Ne diziydi, ne senaryoydu ama!
Türk televizyonlarının en çok bilinen, sevilen ve hala gündemden düşmeyen dizisi Kurtlar Vadisi, kadrosuyla senaryosuyla bir efsane haline geldi! En az başrol ekibi kadar önemli, hatta kadrosu ve senaryosuyla ayrı bir dizi olabilecek potansiyele sahip olan ve izlemeyenler için bir hayli karışık duran Kurtlar Konseyi'ni masaya yatırıyoruz!
Kurtlar Konseyi'nde kim kimmiş, kimler hangi görevlerle ilgileniyormuş? Gelin öğrenelim!
Efsane kadroda Zafer Ergin, Atilla Olgaç, İstemi Betil, Baykal Saran, Tarık Ünlüoğlu, Nişan Şirinyan, Adnan Biricik, Haldun Boysan, Osman Wöber, Sönmez Atasoy ve bugün vefat haberini öğrendiğimiz İsmail İncekara gibi isimler yer alıyordu!
Öğrenmeye hazır mısınız?
Büyük Orta Doğu'daki baronun ve mafyanın en tepesindeki isimdi Mehmet Karahanlı... Aslında istihbaratçı olan Karahanlı, öngörüş yeteneğiyle herkesin hamlesini önceden tahmin eder ve bunu kendi lehine çevirirdi. Sözü dinlenir, her emri anında yerine getirilirdi. Ondan habersiz kuş bile uçmazdı diyebiliriz! Konseyin başındaki isim olan Karahanlı, Irak Savaşı'nda Amerika'ya destek vermek istemiş fakat 1 Mart Tezkeresi'ni meclisten geçirememişti. Bu sebeple Sultanahmet Mabedi'nde kılıçtan geçirilir. Ölürken Polat'ın yıllar önce kaçırılan oğlu olduğunu anlamıştı...
Karahanlı'nın sağ kolu olan Kılıç'ın gerçek adı Ali'ydi... Bir rivayete göre Kılıç küçükken Mehmet Karahanlı'nın ailesi, Kılıç'ı evlatlık edinmişti. Yüzündeki yara ve yanından hiç ayırmadığı çakısıyla nam salan Kılıç, Karahanlı'nın selameti adına her şeyi yapardı, gözü kara bir adamdı... Mehmet Karahanlı'nın ölümü sonrası yıkılan Kılıç, Karahanlı'nın oğlu olduğundan şüphelendiği Polat'ın konsey baronu olmasını sonuna kadar desteklemişti.
Diyarbakırlı Hüsrev Ağa, Laz Ziya ile birlikte hareket etmesiyle bilinir. Gelenekçi bir adamdı. Karahanlı'nın daha çok para kazanmak için uyuşturucu işini yenilemek istemesine karşı çıkmış ve bu da aralarındaki problemlere her gün bir yenisini daha eklemişti. Laz Ziya ve aynı kafada olduğu Hüsrev Ağa yakalanıp hapse girmiş, çıkınca Rus Konseyi'ne yaranmaya başlamıştı. Fakat iş işten geçmiş ve ikili, Karahanlı - Kılıç ikilisinin gazabına uğramıştı.
Hüsrev Ağa ile konsey içinde kendi yapılanmasını kuran Laz Ziya, Süleyman Çakır'ın kayınpederiydi. Hayattaki en önemli iki şey vardı onun için; biri kızı, biri de para... Aslında armatör olan Laz Ziya, parasının büyük bir kısmını silah ticaretinde kazanmıştı. En büyük düşmanı ise Testere Necmi idi... Laz Ziya, hapishanede şişlenerek vefat etti.
Laz Ziya, ilk sigarasını Süleyman Çakır'ın ölüm haberinin ardından yakmıştı...
'Kumarhaneciler Kralı' Tombalacı Mehmet, daha çocuk yaşlarında suça bulaşmıştı. Konseyde Çakır ve Şevko arasındaki gerilimde Şevko'nun tarafını tutması, diğer üyeler ile arasında bir problem yaşamasına sebep olmuştu. Süleyman Çakır ile olan anlaşmazlığının sebebi yine bir kumarhane. Çakır'dan kumarhanesini istemiş alamayınca kumarhaneyi taratmıştı. Bu çatışmadan Çakır'ın kız kardeşi Derya ölmüştü... Sonunda kumar oynatmaktan hapse giren Tombalacı Mehmet, 2. Susurluk Olayı'na adının karıştırılmasının ardından zor durumda kalmıştı. Daha sonrasında ise Çakır tarafından dövülüp Alemdar tarafından öldürüldü...
Boysan'ın Covid19 sebebiyle korktuğu, bu yüzden hastaneye gidemediği ve hastaneye gidemediği için kalp pilini değiştirmediği ortaya çıktı...
Musevi kökenli Samuel, konseyin ve paralarının dış ilişkilerini yönetmekteydi. MOSSAD ve CIA ile ortaktır, istihbaratı sağlamdır... Karahanlı'nın ölümü sonrası kendisini baron ilan etmek ister fakat başaramaz. Samuel, tapınakçılar tarafından aracının altına yerleştirilen bombanın infilakı sonucu hayatını kaybetmişti...
Ee tabii bu kadar suçlunun arasında bir tane de avukat olması lazım değil mi? İşte şeytanın avukatı Nizamettin Güvenç... Aslında Karahanlı'nın avukatıydı Güvenç fakat ipten adam almasıyla meşhur olduğu için tüm konsey sırtını bir noktada ona yasladı... Üniversitede hocalık yapan Nizamettin, aslına baktığınız zaman dizinin en sinsi, karanlık, gizemli ve sorunlu karakterlerinden birisiydi! Elif Eylül, Samuel Vununu, İplikçi Nedim, Laz Ziya ve Kılıç gibi karakterlerin ölümünden sorumlu olduğu son sezon ortaya çıkmıştı! Daha sonra kendisi de Polat Alemdar tarafından soruya çekilip asılarak öldürülmüş, cesedi 'Vatan haini' yazılı bir kağıtla Sultanahmet'teki Dikilitaş'ta sergilenmiş. Ayrıca Güvenç'in birçok tarikat ve örgütle bağlantılı olduğu, masonik örgütlerle iş birliği yaptığı vurgulanmıştı...
Kılıç gibi Testere Necmi de Karahanlı'ya bağlı ve yakındı. Çocukken ustası ve annesinin yasak aşkına şahit olmuş ve ikiliyi testere ile öldürmüş. Testere lakabı buradan geliyor. Çakır'ın dediğine göre bu alemde bir tek Kılıç'ı tanır, Kılıç'ı bilir... Gözü dönerse ne baron dinler ne mafya! Şevki Gökdeniz, Cerrahpaşalı Halit ve Süleyman Çakır'ın yer aldığı birimle ilgilenirdi. Sefirlik Masası ona emanetti! Laz Ziya'nın kızı Meral'e aşık olmuştu... Tam o sırada uyuşturucu sevkiyatında çıkan sorun yüzünden Karahanlı tarafından kalemi kırıldı. En sonunda Polat Alemdar tarafından yakalanıp Aslan Akbey'e teslim edilir. Fakat burada patlayan bomba sonucu hayatını kaybeder...
Mehmet Karahanlı tarafından yetiştirilen Deve Tuncay, bir süre sonra Türkiye'deki tüm gümrükleri denetleyen bir bürokrat haline gelir. Oldukça hassas, simetri ve düzen takıntısıdır. Hapisten kaçmak için deli taklidi yapar. Laz Ziya'nın ölümü sonrası delirdiğini söyleyerek akıl hastanesinde tedavi görür... Polat ile yakınlık kuran Deve Tuncay, İskender Büyük tarafından kaçırılıp işkence edilir. Polat Tuncay'ı kurtarır. Hayatını düzene sokan Tuncay, Asu'ya aşık olur fakat yakalanan Asu, sorgulanmamak için zehir içerek kendisini öldürür... Yaşadıkları onu çökertir ve Polat onu bir hastanenin müdürü yapar. Koskoca bir mafya babasıyken yaşadığı bu çöküş sonucu Deve Tuncay, artık arkadaşlarının gözünden de düşmüştür...
Kardeşinin kendisini ihbar etmesiyle hapishaneye düşmüş, Polat Alemdar ise Halo Dayı'yı helikopter ile hapisten kaçırmıştı... Sözü dinlenen, sayılan, tam bir 'dayı' konumundadır. Kansere yakalanan Halo Dayı, hem 1 yıl ömrünün kaldığını hem de sevdiği kadından çocuğu olacağını öğrenmişti. Polat'ın ikna etmesiyle tedavisine geri döner. Cavit'in kafasını baltayla keserek öldürür, Cavit'in kardeşi Cevat, aynı şekilde intikamını alır ve Halo Dayı vefat eder...
Yaşanılanlar, hapisten kaçış şekli ve hikayesiyle Halil Havar'ı temsil ettiği düşünülür...
Musevi kökenli olan Nedim Malik, görünüşte iplik satışı yapar. İplikçi adı buradan gelir. Asıl işi tefeciliktir. Çakır 'İstanbul'un en büyük tefecisi' der kendisi için... Konseyin tüm parasını yöneten kişi İplikçi Nedim'dir. Sürekli ıhlamur içen Nedim Malik, aksanı, para aşkı ve esprileriyle akıllara kazındı. Nizamettin Güvenç'in düzenlediği silahlı saldırı sonucu çok sevdiği paracıklarından ayrılmak zorunda kalır...
Hikayesi, Türk Yahudisi iş insanı Nesim Malki ile benzetilmektedir...
Türkiye'nin bu karanlık ve puslu vadisinde 1 yılda paylaşılan para; şantaj ve haraçtan 100 milyon dolar, kaçak insan ticaretinden 200 milyon dolar, kumardan 1,5 milyar dolar, silah kaçakçılıgından 3 milyar dolar, tahvil, bono, döviz ve borsa monipilasyonundan 10 milyar dolar, uyuşturucu ticaretinden 40 milyar dolar, kayıt dışı diğer gelirleriyle birlikte konseyin kontrol ettiği para yaklaşık 125 milyar dolar…
konsey kendini tasfiye etmiştir...
Dizi, gerçek olaylara cesur şekilde dokunduğu zamanlar çok iyiydi. Ne zaman Osman Sınav bırakıp Şaşmaz Biraderler devraldı, o zaman tadı kaçtı.