Yirminci yüzyılın ortalarında Albert Bandura adında bir bilim insanı, çocukların, yetişkinlerin hareketlerini taklit etmeyi ne kadar ileri seviyeye taşıyacağını öğrenmek istedi. Büyük, şişme bir palyaço aldı, adını Bobo koydu ve birkaç video çekti. Videolardan birinde bir yetişkin oyuncağa sarılıyor ve onunla oynuyordu. Diğerinde ise oyuncağı azarlıyor, itiyor ve hatta lastik çekiç ile dövüyordu.
Daha sonra çocukları üç gruba ayırdı. Birinci gruba şiddet içermeyen videoyu gösterdi, ikinci gruba şiddet içeren videoyu gösterdi. Üçüncü gruba ise hiçbir şey göstermedi. Çocuklar sırayla Bobo'nun olduğu odaya girdiler. Oyuncak çekiçler ve silahlar da odadaydı.
Şiddet içeren videoyu izleyen çocuklar tereddüt etmeden oyuncağa sataşmaya başladılar. Bebeği azarladılar, tekmelediler, çekiçle dövdüler ve bir silah ile tehdit ettiler. Diğer iki grup ise en küçük bir şekilde bile şiddet göstermediler.
Bu deney neyi kanıtladı?
Çocuklar yetişkinlerin hareketlerini taklit ederler ve bazen bunu düşünmeden yaparlar. İşte bu yüzden çocuklar kötü kelimeler kullanmaya, diğer çocukları dövmeye ya da saygısızca konuşmaya başlarlar. Kimi taklit ettiklerine dikkat edin.
Lütfen her olayda vicdan denilen saçma duyguyla düşünmeyin. Eğer insanlık tarih boyunca şu dönemdeki insanlar gibi her şeye duyar kasacağım diye uğraşsaydı bugün sahip olduğumuz teknoloji ve bilgilere sahip olamazdık. Şu saçma duygularınızı azıcık bir kenara bırakın ve mantığınızla hareket edin. İlaçların,aşıların, kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde denenmesine karşı çıkıyorlar mesela. Bir de video yapmışlar ralph diye ajitasyonun dibine vurmuşlar sanki hayvanların duyguları varmış gibi. Mağaralarda yaşayalım o zaman hiçbir gelişme olmasın dünyada. Mazallah bir tavşan zarar görür, canı acır,ağlar ühühü.