VIII.Henry'den tutun günümüzde de bir çok insan sırf kendi güzellik ve lüks anlayışları için adeta hayatlarından vazgeçiyor...
VIII.Henry'den tutun günümüzde de bir çok insan sırf kendi güzellik ve lüks anlayışları için adeta hayatlarından vazgeçiyor...
Brezilya Popo Kaldırma ameliyatı için Columbia'daki bir plastik cerrahla görüşen Cano sırtından veya karnından alınan yağın kalçasına nakledildiği bir ameliyat olmaya karar veriyor. Ama bu karar, korkunç bir şekilde sonuçlanıyor.. Cano, 7 Aralık 2020'de girdiği ameliyatın komplikasyonlarını sebebiyle maalesef hayatını kaybediyor.
Dünya’da her gün değişen güzellik standartları insanları böyle bir yola sürüklüyor ne yazık ki.. Kadınlar güzel olmalarına rağmen çoğu zaman değişen güzellik standartları sebebiyle kendilerini özgüvensiz hissedebiliyorlar ve bu ameliyatlara başvuruyorlar. Araştırmalar ise, zaten ameliyatsız da güzel olan insanların güzelliklerine diğer insanlara kıyasla daha önem verdiklerini ve ameliyat olmaya yatkın olduklarını söylüyor. Birçoğu da ne yazık ki daha güzel olma heveslerinin bedelini hayatlarıyla ödüyorlar. Daha da güzel olmak uğruna hayatlarını kaybeden diğer ünlü isimlere bir göz atalım...
Asla yaşlanmayan Fransız metresi olarak bilinen Diana de Potitiers sevgilisi Kral II. Henry'den yirmi yaş büyük olmasına rağmen tüm sarayda cildinin güzelliği ile bilinirdi.
2008 yılında Fransız araştırmacılar, ünlü metresin kalıntılarını çıkardılar ve saçında altın kalıntıları buldular. Rönesans döneminde altın içmek yaygındı. O zamanlar, insanlar altının güneşin gücünü kullandığına ve onları sonsuza kadar genç tuttuğuna inanıyordu ama Diana de Potitiers’in ölümüne sebep olmuştu.. Diane, ölmeden önce saçları incelmişti ve kemikleri incelmişti. Bunun sebebinin de altın içmesiydi. Diane aynı zamanda açık tenliydi bunun sebebi de cıvanın altın ile karıştırılmasıydı bu da yüzünün solgun olmasına sebep olmuştu. Bugün altın nanopartikülleri nemlendiricilere ekleniyor ve hatta spa merkezleri yaklaşık 1000 $ 'a mal olan altın yüz bakımı yapıyor. Altın nanopartiküllerinin nemlendiricilerde veya yüz bakımında kullanılması güvenliyken, altını içmek Diane de olduğu gibi ölümle sonuçlanabilir.
VIII.Henry çocukluk yıllarında oldukça sportif bir yapıya sahipti ve o dönem atletik ve düzgün bacakları ile tanınıyordu. 36 yaşındayken bacak ülseri tespit edildi ve ne yazık ki hayatı boyunca da ağrı çekti. 45 yaşındayken bir mızrak dövüşü sırasında bacağı tamamen zırhlı bir atın altında kaldı ve ezildi. Dizinin üzerinde ağrılı bir ülser meydana geldi, iyileşti ama daha sonra tekrar tekrar enfekte oldu. Henry bacağındaki ülserden o kadar şikayetçiydi ki ülserlerinin sürekli iltihaplanmasına neden olan bir varis çorabı tarzında dolaşımı engelleyen ve bacağı sıkan bir çorap giyiyordu. Bu çorabın üst kısmı kemer gibi oldukça sıkıydı ve dolaşım yetmezliği yüzünden hayatını kaybetti. Henry’nin aynı zamanda tip II diyabet, obezite, hipertansiyon, kötü bir kafa travması ve konjestif kalp yetmezliği de vardı..
O, zamanının herkesin konuştuğu bir Londra güzeliydi. Maria ve kız kardeşi oa kadar güzellerdi ki Hyde Park'ta rahat rahat gezintiye bile çıkamıyorlardı. Ama Maria her zaman güzelliği sebebiyle takdir ediliyordu. Bugünün güzellik standartlarının sert olduğunu düşünüyorsunuz ama 18. Yüzyılda durum çok daha vahimdi. Kadınların kusursuz bir cilde sahip olmaları bekleniyordu. Yirmi yaşlarındaki Maria yüzünde en ufak bir leke çıktığında bile, hayatı adeta cehenneme dönüyordu. Cildindeki lekeleri kapatmak için aşırı dozda kapatıcı kullanması gerekiyordu. Maria o kadar çok makyaj yaptı ki kurşun zehirlenmesi geçirdi ve 27 yaşında öldü.
Olağandışı bir hayat yaşayan insanlar genellikle yine aynı şekilde herkesten farklı bir şekilde hayata gözlerini yumarlar. Mary Amelia Celil için de durum bu şekildeydi. Tüylerle süslenmiş metrelerce uzunluktaki saç stillerine meraklı bir moda ustası olan Celil’in en son yaptığı saç model, ölümüne sebep oldu. 1835 yılında Hatfield’daki evindeyken, uzun ve abartılı saç modeli yanlışlıkla bir avizenin aleviyle tutuştu ve maalesef bu sebepten hayatını kaybetti.
Isadora Duncan denildiğinde akla ilk gelen şey boynuna şalın dolanmasıyla ölümüne sebep olduğudur. Duncan’ın fular bir aksesuardan çok daha fazlasıydı. Sahnede komünizme olan eğilimini gösteren ve açık ilişkilerinin sembolü olan kırmızı bir fularla dans ediyordu. 14 Eylül 1927'de fular, sürdüğü üstü açılır arabanın arka jant kapaklarına takıldı ve bunun sonucunda boğularak öldü.
John Wilkes Boothe'u vurup öldürmesiyle bilinen Corbett, cinsel dürtülerini kontrol etmek için kendisini makasla hadım eden birisidir. Açıkçası bir erkeğin cinsel organını isteyerek kesmesi inanması güç bir durum ama araştırmacılar bunu bazı sebeplere bağlıyor. Corbett, bir şapka fabrikasında şapka üreticisi olarak çalıştı. 18. ve 19. Yüzyılda bu şapkaları takmak bir zenginlik göstergesiydi. Şapka üretirken kürkü keçeye dönüştürmek için cıva nitrat ile doyuruluyordu. Corbett’de de bu sebeple cıva zehirlenmesi tespit edildi. Cıva zehirlenmesi titreme, konuşma bozukluğu, duygusal dengesizlik ve halüsinasyonlara neden oldu. Bu yüzden de cinsel organını kesen Boston Corbett hayatını kaybetti.
Bir efsaneye göre, Persler Büyük İskender'in ordusuna saldırdıklarında, başlarını kesmeden önce uzun sakallarını tutmuşlar ve kolayca kellelerini almışlar. Bunun ordusu için bir dezavantaj olduğunu düşünen İskender, askerlerine sakallarını tıraş etmelerini emretmiş.
Fransız asker, politikacı ve bir süre de Fransız İmparatoru olan Napolyon ihtişama hiç de yabancı değildi. En sevdiği renklerden biri, asla solmayan yoğun bir zümrüt yeşili tonu olan Scheele'nin yeşiliydi. Rengi o kadar seviyordu ki, St. Helena'daki evinin duvar kağıdı o renkti. Scheele yeşili yalnızca duvar kağıdında değil, perdelerde, kilimlerde, giysilerde ve hatta çocuk oyuncaklarında da kullanıldı. Ne yazık ki Napolyon’un lüks hayata olan tutkusu onu ölüme sürüklüyordu. Özellikle de banyoda da bulunan bu yeşil renk duvar kağıdı nem sebebiyle küfleniyor ve küflenmeyle arsenik içeren bir zehre dönüşüyordu. Aylarca bu havayı soluması, onun ölümüne sebep oldu. Napolyon'un ölümünden sonra saç örneklerini inceleyen araştırmacılar, zamanla daha da artan yüksek seviyede arsenik tespit ettiler.
Kralların metreslerinin çoğu zaman zamansız sonları olur. Agnes Sorel altın rengi saçları, büyük mavi gözleri ve açık teni olan bir kadındı. Charles ilk görüşte ona aşık olmuştu ve Agnes ona üç çocuk verdi. Dördüncü çocuğuna hamileyken erken doğum başladı ama doğum gerçekleşemeden Sorel kısa bir süre içerisinde hayatını kaybetti. Bir araştırma ekibi 2005 yılında Sorel’in kalıntılarını kazarak başından, koltuk altlarından ve kasık bölgesindeki saç ve tüyleri inceledi ve çok garip bir şekilde aşırı dozda cıvaya rastladılar.. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda Sorel’in cıva zehirlenmesinden öldüğüne dair hiçbir söylenti bile yoktu. Nasıl bu kadar cıva vücuduna girdiği araştırılırken kullandığı kozmetik ürünlerden aldığı kararına varıldı.
Bugün de hala güzellik uğruna kullanılan bir çok ürün binlerce insanın ölümüne sebep oluyor. İnanması güç ama Johnson & Johnson'ın bebek pudrasında kansere neden olan içeriğin kullanılmasına izin verdiği için 20.000 davası var. J&J pudrasını kadınlara da satmıştı ve bu ürün yüzünden binlerce kadın yumurtalık kanseri yüzünden ölmüştü. Tehlikeli ameliyatlar veya güzellik ürünleri olsun, hiçbiri insanın kendi canını tehlikeye atacak kadar önemli olmamalı...