1978 yılında Kahramanmaraş'ta yaşanan ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişininse yaralandığı Maraş katliamının üzerinden 41 yıl geçti...
1978 yılında Kahramanmaraş'ta yaşanan ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişininse yaralandığı Maraş katliamının üzerinden 41 yıl geçti...
12 Eylül Darbesi'ne giden yolda en önemli olaylardan biri olarak gösterilen Maraş Katliamı'nın üzerinden 41 yıl geçti.
Euronews'in haberine göre, 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce kişininse yaralandığı katliamda resmi olmayan verilere göre hayatını kaybedenlerin sayısı 500'ün üzerinde.
19 Aralık 1978'de başlayan ve 7 gün süren Maraş olayları sonucunda, 210 ev, 70 iş yeri tahrip edildi.
Katliamın ardından yargı süreci yıllarca sürdü.
804 kişinin yargılandığı davanın sonucunda 29’u idam, 7’si müebbet hapisle, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapisle cezalandırıldı.
Maraş katliamında yapılan saldırılar genel olarak Alevi vatandaşlara yönelik oldu.
Siyasi nedenlerle körüklenen Alevi-Sünni tartışmasının Kahramanmaraş'ta gerginliği tırmandırdığı bir dönemde, kentteki Çiçek Sineması'na, Cüneyt Arkın'ın başrol oynadığı Güneş Ne Zaman Doğacak'ın gösteriminde, saat 21:00'de patlayıcı madde atılması olayların fitilini ateşledi.
Bu bombanın Ülkücü Gençlik Derneği Kahramanmaraş şube başkanı Mehmet Leblebici ve ikinci başkan Mustafa Kanlıdere'nin talimatları ile ülkücü bir genç olan Ökkeş Kenger tarafından atıldığı iddia edildi.
Bunun üzerine kalabalık sağcı bir grup ile Türkoğlu ilçesinden gelen bir grup ülkücü Cumhuriyet Halk Partisi il merkezine, PTT ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) binalarına saldırdı.
24 Aralık'ta saldırıların güvenlik görevlilerine yönelmesi üzerine, halkla çatışmayı önlemek gerekçesiyle kentteki bütün polisler görev dışı bırakıldı. Sünni kesim bundan istifade ederek Aleviler üzerindeki baskılarını arttırdı. Kentte durum kontrolden çıkarken, il genelinde kaos ortamı oluştu.
Bir hafta süren karşılıklı saldırıları önlemek amacı ile kente, Kayseri ve Gaziantep'ten askeri birlikler gönderildi.
içinizde hiç şüphe olmasın ki halkımız hala aynı seviyede salak ve kullanılmaya hazır. Alevinin müslüman olduğuna inanmayanlar, her milliyetçiyi (Türkçüyü) mhpli sananlar , sosyalisti komünist sananlar (komünistinde ne olduğunu asla bilmiyorlar ateist gibi bir şey sanıyorlar), ateisti satanist sananlar, sanatı sapıklık olarak görenler ve yazmakla bitmeyecek onlarcası en ufak kıvılcımda sorgulamadan seni beni öldürmek için hazırlar 15 temmuzda 14 yaşındaki askeri lise öğrencisini kafasını keserek öldürdükleri gibi.. 14 temmüzda şans eseri ölse hoca efendilerinin mezarını türbeye çevirip ağlayacak olanlar yaptı.. komik aslında eğer Türk değilsen
Çocuk çoluk demeden yüzlerce insan öldürülmüş, alevilerin ahlaksızca mallarına el konulmuş. Bu ahlaksızlığı gizlemeyi öylesine seviyorlar ki, maraş katliamı'nı protesto etmeyi bile sindiremeyen, insanların acılarına saygı göstermeyen sağcı bir refleksi devlet millet el ele gururla bağırlarında taşıyor. Bahaneleri bir kenara bırakıp katliamı bizzat keyifle yapan halka bakmak, onu incelemek, eleştirmek, tekrar tekrar düşünmek unutturmamak gerek. Çünkü bu potansiyeli taşıyan milyonlarca insanla yaşıyoruz halen, toplumun dokusuna işleyen refleksler katliamlarla dolu. Bu yüzden bu toplumun halk güzellemelerine övgülerine demagojilerine karnım tok. Umarım bir gün yasal temelde etnik ve dinsel kimliğe bakılmaksızın eşit bir yurttaşlık, kimsenin kimseyi kendinden üstün görmediği, tüm farklılıklara saygı duyup zenginlik olarak gördüğü şiddetsiz, sömürüsüz, ayrımcılığın olmadığı bir topluma uyanırız demek isterdim ama herkes aynı yalana inanıyor..
Bir insanın inancı ve ırkı yüzünden öldürülmesini ve işkence görmesini aklım almıyor. İster alevi ol, ister sünni, ister maliki, şafi, hanbeli, kürt, türk, çerkez vb banane. Önce insan ol. Kimsenin kimseyi kayırmadığı, işin ehline verildiği, torpilin geçmediği güzel bir ülke dileklerimle.