Dünyada hala sırrı çözülememiş, gizemini ilk günkü gibi koruyan, araştırma yapıp sonucuna bir türlü ulaşamayınca saç baş yolduran birçok olay var! İddia ediyoruz, bazılarını 'Acaba doğru mu anlıyorum?' diyerek tekrar tekrar okuyacaksınız! İşte, hem ürpertici hem de gizemini hâlâ koruyan olaylara şahitlik eden birbirinden ilginç mekanlar ve öyküleri...
Waverly Hills hastanesi, aslında tüberküloz hastalarının tedavisi için açılmış. O dönemde bu hastalığın tedavisi için açılan en prestijli hastane olarak biliniyor ama daha sonra hastalığın iyice artması ve ilacının bir türlü bulunamaması sebebiyle 400 kişi olan hasta kapasitesi bir hayli aşılmış! 64 bin kişinin bu hastanede öldüğü söyleniyor. Belki de paranormal olayların yaşanma sebeplerinden biri de budur! Tüberkülozun çaresi bulunduktan sonra hastane kapanıyor. Waverly Hills, başka bir isimle akıl hastalarına hizmet vermek için bir yıl sonra tekrar açılıyor. O dönemde antibiyotik ilaçların yaygın olmaması nedeniyle doktorlar, hastalar üzerinde deneysel tedaviler uygulamaya başlıyorlar. Bu tedavilerin sonucunda o kadar çok ölen oluyor ki cesetleri taşımak için hastanenin içinden geçen bir tünel inşa ediliyor. Tam da bu dönemlerde hastalar ve hasta yakınları, sürekli etrafta gezen gölgeler gördüklerini söyleseler de bu söylentiler pek ciddiye alınmıyor. Özellikle 3. ve 5. katta top oynayan bir çocuk ve sürekli ortalıkta dolaşan bir kızın varlığı herkesin dilinde. Tabii bir de aynı odada iki hemşirenin intihar etmesi olayı var. Her ne kadar intihar olduğu söylense de olayı görenler, hemşirelerden birini bir gölgenin aşağı ittiğini ve hemşirenin yere düşemeden ortadan kaybolduğunu söylüyor.
Fotoğraflarıyla bile ürküten bu otel, adrenalin tutkunları için harika bir tatil yeri. Şaka yapıyor olmayı biz de çok isterdik ama bir katında hayaletlerin yaşadığına inanılan bu otel, hâlâ bir tatil köyü bünyesinde hizmet veriyor. Oteli bu kadar ilginç ve korkunç kılan olaylardan ilki, 873 numaralı odada yaşıyor. Birazdan anlatacağımız korkunç olayın Stephen King'in ünlü romanı The Shining'e ilham verdiği söyleniyor. Bu odada kalan bir baba, bir gece delirip karısını ve kızını öldürüyor. Bu olaydan sonra oda temizlenip yeniden hizmete açılıyor; ancak anne ve küçük kızın çığlıkları, konuklara huzur vermiyor. Bu çığlıklardan sonra duvarlarda kanlı el izleri gördüğünü söyleyen konuklar da var. Bunun üzerine ziyarete kapatılan odanın kapısına tuğlalar örülse de hâlâ aile üyelerinin hayaletlerinin o katta dolaştığı söyleniyor. Deneyimlemek isterseniz otel hâlâ açık! :) Tabii bir de otelin balo salonunda dans ederken düşüp ölen bir kadın var. Rivayete göre, kadın dans ederken eteği alev alıyor ve kurtulmak isterken merdivenlerden düşüp boynu kırılıyor. Bugün hâlâ balo salonunda dans ederken merdivenlerin köşesinde kendilerini izleyen beyaz elbiseli bir kadın gördüğünü ya da zaman zaman yanık kokusu aldığını söyleyen konuklar varmış!
Kaliforniya'da bulunan bu gizem dolu ev, her yıl binlerce turistin uğrak noktası halinde. Bu üne kavuşmasını sağlayan en önemli sebeplerden biri ise geçmişte evde yaşanan paranormal olaylar! Winchester silah şirketinin sahibi tarafından inşa edilen evin her köşesinin, bu şirketin silahlarıyla öldürülen insanların hayaletleri tarafından işgal edildiğine inanılıyor. Oda içinde odalar, hiçbir yere çıkmayan merdivenler, tuzak geçitler ve daha neler neler... Bu görkemli evin, hayaletlerin kafasını karıştırmak için bu şekilde inşa edildiğine inananlar da var. Her yıl akın akın gelen turistlerin arasına karışmak bile cesaret istiyor gerçekten.
Tüyler ürperten bir hikâye de Transilvanya'dan geliyor. Zamanın akmadığı, gidenlerin orada neler yaşadığını hatırlamadıkları bir orman düşünün! Farklı zamanlarda ansızın kaybolan bir gelin, bir kız çocuğu, bir çoban ve 200 koyun... Ormanda gezen bir kadın hayaleti, ağaçların üzerindeyken çekilmiş bir UFO'nun görüntüleri... Ormandan sağ çıkabilenlerin vücutlarında oluşan yara izleri... Bu ormanla ilgili öyle şeyler anlatılıyor ki ne biz söyleyelim ne sizin kâbuslarınız şenlensin!
İnsanın insana yaptığı kötülüğü başka kimse yapamaz herhalde! Bunu söylüyoruz; çünkü paranormal olayların başlama sebebi genellikle kıyım, toplu katliam ya da işkenceler oluyor. Bu da öyle bir hikâye. 1700'lerin sonlarında Avrupa'da veba hastalığına yakalanan insanlar, ziyaret ettikleri küçük Poveglia Adası'ndaki herkese bu hastalığı bulaştırmış. Ada, karantinaya alınmış ve diğer veba hastaları da buraya nakledilmeye başlanmış. Kadın, yaşlı, çocuk demeden herkes burada toplu şekilde yakılmış! Toplamda 160 bin kişinin bu adada yakıldığı biliniyor. Daha sonra ada, akıl hastaları için bir tedavi merkezi olarak kullanılmaya başlanmış. Doktorlar, 'lobotomi' adlı bir yöntemle psikolojik rahatsızları tedavi ettiklerini düşünerek binlerce insanın ölümüne sebep olmuş. Hatta ölenlerin hayaletleri peşlerini bırakmadığı için çoğu doktor da aklını yitirip 'çan kulesi' denilen bir odada intihar etmiş. Doktorların yüksekten düşerek öldüğü söylense de topraktan çıkan hayaletlerin onları boğduğuna inanılıyor. Adanın etrafından geçenlerin ve uzaktan seyredenlerin söylediğine göre hâlâ çığlıklar, yakarışlar ve çan sesleri duyuluyormuş.
İskoçya'da bulunan ve Overtoun Kalesi'ne gitmek için yapılan bu köprü, açıldıktan bir yıl sonra ilginç bir olaya şahitlik ediyor. Ziyarete gelenlerden biri köprüde köpeğiyle yürümeye başlıyor ama köprünün ortasına doğru geldiklerinde köpeğinin hareketlerinde bir tuhaflık olduğunu fark ediyor. Köpek havlıyor, sinirleniyor ve sahibinin elinden kurtulup kendini aşağı atıyor! Daha sonra başka köpeklerin de benzer davranışlar sergilediği köprüde bugüne kadar 600 köpek intihar etmiş. Buna sebep olarak ise daha önce kalede yaşayanların köpekleri istemedikleri için lanetledikleri söylentileri gösteriliyor. Hayvan davranışları uzmanı Dr. David Sand'e göre köpekler, köprünün altında yaşayan vizonların kokusu sebebiyle suya atlayıp onları yakalamak istiyorlarmış. Sizce hangisi doğru?
Belmez, İspanya'da bulunan birçok kasabadan biri. Onu farklı kılan şeyse tüyler ürperten hikâyesi! Kasabada yaşayan Maria Gomez, mutfak zemininde yüze benzeyen şekillerin oluştuğunu fark ediyor. Böylece araştırmacıların '20. yüzyılın en büyük paranormal gizemi' olarak adlandırdıkları olaylar silsilesi başlamış oluyor. Zemin kazılıp altından değişik yüzler çıkmaya devam edince ev ve civarı, araştırma bölgesi ilan ediliyor. Evin altında kazı yapıldığında binlerce kafasız iskelete ulaşılıyor! İskeletler alınıp başka bir bölgeye gömülüyor ama evdekilerin çilesi bununla bitmiyor. Yeni yüzler çıkmaya devam ediyor, üstelik bu sefer 'Belmez Yüzleri' adını verdikleri şekiller, giderek gençleşiyor ve ifadeleri değişiyor. Ev sahibi Maria'nın 85 yaşında vefat etmesiyle bu lanetin biteceğini düşünenler olsa da tam tersi daha belirgin yüzler çıkmaya devam ediyor. Daha sonra tüm bunların evin oğlu tarafından, dikkat çekmek amacıyla yapıldığı iddia edilmiş ama inanan olmuş mudur, bilmiyoruz.