120 yıl önce yaşanan bu olay, okuyunca tüylerimi ürpertti.
120 yıl önce yaşanan bu olay, okuyunca tüylerimi ürpertti.
Ana karadan görülebilen Eilean Mor'daki deniz feneri görevlileri, birkaç gündür rapor sunmuyor ve tam anlamıyla hayat belirtisi göstermiyordu.
Normal zamanlarda ada iskelesine bir gemi yanaşınca görevliler derhal iskeleye gitmek zorunda olsa da gemiyi kimse karşılamaz. Bunun üzerine işaret fişeği atan ve siren çalan gemi, sesini kimseye duyuramaz ve bunun üzerine Joseph Moore feneri kontrol etmek üzere gemiden iner.
Moore, fenerin mutfağına ilerlediğinde yarım bırakılmış bir yemek, ters dönmüş bir sandalye ve durmuş bir saat görür, fakat 3 deniz feneri bekçisini de bulamaz.
'Flannan Adaları'nda trajik bir kaza yaşanmış. Üç bekçi adadan kaybolmuşlar. Bugün öğlen adaya vardığımızda ada üzerinde hiçbir yaşam belirtisi yoktu.
Bulgular bir hafta kadar önce bir kaza yaşanmış olabileceğine işaret ediyor. Kayalıklardan düşmüş veya vinci emniyete almak isterken boğulmuş olabilirler.
Gece oluyor artık. Onlar için yapabileceğimiz bir şey yok. Moore, Macdonald, Buoymaster ve iki mürettebatı sizler düzenlemeleri yapana kadar feneri çalışır durumda tutmaları için adada bıraktım. Sizden haber gelene kadar oban'a dönmeyeceğim. Belki yerinizde değilsinizdir diye aynı telgrafı Muirhead'e de gönderdim. Sizden telgraf gelir belki diye kapanana kadar telgrafın başında olacağım.'
Moore'un rapor ettiklerinin üzerine pek bir şey bulamayan Muirhead, daha sonra deniz feneri kayıtlarını fark eder. 3 kayıp bekçinin kaybolmadan önce aldığı notları içeren kayıtlar son derece garip bulgular içeriyordu.
'20 yıldır görmediğim kadar sert bir rüzgar var. Baş bekçi James Ducat sessizleşti ve üçüncü yardımcı McArthur ağlıyor.
13 Aralık kayıtlarında ise fırtınanın hala devam ettiği ve üç adamın fırtınanın dinmesi için dua ettiği yazıyordu. Son kayıt 15 Aralık tarihine aitti ve kayıtta fırtınanın dindiği yazıyordu.
'Fırtına dindi. Deniz sakin. Tanrı her şeye hakimdir.'
Üstelik bu tarihlerde hava son derece yumuşaktı. Bunun yanı sıra yıllar boyunca denizlerde çalışmış bu üç sert mizaçlı adamın denizden 150 feet yükseklikte ve son derece güvende oldukları bir deniz fenerinde olmalarına rağmen fırtınanın dinmesi için dua edip, ağlamaları hiç normal gözükmüyordu.
Sonuç olarak bakıldığında bekçilerin Eilean Mor adasından bir anda yok olmaları asla bir şeye bağlanamadı. Bazıları yabancı işgalcilerin bekçileri esir aldığını düşünse de bazıları durumu paranormal bir vaka olarak düşünüyordu.
120 yıldır çözülemeyen bu vaka, hala sırrını koruyor.
ıssız sessiz tenha yerlerde çok garip olaylar döner bazı insanlar inanmasada böyle yerler hiç tekin değildir ve sahiplidir çok fazla öyle yerlerde takılırsanız örnek vereyim orman gibi o bölgenin sahiplerini rahatsız edersiniz sizi alıp götürürler ne olduğunu anlamassınız bile bence bu adamlarıda adanın gerçek sahipleri alıp götürdü bidahada geri getirmedi şimdi nediyon sen ya nereye götürüyolar diyeceksiniz başka aleme götürüyolar yani diğer bi deyişle kendi yaşadıkları yere başka bi boyuta bu adamlarda işte bu yüzden yok oldu gitti bu benim düşüncem ama yazıda diyoki adamlar kaçırılmış esir alınmış olabilir mantıklı düşünürsek koskoca okyanusun ortasında kuş uçmaz kervan geçmez ıssız tenha adayı kim bulupta adamları kaçırır gerçekten tüylerim ürperdi çok ilginç bi durum
kopekbaligi falan yemistir moruq