Hedefe en hızlı ulaşan erkeğin karizması kimsede yoktur...Bir kağıt, bir çubuk ve toplu iğne ile yapılır, o döndükçe çocuk daha hızlı koşar...Mendili kime bırakacak acaba?Herkes ip atlayanın bekleyeni yanmasını dört gözle bekler. Çünkü sıra onlara gelecektir...Nasıl da şekilli misket tutuşlar vardı! Her 'maalle'nin bir ustası olur, herkes ona gıpta ile bakardı...Mahallenin kıvrak kız / erkeği kapışılır, tombik ya da hantalları en son elde kaldığı için oyuna alınırdı.Önüm, arkam, sağım, solum, saklanmayan ebe...Bu günün bel fıtığı hastaları bu oyundan hiç zarar görmemişlerdir. Eminim :). Bir de az önce yakan topta dışlanan tombik bu oyunun favorisidir.Bir ebeveyn lastiği ağaca bağlardı, siz de bin cefayla biner ve inerdiniz o salıncağa...En azından biz öyle derdik. Çamura fırlatılan büyük çivi ya da sopa ile rakibini sıkıştırma çabası hem beyni hem kolu yorardı...'Arkadaşım Ayşe arkasını dönse' diyene kadar herkes kendi isminin zikredilmesini bekler...Nice eller yara bere içinde kalmıştır o taşları yerden almaya çalışırkenBirini tam yakaladığın anda beyin aşırı çalışır ve onun kim olduğunu tahmin etmeye çalışırsın...Acaba diyorum, Eskiden holop ustası çocuklar şimdi kıvır desek döver mi bizi?Gururun sıfır olduğu tek oyun. Herkes arkadaşının önünde saygıyla eğilir çünkü bilir ki az sonra kendisi atlayacaktır...Kimileri hile yapardı bu oyunda.Ne kadar kalabalıksan o kadar eğlenceli oyun8 kareyi ilk bitiren 8 kareyi ilk bitiren olurdu :)El taşı mermerden ve şekilli seçilirdi...