Bir bardak kahvenizi aldıysanız her gün fincan fincan içtiğimiz kahvelerin ardındaki garip efsaneleri yerle bir edelim mi?
Bir bardak kahvenizi aldıysanız her gün fincan fincan içtiğimiz kahvelerin ardındaki garip efsaneleri yerle bir edelim mi?
Peki kısıtlı vakit durumlarında yahut okul, iş yeri gibi yerlerde bu tip imkanların eksikliğinde imdada yetişen granül (hazır) kahveleri seviyor musunuz? Aslında lezzet olarak çoğu damak tadının vazgeçilmezi bu kahveler, öte yanda ise bu kahvelerin çekirdeklerin öğütülmesi sonucu ortaya çıkan kahvelerden daha özensiz olduğunu düşünen bir kesim var.
Temel endişe bu kahvelerin paketli gıdalar gibi farklı işlemlerden geçmiş, zararlı bileşenler içerebileceği üzerine. Kalitesiz kahve çekirdeklerinden yapıldığı, bu sebeple lezzetinin de yerinde olmadığından, bazı toksik maddeler barındırdığından ve antioksidan yoksunu olduğundan da bahsediyor çoğu kişi.
Hem raf ömrünü korumak hem de kahveyi bardağa döktükten sonra herhangi bir tortu kalmaması için iki ayrı yöntem kullanılıyor. İİki, dondurarak kurutma adı verilen, kahveden oluşan sıvı yapısının içerisindeki suyu buharlaştırmadan ibaret yöntem. Sonrasında dondurulan kahve kristallerinden ayrılıyor ve paketleniyor.
Diğer yöntem spreyle kurutma, burada kahveyi de içeren sıvı yapısı sıcak hava çemberinde püskürtülüp granülleştiriiliyor. Görseldeki sistem tam da bunu anlatıyor.
Besinlerin antioksidan seviyelerinin yüksekliği onları sağlıklı olarak görmemiz için önemli bir etken, biliyorsunuz. Kahve de yüksek antioksidan oranına sahip ve sadece espresso yahut filtre kahve değil hazır kahvelerde de benzer antioksidan mevcut. Bazı araştırmalar 'kahve elitiizmi' yapılan kahve türlerine nazaran hazır kahvelerdeki antioksidan seviyesinin daha yüksek olduğunu da belirtiyor fakat bu ikinci iddia biraz tartışmalı.
Bir bardak filtre kahvede ortalama 90 miligram kafein varken bir bardak hazır kahvede ortalama 50 miligram kafein var, yani kafein seviyesi daha düşük. Aslında kahveyi çarpıntı yaptığı endişesiyle içmekten imtina eden kişiler hazır kahvelere daha rahat yöneliyor.
Yani hazır kahvenin zararlı olduğunu düşünenler haklı fakat önemli bir detay var, akrilamid tükettiğimiz çoğu hazır besinde halihazırda bünyemizde yer edinmiş durumda. Sadece hazır kahve içerek karşılaştığımız bir tür zehir değil yani.
Bu açıdan bakıldığında içerdiği akrilamid oranı günde bir fincan içildiğinde tek başına sağlığı tehdit etmekten oldukça uzak.
Hazır kahvenin lezzetini daha çok seven biriyle dakikalarca özel yöntemlerle demlenmiş kahveyi seven kişi arasında herhangi bir ayrım yapmanın pek anlamı yok. Bu ayrım zaten gülünç olan kahve elitizmine giriyor.
Uzun lafın kısası, hazır kahveler ve öteki kahve türleri arasında amaç açısından temelde büyük farklar yok. İş zararlara geldiğinde ise hazır kahvelerin tüketirken daha temkinli olmak şart.
BOŞ İÇERİK.
Türk kahvesi forever.
akrilamid maddesi gıdalarda maillard reaksiyonu sonucu olur. bu da kavurma kızartma gibi işlemlerde olur. ekmeğin üzerinde hafif yanmış-kızarmış yerlerinde bile görülür akrilamid. hazır kahve dedikleri, granül kahveler de hazırlanırken bir takım yüksek ısıl işlemlere uğrar o nedenle akrilamid içerir. filtre kahve için mis gibi. ayrıca dediğim gibi ekmekte bile var bu akrilamid. çok da şeetmeyin yani. ama yanık ekmek et vs de yemeyin.