni sayfa sayfa okuyalım şimdi...

Not: Açıklamalarda kitapların tanıtım bültenlerinden yararlanılmıştır.

Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir.

1. Kanatlarımda İstanbul - Saffet Emre Tonguç

www.instagram.com

'Biz bir İstanbul masalı anlatmak istedik. İstanbul, masalların en görkemlisini verdi bize. Bir İstanbul tablosu çizmekti niyetimiz. İstanbul gökkuşağının tüm renklerini saçtı önümüze. Coşkuyla! Sürprizlerle! Cömertçe... İstanbul’u anlatmak için önce anlamak, anlamak için de önce hissetmek gerekti. Hislerin peşine düştük. 8500 yıllık tarihe de döndük yüzümüzü, 21. yüzyılın metropolüne de… Kalıplara sığmayan, her zaman şaşırtan, keşfetmeye doyulamayan, şahsına münhasırlığın şımarıklığını yaşayan ve yaşatan bir kenti anlatmak elbette kolay değildi. Kolay olsun diye değil, adı İstanbul olsun diye yazdık, anlattık, fotoğrafladık. Daha önce hiç görmediğiniz açılardan bir İstanbul seyri, daha önce aynı karede hiç buluşmamış yapılarla bir İstanbul zenginliği sunduk. Biz bir İstanbul anlattık. Çok kültürlü, çok renkli, eskiyi ve yeniyi harmanlayan, farklılıkları koynunda yan yana saklayan, güzelliği küsleri barıştıran, tarihi kendine hayran bırakan bir İstanbul. Bir martı kanadına takılıp dünyanın en güzel şehrini dolaştık; kanatta size de yer açtık. Takılın peşine, seyreyleyin İstanbul’u. Söyleyecek çok şeyi var…'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

2. Leyla'nın Evi - Zülfü Livaneli

www.instagram.com

'Romanları çok satanlar listesinden inmeyen, ödüller alan, 30 dile çevirilen, sinemaya ve tiyatroya aktarılan Zülfü Livaneli, Leyla'nın Evi'nde her biri ayrı bir dünyadan gelen insanların hayatlarını bir İstanbul romanında kesiştiriyor. Boğaziçi'nde Bosnalılar Yalısı'nda doğup büyümüş paşa torunu Leyla Hanım, yalının yeni sahibi Ömer Cevheroğlu tarafından sokağa atılır ve mahallenin çocuklarından gazeteci Yusuf'un Cihangir'deki bekâr evine sığınmak zorunda kalır. Yusuf'un sevgilisi Rukiye Almanya'da peep show'larda modellik yapmış, hip-hop tarzı müzik yaparak 'yırtmaya' uğraşan bir Almancı kızıdır. Leyla Hanım, yalının yeni sahipleriyle görüşmeye çalıştığı bir gün, Ömer Bey'in babası, Kadızade Konağı'nın emektar vekilharcı, dört kuşaktır konaklarda hizmetkârlık yapan bir aileden gelen Ali Yekta Bey ile tanışır. Her biri ayrı bir dünyadan gelen bu insanların hayatlarının kesişmesi, onları hem kendilerini hem de birbirlerini değiştirecekleri, kimi zaman acılı kimi zaman eğlenceli bir sürece sokacaktır. Leyla'nın Evi, bir yanıyla da 'ev' üstüne bir roman: Çünkü imparatorluk yıkılırken bütün Osmanlı tebaası acı çekti ve herkes birbirinin evine yerleşti.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

3. İstanbul Bir Masaldı - Mario Levi

www.instagram.com

'Bir masal... İstanbul’un masalı. Göçlerin izinde kendini aramanın, yitirmenin, yeniden doğurmanın masalı... Yüz yıllık bir masal. Yüz yıllık bir serüven. Türk edebiyatının klasikleri arasında yer alan ve otuz üç dilde yayımlanan İstanbul Bir Masaldı'da, kaybolan yüzlerin, seslerin, ayak izlerinin kaderinde saklı bir tarihten sesleniyor Mario Levi. Bütün göçlerin en acıklısına, ruh göçlerine dokunuyor. O unutulmaz İstanbul masalı, şimdi yeniden, bir daha, bir daha, bir daha başlıyor.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

4. Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk

www.instagram.com

'Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un kitabı Masumuyet Müzesi, 2008 yılında yayımlanmıştır. Orhan Pamuk, kitabı kızı Rüya’ya ithaf etmiştir. Yazar bu kitabı on yıllık çalışma sonucunda oluşturduğu bilinmektedir. Kitap New York Times tarafından “2009 Yılının En İyi Kitapları” listesinde yer almaktadır. Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi’ni yayımladıktan sonra 2012 yılında bu romandan esinlenerek romanla aynı adı taşıyan müzeyi hayata geçirmiştir. Müze, İstanbul’da kurulan ilk şehir müzesidir. Müzede İstanbul’da yaşanan, 1970’li yıllardan 2000’li yıllara kadar uzanan bir aşk hikayesinin anlatıldığı objelerin yanı sıra 1950’li yıllarından itibaren gündelik hayatımızda kullanılan pek çok sayıda obje yer almaktadır. Masumuyet Müzesi 2014 senesinde  Avrupa Müze Forumu tarafından “Avrupa Yılın Müze Ödülü”ne layık görülmüştür. Kitap, aynı zamanda “Hatıraların Masumuyeti” ismiyle beyazperdeye uyarlanarak Venedik Film Festivali’nde izleyicilerle buluşmuştur. 1975 yılında başlayan hikayede varlıklı bir ailenin oğlu olan Kemal’in uzak akrabası Fisun ile yaşadığı aşk anlatılmaktadır.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

5. Boğaziçi Şıngır Mıngır - Salâh Birsel

www.instagram.com

'Boğaziçi, dünya coğrafyasının en güzel kesitlerinden biri. Doğanın, tarihin ve şimdiki zamanın benzersiz bir alaşımı. Üzerine çok şey yazıldı iki bin yıldır, ama Salah Birsel'in 'Boğaziçi Şıngır Mıngır'ı başka: Günün her saatında nasıl renk değiştiriyorsa, Birsel'in üslubu da öyle.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

6. Boğaziçi Sayfiyeleri - G. V. İnciciyan

www.instagram.com

“Boğaziçi Sayfiyeleri kitabını dünya gözüyle görüp, bir nüshasını, Venedik’teki St. Lazarro Adasındaki (kitabın ilk baskısının yapıldığı yer) Mikhitarist Manastırına teslim edebilecek miyim? Eğer bunu başarabilirsem, İnciciyan’ın bu, elinizde tuttuğunuz kitabının yeni bir yaşam öyküsü başlamış olacak. Ben bu serüvenin halkasından başka bir şey değilim. Kitabın kendisi ise bir aşktır: Boğaziçi aşkı. Anlattığım bu küçük serüvenin içinde yer alan kişileri toplayan, bir araya getiren tılsım da bu olmalı.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

7. İstanbul'da Yaşama Sanatı - Haluk Dursun

www.instagram.com

'İstanbul'da yaşayıp'da bir türlü İstanbullu olamayanları, bir türlü yaşayamayanları hiç anlayamadım,' diyen Haluk Dursun İstanbul'da Yaşama Sanatı ile İstanbul'u yaşamak isteyenlere rehber bir kitap sunuyor. İstanbulluların, İstanbul’u sevmesi için tanıması, geçmişteki önemini ve tarihî güzelliklerini bilmesi gerekir. Yeni İstanbullu, eski hemşehrilerinin nasıl yaşadığını, hangi güzellik ortamı içinde bulunduğunu görüp tadamamış olsa bile, en azından duyabilmeli, öğrenebilmeli ve imrenebilmelidir. Günümüzde, maalesef artık kalmayan ortak İstanbul kültürü, ancak ortak İstanbul tarih bilinciyle oluşturulabilir. Bu çalışma Batılıların tabiriyle “bir şehirde yaşama sanatı” bizim eski tabirimizle, şehrin hususiyetini anlatan bir “şehrengiz” özelliğindedir.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

8. İstanbul'u Yeniden Düşünmek ve Erguvanname - Âkif Emre

www.instagram.com

İstanbul tarihin bir nesnesi olmaktan çok öznesi olmuş ender şehirlerden biridir. Bugün İstanbul’a anlam veren kültürel zenginliğini bu medeniyet eksenli kurucu misyonunda aramak zorundayız. Bir Osmanlı/İslâm şehri olarak İstanbul’un doğu-batı karşılaşmasındaki oynadığı rol tam da bu noktada yani Osmanlı medeniyetinin bir tezahürü, bir İslâm şehri olmasında yatmaktadır. Döneminin Avrupa başkentleriyle karşılaştırdığımızda ötekini dışlayan tek kültürlü yapısı yerine çok kültürlü, çok etnisiteli yapısını bu Osmanlı değerler sistemine borçludur. Eğer İstanbul bir Osmanlı şehri olarak kurucu rol oynamasa, tarihe aktör olarak müdahil olmasaydı Bizans ve onun devamı pek çok unsur varlığını koruyamayacak, şehir kültürel zenginliğe sahip olamayacaktı. İstanbul’un en güzel mevsimi erguvan zamanıdır. Hiçbir renk, hiç bir bahar belirtisi erguvan kadar İstanbul olamaz. Erguvan geçmiş zamanların İstanbul’undan, Boğaziçi’nden bugüne bir esinti, bir renk, bir koku, bir imge... Erguvan bu bakımdan yaşayan, her dem taze olan bir nostalji duygusunu diri tutar. Eskimeyen duyguların canlılığıdır renkleri, naif bedeni, dalları geçmişin hatıralarını taşır.”

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

9. İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti - Hagop Baronyan

www.instagram.com

'Hicvi ve dolayısıyla mizahı; toplumsal yozlaşmayı, kurumların bozulmasını, insanlar arasındaki bitmek bilmeyen çekişmeyi ve adaletsizliği anlatmak için bir silah olarak gayet iyi kullanan Hagop Baronyan, yaşadığı dönemde sansür baskısına uğramış ve elinden geldiğince buna direnebilmiştir. İstanbul Mahallelerinde Bir Gezinti'de XIX. yüzyılın ikinci yarısının İstanbul'unda 34 mahallenin toplum yaşantısı, mahalle hayatı oldukça kuvvetli bir mizahi dille anlatılıyor. Ermeni ileri gelenlerinin Ermeni toplumunun sorunlarına ilgisizliği, zengin fakir ayrımının yarattığı çelişkiler, kadın erkek ilişkileri, kilisenin mahalle hayatı üzerindeki hegemonyası, ince ve keskin gözlemlerle aktarılıyor. Baronyan, rengini, 'siluetini' ve hatta halklarını büyük ölçüde kaybetmiş bir şehrin mazisine başka bir gözle bakmamızı sağlıyor.' 

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

10. Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar

www.instagram.com

'Türk edebiyatının usta yazarlarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ölümsüz eseri Huzur, yayımlandığı 1948 yılından bu yana ulusal edebiyatın sarsılmaz mihenk taşları arasında yer alıyor. İlk olarak 22 Şubat ila 2 Haziran 1948 tarihlerinde gazetede tefrika edilen ve bir yıl sonrasında kitap olarak okurlarıyla buluşan eser, dönemine ışık tutması bakımından hem edebiyat hem de tarih alanında çok önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Zaman olarak İkinci Dünya Savaşı’nın bir gün öncesini konu edinen Huzur romanı, hacimli hikayesinde şimdiki ve geçmiş zamanları bir arada barındırıyor. Dört bölümden oluşan romanın ilk ve sonuncu bölümlerinde, yaşanan bir günlük zaman dilimi ele alınıyor. İkinci ve üçüncü bölümlerde ise söz konusu zamanın bir yıl öncesi anlatılıyor. Eserinde 30’lu yılların sonundaki buhranlı havayı tüm yönleriyle yansıtan Tanpınar, romanının hakim duyguları olarak karamsarlık, ümitsizlik, aşk ve özlemi yansıtıyor. Roman karakterlerini hayattan beklentisini karşılayamamış ve mutsuz kişiler olarak kurgulayan Tanpınar, bu duyguyu okuruna özellikle de romanın başkahramanı olan Mümtaz ile hissettiriyor. Romanın kurgusunda üç önemli sacayağını oluşturan “Mümtaz”, “Nuran” ve “İhsan” karakterleri; medeniyet çatışmalarının ağırlıkta olduğu bir dönemin aydın kişileri olarak tasvir ediliyor. Böylece Tanpınar, Türk edebiyatında Tanzimat döneminden beri üzerinde en çok durulan Doğu-Batı çatışması konusunu tüm olgunluğuyla eserine sindiriyor. Eserde iki eski aşık olarak anlatılan Mümtaz ile Nuran arasında geçen olaylar, romanın hem geçmiş dönemini hem de ağırlıklı zamanını oluşturuyor. Eser boyunca İstanbul’da gezinirken Nuran ile olan hatıralarını zihninde canlandıran Mümtaz, böylelikle dönemin İstanbul’unu da zengin betimlemeler ile okura aktarıyor. Söz konusu tasvirsel boyut, Huzur romanını zihniyetin yanı sıra şehir mirası anlamında da eşsiz bir kaynak olarak öne çıkarıyor. Akademik çalışmalarıyla Türk edebiyatı ve tarihine büyük katkıları bulunan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanını hala okumadıysanız, hemen şimdi sepetinize ekleyin! Değerli bir edebi eser olmasının yanı sıra Türkiye tarihine de ayna tutan bu roman, geçmişe yeni bir pencereden bakmanızı sağlayacak.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

11. Bir Zamanların İstanbul'u - Şennur Sezer & Adnan Özyalçıner

www.instagram.com

'Sennur Sezer ile Adnan Özyalçıner’in söylediği üzere, İstanbul geçmişinden bugüne hep bir kültür ve inanç mozaiği niteliğini taşımıştır. Yaşama biçiminden beslenmeye, ulaşımından günlük yaşam ve inançlarına kadar içinde birçok çeşitliliği barındırmıştır. Konumu itibariyle de değişime en çok olanak tanıyan kent İstanbul, Türkçe’nin gelişiminden değişimine, damak tadından eğlence anlayışına kadar birçok duruma etki edebilmiştir. Bünyesinde zengin bir kültürü besleyen bu şehrin kültür birikimi, kapsamlı yönüyle bizlere aktarılması ne yazık ki ya yarım kalmış veyahut da kitaplaşamamıştır. Sennur Sezer ile Adnan Özyalçıner bu çalışmayla İstanbul’u anlamak adına güzel bir adım atmış. Günümüzde metropole evrilmiş ve griye boyanmış bir İstanbul’la yüz yüzeyiz... Bitmek bilmeyen trafik çilesi, yükselen dev binalar ve gün geçtikçe artan nüfus... Büyükler bir ah çeker, gençler de içten içe sorar: “Nerede o eski İstanbul?”  Zamanında adına methiyeler düzülmüş bu masalsı şehir nerede? Bir Zamanların İstanbul’u sizlere bu sorunun cevabını bulmanızda sadık bir kılavuz olacak. Eskiyi tanımak, öğrenmek ve günümüzü anlamak isteyen tüm İstanbul meraklılarına...'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

12. Bahar Kadar Taze, Hayat Kadar Nazik - Tâhirü'l-Mevlevi

www.instagram.com

'Tâhirü'l-Mevlevî'nin İstanbul'a dair yazılarının derlenerek bir bütünlüğe kavuştuğu bu eser 1910 ile 1951 yılları arasında dergilerde kaleme aldığı 40 yıllık bir yazı birikimini okurlarımızla buluşturuyor. Tarih sırasına göre Beyânülhak, (1910, 1911), Sebilürreşad, (1914), Mahfil, (1921-1925), Yücel, (1936), Bilgi Yurdu, (1938, 1939, 1940), İslâm Yolu (1948-1951) dergilerinde yayımlanan bu yazıların bazıları tefrika halinde yayımlanmış, bazıları da münferit yazılar olarak dergi sayfalarında kalmış. Dergilerdeki yazıları dışında bu kitaba ilave edilen tarihi belirtilmemiş bir yazma risale de 'İstanbul'un Eski Âdetlerinden' başlılığını taşımaktadır. Bu eseri meydan getiren yazılar yaklaşık 40 yıllık bir süreci de yansıtmaktadır. Özellikle alfabe değişiminin etkilerinin görülebileceği, Türkçenin izlediği seyri göstermesi bakımından da ayrı bir dikkatin konusu olabilecek bir eser. Kitabın ismine gelince... Kitabın adı Tâhirü'l-Mevlevî'nin bu eserde geçen bir cümlesi: Bahar Kadar Taze, Hayat Kadar Nazik. İstanbul'a yakıştırdığımız bu ifade İstanbul'un mevcut hali göz önüne getirildiğinde belki bazı okurlarımıza ironik gelebilir. Doğrusu bu satırları yazan için de öyle. İstanbul bizleri hak etmese bile bu tanımlamayı fazlasıyla hak eden bir şehir. Ve İstanbul, ufkunu kaplayan devasa beton kütleleri, aziz varlığına saplanmış bir hakaret gibi sinesine çekiyor olabilir ve bizlere hal diliyle neler söylediğini tahmin etmek de zor değil. Ama biz en azından onun hakkının 'bahar kadar taze, hayat kadar nazik' olduğunu kâğıt üstünde de olsa teslim etmek istedik.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

13. İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit

www.instagram.com

'Tarihî yarımadada işlenen sıra dışı bir cinayet, Başkomser Nevzat’ı harekete geçirir. Katil, avcuna antika bir sikke bıraktığı kurbanın cesedi üzerinden çözülmesini istediği bazı mesajlar vermiştir. Aynı cinayet ritüelinin parçası olmuş kurbanlar peşi sıra gelir; tüm kurbanların elinde bir sikke vardır ve her biri şehrin parlak dönemlerinde yaşamış bir imparatorunun döneminden kalma tarihi bir yapının önüne bırakılmıştır. Kurbanların ortak özelliği, İstanbul’a olan ihanetleridir. Peki katilin özelliği nedir? Byzantion, Konstantinapol ve İstanbul... Sahipleri, sakinleri değişse de, yeni isimler edinip farklı karakterlere bürünse de değişmeyen bir şey var tarihi yarımadada; eskimeyen güzelliği. Ahmet Ümit İstanbul Hatırası’nda artık tehdit altında olan bu güzelliği merkeze alıyor ve yüksek gerilimli polisiyesiyle okuru hipnotize ederken aktardığı tarihi bilgilerle İstanbulluluk bilincini de canlandırmaya çalışıyor. Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

14. Bir Mahallenin Doğumu ve Ölümü - Cem Behar

www.instagram.com

'Bu kitapta sözü edilen Kasap İlyas mahallesi bugün artık yok. Suriçi İstanbulu'nun Marmara Denizi kıyısındaki bu küçük mahallesi yasal varlığını kaybetti. Önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kabul ettiği 17 Mart 2008 tarih ve 5747 sayılı yasa ile Suriçi İstanbulu'nun iki ilçesinden biri olan Eminönü ilçesi ortadan kaldırıldı ve Fatih ilçesi sınırları içine alındı. Bunun hemen ardından da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde 16 Temmuz 2008 tarihinde kabul edilen bir kararla bu yeni ve genişletilmiş Fatih ilçesinde yüzyıllardır var olan eski mahalleler birleştirilerek yeni mahalleler oluşturuldu. Bu mahallelerin sadece sayıları değil, yüzyıllardır var olan adları da değiştirildi. Cem Behar İstanbul'un en eski mahallesi olan Kasap İlyas'a ait nikâh kayıtları, şer'iye sicilleri ve tahrir-i nüfus belgelerinden yola çıkarak, demografi ve göç ilişkileri bağlamında mahallenin serencamını anlatıyor.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

15. İstanbul - Orhan Pamuk

www.instagram.com

'Orhan Pamuk İstanbul'da, hayatının ilk yirmi iki senesini bir büyüme ve olgunlaşma romanına dönüştürüyor. Yazarın çocukluğu ve ilkgençliğinin hikâyesi ve aile tarihiyle İstanbul'un bir imparatorluk başkentinden 20. yüzyıl başlarında yıkıntılarla ve hüzünle dolu bir şehre dönüşmesinin hikayesi olan İstanbul - Hatıralar ve Şehir, yalnızca Pamuk'un bir İstanbul yazarı olarak ününü sağlamlaştıran kitabı değil, aynı zamanda tüm dünya edebiyatında bir şehrin ruhu hakkında yazılmış en derin kitaplardan biri. Pamuk çocukluk ve gençliğini anlatıyor.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

16. Ağır Roman - Metin Kaçan

www.instagram.com

'Metin Kaçan’ın Ağır Roman’ı 1990 yılında yayınlandı. O günden bugüne dünya değişti, ülkeler ve şehirler değişti fakat Türkçenin en özel argo bahçesi halen Kolera Sokağı’nda! Ağır Roman ölümün, cinayetlerin, uyuşturucunun, türlü bitirim numaraların ve raconun kol gezdiği, kötülüğün bir salgın hastalıkmışçasına hızla yayıldığı bir yeraltı sokağının ve insanlarının hikâyesi. Gıli Gıli Salih, Berber Ali, Reco, Tina, Arap Sado, Puma Zehra, Gaftici Fethi, Madam Eleni, Fil Hamit, Tilki Orhan, Balık Ayhan, Adam Mickiewicz heykeli ve niceleriyle… Yayınlandığında büyük ses getiren Ağır Roman, aynı adla filme uyarlandı, çeşitli tiyatro toplulukları tarafından sahnelendi, Almanca ve Fransızcaya çevrildi ve tüm zamanların anlatısı olarak kült bir esere dönüştü. Günümüz argosunun birçok sözcük ve deyimini ilk kez yazıya geçiren Metin Kaçan’ı yalnızca edebiyat açısından değil, sözlükçülük açısından da kutlamak isterim. Metin Kaçan, ülkemizde her türlü karşıtlığın en yoğun biçimde yaşandığı İstanbul kentine özgü zenginlikte bir toplumsal  mozaiği yansıtıyor... Bu alışılmamış romanın  en çarpıcı yönü, kuşkusuz dili.”

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

17. Üç İstanbul - Mithat Cemal Kutay

www.instagram.com

'Türk romanının kilometre taşlarından biri daha Oğlak Klasikleri arasında... Yirmiyi aşkın, önde gelen roman kahramanı, bir romanı roman yapan bütün ruh çözümlemeleriyle karşınızda. Bir o kadar sayıda gerçek tarihi kişilikler ile başka yardımcı unutulmaz tipler romana ustaca yedirilmiş... Simsiyah ve otuz üç yıl sürmüş Abdülhamit dönemi baskısıyla “İstibdat İstanbul’u” ve bütün bu İstanbullar’ı dikey olarak kesen bir yazar hayatı: Muharrir Adnan Bey. Bugüne kadar yapılmış olan bütün sıralamalarda ilk 10’a girmiş olan efsanevi roman Üç İstanbul’u okumuş olanlara katılmak isteyenlere.'  

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

18. İstanbul'un Bir Yüzü - Refik Halid Karay

www.instagram.com

'Refik Halid Karay, meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'un ve İstanbullunun hallerini anlattığı İstanbul'un Bir Yüzü'nde, alaturkalıktan alafrangalığa tebdil eden, eski âdet ve yaşayış tarzlarını muhafaza eden ve 'eski' ile 'yeni' arasında sıkışıp kalan farklı kesimlere mensup insanların yaşam tarzlarını ve kişilik özelliklerini usta kalemiyle gözler önüne seriyor.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

19. Boğazkesen - Nedim Gürsel

www.instagram.com

'Boğazkesen, bir ikiz-eğretilemeye dayanıyor: İstanbul Boğazı'nın kesilmesi (Fatih'in yaptığı Hisar ile) bir kadının boğazının bıçakla kesilmesi romanda iç içe geçiriliyor. Can alıcı bir buluş.'

Satın almak isterseniz sizi şöyle alalım.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇🏻

Elinize Aldığınızda Bir Gün İçerisinde Bitirip Yeniden Okuma Alışkanlığı Kazanabileceğiniz 19 Kitap
Geçmişten Günümüze Dünyanın Çeşitli Bölgelerinde Farklı Sebeplerle Yasaklanmış 47 Kitap
Hayatınızın Anlamını Bulmaya Çalışırken İçsel Huzurun Kapılarını Aralamanıza Yardımcı Olacak 32 Kitap

Popüler İçerikler

Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yaptığı Açıklamalar Gündem Oldu: ''Uyanın Fenerbahçeliler Uyanın!''
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı