Kent adını verdiğimiz 21.yüzyıl ormanlarında yeteri kadar yaşadıysanız, bu fotoğraflara ilk bakışta insan yapımı bazı nesneleri görüyor olmanız normaldir.
Kent adını verdiğimiz 21.yüzyıl ormanlarında yeteri kadar yaşadıysanız, bu fotoğraflara ilk bakışta insan yapımı bazı nesneleri görüyor olmanız normaldir.
Şehirlerde yaşayan insanlar, büyük ölçüde insanlar tarafından üretilen nesnelerin ön planda, hayvanların ise arka planda kaldığını söylemişlerdi.
Daha sonra hibrit görüntüler oluşturmak için fotoğrafları aynı oranda üst üste eklediler. Gönüllüler, bu görüntülerin bir ekranda sırasıyla belirmelerini izlerken, her birini küçük bir hayvan, büyük bir hayvan, küçük bir insan yapımı nesne veya büyük bir insan yapımı nesne olarak sınıflandırdılar. Genel olarak, gönüllüler insan yapımı cisimlere karşı açık bir sapma eğilimindeydiler, özellikle de büyük olduklarında.
İnsanlar genellikle yeni bilgileri işlemek için geçmiş deneyimlerinden ilham alırlar. Klasik örnek, bir bahçe hortumunu bir yılana benzetmektir. Bu durumda, daha az sayıda “doğal” nesneye maruz kaldığımız sanayileşmiş ülkelerde yaşamak, dünyayı görme şeklimizi de bütünüyle değiştiriyor demektir.
Sizin bu fotoğraflara ilk baktığınızda gördüğünüz şey bir nesne mi yoksa bir hayvan mıydı? Eğer cevabınız hayvansa, belki de dünya adına sevinebiliriz.