Kim bilir kaç insanın yüreğine dokundu bu kitaplar, kaç gencin hayatına yön verdi?
Kim bilir kaç insanın yüreğine dokundu bu kitaplar, kaç gencin hayatına yön verdi?
Bu içerikte Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, İndigo dergisi ve Martı dergisi kaynak olarak kullanılmıştır.
Elçilik çalışanı olan bir babayla edebiyat öğretmeni olan bir annenin kızıydı. Edebiyata olan ilgisi biraz da aileden geliyordu. İlkokulu Ankara Koleji'nde bitirdikten sonra eğitimine devam etmek için şehir değiştirdi. İstanbul’daki Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'ne giderek edebiyat eğitimi aldı.
Burslu okuyacak kadar çalışkan bir öğrenciydi. Tarihe ve edebiyata aşıktı. Klasik müzik de bir diğer tutkusuydu. Ayrıca her zaman sosyoloji eğitimi almak içinde bir ukde olarak kalmıştı. İnsanların ve toplumun davranışlarına merakından dolayı bu bölüme merak ediyordu.
New York'ta tiyatro eleştirmenliği eğitimi aldı. ‘Time’ ve ‘Life’ gibi medyatik oluşumlarda yazma fırsatı yakaladı. Çocuk kitaplarına yönelen Ongun, sonraları oldukça popüler olacak olan ilk kitaplarını yazmaya başladı. Kendini en iyi gösterdiği ve ün kazandığı işse gençlik kitapları oldu.
O yıllar hakkında, “Ama ben, her öğrendiğimi kâr sayıyordum. Hatta bir arkadaşım, “Deli misin, bu paraya sabahlara kadar oturup çeviri yapılır mı? Ben hayatta yapmam”, diye beni vazgeçirmeye çalışmıştı. Ama sonunda ne oldu? Az paraya bakmadan devam ettim ve o çeviriler beni bugüne getirdi.” şeklinde bahsederek memnuniyetini ifade etmişti.
Nilgün Himmetoğlu’nun onu yönlendirmeleri ve yüreklendirmeleriyle bu günlere gelmişti. Kendisi de yazar olmasını ona borçlu olduğunu daima dile getirmişti. Onu yazmaya iten şeyse, Alpaslan Ongun'la evliliğinden olan biricik kızları büyürken onların okuyabileceği tarzda kitap bulamıyor olmasıydı.
Gelişimi hakkında, “Şöyle ki, yaptığım bir çeviri, bir editörün dikkatini çekti, bana neden kendi kitabımı yazmadığımı sordu, beni yüreklendirdi ve böylece ben ilk kitabımı yazdım. Yine az paraydı ama yine çalışmaya ve yenilikler yapmaya gayret ettim. Çocuk kitabından gençlik yazınına geçtim, özellikle o zamanlar ‘gençlik yazını’ diye bir kavram bile yoktu. Sonra gençler için kişisel gelişim, yaşama kültürü konularında yazdım ve bugünlere geldik.” diyerek gençlere onu örnek almalarını tavsiye ediyordu.
Onları yaşayabileceklerine karşı hazırlayan eserler verdi. Ebeveynlerin üstüne düşen görevi, bir noktada bu kitaplarla kendisi yapar hale geldi. Bilinçli bir nesil oluşması için çabalıyordu aslında. Sorgulayabilen, demokratik tutuma sahip, açık konuşmaktan çekinmeyen bir gençlik… İpek Ongun'un kitaplarının listesiyse şu şeklide;
Yoksa Hayat Gençken Daha mı Zor?
Bir Genç Kızın Gizli Defteri
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 2: Ya Sen Olmasaydın
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 3: Günler Akıp Giderken
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 4: Hayat Devam Ediyor
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 5: Şimdi Düğün Zamanı
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 6: İşte Hayat
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 7: Adım Adım Hayata
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 8: Kendi Ayakları Üstünde
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 9: Arkadaşlar Arasında
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 10: __Taşlar Yerine Otururken
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 11:Yıllar sonra
Bir Genç Kızın Gizli Defteri 12: Nerde kalmıştık
Afacanlar Çetesi
Kamp Arkadaşları
Mektup Arkadaşları
Yaş On Yedi
Yarım Elma Gönül Alma
Sabah Pırıltıları
Bir Pırıltıdır Yaşamak
Bu Hayat Sizin
Lütfen Beni Anla
Duyarlı Davranışlar
Mayanın Günlüğü 1- Haydi Tanışalım
Mayanın Günlüğü 3- İşte Benim Ailem
Mayanın Günlüğü 2- Güzel Bir Gün
Mayanın Günlüğü 4- Haydi Oyuna
Ve Türkiye’de de bunun öncüsü olmaya karar vermişti. İpek Ongun, gençliğin bir insan hayatındaki en önemli dönem olduğunu düşünüyordu. Bireyin bu zaman diliminde doğru yönlendirilmesi gerektiğine inancı tamdı. Gençlere yol göstermek için yazmaya başladı.
Aynı zamanda Ayşe Kulin’le çok sıkı dostlardı. Ayşe Kulin’in geç yaşta başlayan yazarlık hayatı zaten bekledikleri bir şeydi ancak onunki herkese sürpriz olmuştu. Çocukluk yıllarında yazar olmak gibi bir hayali olsa da sonraları böyle bir ihtimal hiç aklına gelmemişti.
Üç kuşaktır kitapları sevilerek okunan yazar, eserlerini yazarken yurt içi ve yurt dışında araştırmalar yapmış ve pedagoglarla iletişim halinde kalmıştı. Yaptığı işi önemsemiş ve en iyi şekilde yapabilmek için hiçbir zahmetten kaçınmamıştı. Akıcı anlatımı ve gençlerin dilini yakalaması da bir diğeri avantajı olmuştu. Yazdığı kitaplarla da birçok önemli ödül kazandı.
Bu şekilde hayatını sürdüren başarılı yazar, tam da istediği şekilde hâlâ yazmayı sürdürüyor.
Biz de kitaplarıyla büyüyen bir nesil olarak uzun yıllar daha kalemi elinden bırakmamasını diliyoruz... 🦋
Ben de lise yıllarımda bazı kitaplarını okuma şansı bulmuştum. Özellikle genç kızlarımıza tavsiyelerde bulunan kitaplar yazıyor kendisi. Örneğin bir kitabında adabı muaşeret kurallarını anlatıyordu. Her ne kadar bu kitapların gençlerin kişisel temizliğine, bakımına, arkadaşlık ilişkilerine vesaire dikkat çekmesini beğensemde kendisine bir eleştiri getirmek istiyorum. Görünen o ki İpek hanım hep varlık içersinde büyümüş ve yetiştirilmiş ama günümüzde onun elindeki fırsatlara sahip olamayan birçok genç var. Kitaplarında nasıl İsveç ladysi olunuru anlatmaya çalışıyor ve bütün kitaplarında tek tip kadın veya erkek karakterleri gösteriyor bize. Nedense bu karakterlerimiz hep pembe bulutlu ütopik bir dünyada yaşıyorlar ve dertleri senin benim gibi insanlardan çok daha farklı. Her ne kadar kalemini ve amacını beğensem de İpek hanımın gençlere kendi hayatlarına bakıp hayal kırıklıkları yaşatmadığı, daha gerçekçi hikayeler yazmasını diliyorum.
ortaokulda bir arkaşımın okumam için verdiği kitapla tüm serilerini okumuştum bana kitap okuma alışkanlıgı kazandırmıştı :)
ya ben de çok ozenirdim bu kadının kitaplarındaki karakterlerin yaşadıklarına, ama sürükleyiciydi,güzeldi, hey gidi günler